Suçluların öyle hiçte yüzü kızaracağı da yok, pişmanlıkları da yok; hak etti öldürdüm deyip geçiyorlar.
Peki bu insanları böyle pervasızca suça teşvik eden nedir derseniz? Cezaların caydırıcılık özelliğinin olmadığındandır. Adam öldürenler; önce müebbet, sonra ceza indirimleri, falan filan derken, hele birde sürekli af beklentileri olduktan sonra; gelsin suçlar dercesine suç işlenmekte, kanunlardaki aksaklıklarla da adeta suça davetiye çıkarılmaktadır.
***
Suç işlemek, dünya kurulduğunda ilk insan ve ilk peygamber Hz. Ademin oğulları Kabilin Habili öldürmesiyle başlamıştır. Suçlar kıyamet kopacağı güne kadar devam edecek; ölenler öldürenler, çalanlar çaldıranlar, v.s
Suçu tamamen ortadan kaldırmak mümkün değildir ama oranları azaltmak mümkündür.
Suçun caydırıcılığını sağlayacak miktarda ceza ortaya koyulması gerekmektedir. İşin nirengi noktası tam burasıdır işte; sözde batılı dostlarımızın dayatmaları ile çıkarılan AB uyum yasalarıyla sürekli ceza indirimleri, toplumun huzurunu bozacak davranışların suç olmaktan çıkarılması da bundan olsa gerektir.
***
Kuran-ı Kerimde suçun ancak cezanın mukabiliyle engel olunabileceği hakkında ayetler mevcuttur. Ayet-i Kerime de; Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre karşı hür, köleye karşı köle, kadına karşı kadın kısas edilir. Ancak öldüren kimse, kardeşi (öldürülenin vârisi, velisi) tarafından affedilirse, aklın ve dinin gereklerine uygun yol izlemek ve güzellikle diyet ödemek gerekir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Bundan sonra tecavüzde bulunana elem dolu bir azap vardır.
Ey akıl sahipleri! kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki (bu hükme uyarak) korunursunuz. (Bakara Süresi/178-179).
***
Kısas, ne intikam almak ve ne de kin duygularını tatmin etmek demektir. Kısas, bunlardan daha yüce, daha üstün bir değerdir. O, hayat içindir, hayat uğrunadır, hatta hayatın ta kendisidir. Sonra da bu farzın hikmetini düşünmeyi, üzerinde kafa yormayı, kalpleri, Allah korkusu ile canlandırıp coşturmayı amaçlayan bir hükümdür.
Kısas hükmünün içerdiği hayat her şeyden önce canileri adam öldürmekten caydırmasından kaynaklanır. Çünkü öldüreceği insanın hayatına karşılık kendi hayatından olacağından kesinlikle emin olan kimse, elbette adam öldürmeye kalkışmadan önce aklını başına alacak, düşünecek ve "Böyle bir işi yapayım mı, yoksa yapmayayım mı?" diye tereddüt edecektir. Ayrıca fiilen işlenen cinayetlerde öldürülenin ailesinin ve yakın akrabalarının gönül yaralarını iyileştirmesi, bu gönüllerdeki kin ve intikam özlemini dindirmesi bakımından "kısasta hayat vardır (Fizilalil Kuran/Tefsir)
Yukarıdaki ayetlerden ve tefsirinden de anlaşılacağı üzere; suç işlemeyi düşünen insan, karşılığındaki cezanın şiddetinin ağırlığını muhasebe edecek ve yapacağı muhasebe neticesinde işleyeceği suçtan vazgeçecektir. Aksi taktirde pervasızca suç işlemenin önüne geçilmesi mümkün olmayacaktır.
***
Eğer suçların yükselişi engellenmek isteniyorsa, ceza indirimine değil, hak edilen ceza neyse onun yerine getirileceği hale dönüştürülmelidir. Eğer gerçekten insan hayatına önem verildiği iddia ediliyorsa..!
UĞUR KEPEKÇİ