Ramazanın gelmesiyle birlikte ibadet yoğunluğuna giren milletimizin bu yoğunluğunu kırmak isteyen olacak, bazı din bezirganlarının da meydana çıkacağı her herkesçe malumdur. Bu yazımızda teravih namazı hakkında ortaya atılan yanlış bilgileri aydınlatmak maksadıyla kaynaklardan bilgiler paylaşalım istedik.
"Resulullah (sav) Ramazanda mescitte gece bir namaz kıldı. Sahabenin çoğu da onunla birlikte o namazı kıldı. İkinci gece yine aynı namazı kıldı. Bu kez O'na tabi olarak aynı namazı kılan cemaat daha fazla oldu. Üçüncü gece Hazreti Muhammed (sav) mescit'e gitmedi. Orayı dolduran cemaat onu bekledi. Resulullah (sav) ancak sabah olunca mescide çıktı ve cemaate şöyle buyurdu:
"Sizin cemaatla teravih namazını kılmaya ne kadar arzulu olduğunuzu görüyorum. Benim çıkıp, size namazı kıldırmama engel olan bir husus da yoktu. Ancak ben size, teravih namazının farz olmasından korktuğum için çıkmadım" (Buharî, Teheccud, 57)
Vicdani bir muhasebe yapınca; iman ve izan sahipleri için bu davranışta, teravih kılmaya teşvik olduğu işareti vardır.
Hanefilere göre, teravih namazının rekât sayısı Hz. Ömer (r.a)'ın uygulamasına dayanır. Hz. Ömer Mescid-i Nebevî'de halifeliğinin son zamanlarında teravih namazını yirmi rekât olarak kıldırdı. Dört halife devrinden sonra da kimse teravihin yirmi rekat olarak cemaatla kılınmasına karşı çıkmadı. Alimler bu hususta Hz. Muhammed (sav)'in şu hadisine göre hareket etmişlerdir: "Benden sonra benim sünnetimden ve raşit halifelerin sünnetinden ayrılmayın" (Tirmizî, İlim, 16; İbn Hanbel, IV, 126).
Diğer yandan Abdullah b. Abbas (r.a)'ın Ramazan ayında teravih namazını yirmi rekat olarak kıldığı ve arkasından da üç rekat vitir namazını kıldığı rivâyet edilmiştir. İmam Ebû Hanife'ye Hz. Ömer (r.a)'ın bu hususta yaptığı uygulama sorulunca, şöyle demiştir: Teravih namazı hiç şüphesiz müekked bir sünnettir. Hz. Ömer, bu namazın cemaatle ve yirmi rekat kılınmasını şahsi bir ictihadı ile yapmadığı gibi, bir bid'at olarak da emretmemiştir. O, kendisinin bildiği şer'î bir esasa ve Hz. Muhammed (sav)'in bir vasiyetine dayanarak böyle yapmıştır (et-Tahtavî, Haşiye, 334)(Şamil İslam Ansiklopedisi)
Bu bilgiler ışığında aklı selim düşünen Müslüman, sadece Ramazan ayına mahsus olan Teravih namazlarını da ihmal etmez.
İçinde çok kıymetli sırlar ve hazineler saklı olan şeyler, ancak erbabınca ve kişinin gayretince öğrenilir. Allah(cc) ibadetlerimizin, teravihin ve bu sayede peygamberimizin müjdesinin; "Her kim inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazan'ı ihya ederse, geçmiş günahları bağışlanır" sırrına ermeyi nasip eylesin. Amin
UĞUR KEPEKÇİ