Padişahı ülkesini terk etmiş, ezanları susmuş, bayrağı inmiş, kutsal vatan toprakları işgalcilerin ayakları altında çiğnenmiş bir halden; bağımsız, demokratik, laik ve özgür bir vatana kavuştuğumuzun ilanı olan Cumhuriyet Bayramımızın 101. yıldönümü kutlu olsun.
Kahraman Türk ordusunun İnönü Savaşlarını, Sakarya Meydan Muhaberesini ve Başkomutanlık Meydan Savaşını kazandıktan sonra; savaştığımız devletlerle 24 Temmuz 1923'te Lozan Barış Antlaşması imzalandı. Bu sayede Türkiye'nin bağımsızlığı dünya devletleri tarafından da kabul edilmek zorunda kalınmıştır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet rejimini ilan etmesiyle de her yıl 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı olarak kutlanmaktadır. Rabbim, dünya durdukça bu ve benzeri milli bayramlarımızı en coşkulu şekilde kutlamayı bizlere nasip eylesin.
Türk milletini esaretten kurtaran, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatından sonra iktidar olan iradelerin gönlünü dünkü işgal güçlerine kaptırması sonucu adım adım milli bayram kutlamalarımız eski ruhunu kaybetti.
Bir ulusun milli bayramlara gereken önemi vermesi, geleceğini de garanti altına almasına sebebiyet verir. Çünkü toplumların millet olma vasfını koruması, millet olarak aynı değerlere sahip çıkmasıyla mümkün olur.
Bu kadar büyük öneme sahip milli bayramlarımız uzun yıllar ihmal edildi. Özellikle AKP iktidarının AB ve ABD müttefikliği sevdasından dolayı milli bayramlarımız sinsi planlarla unutturulmaya ya da göstermelik bir kutlamaya dönüştürüldü.
Bu durumu engin ferasetiyle gören Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Ebedi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız "Milli bayramlarını kutlamayan milletler, dini bayramlarını kutlayacak vatan bulamazlar!" diyerek her yerin Türk Bayraklarıyla donatılmasının gereğini işaret etti ve dediler ki; "Evlerinize Türk Bayrağı asın; yoksa düşmanlar gelir kendi bayraklarını sizin evlerinize asarlar."
Prof. Dr. Haydar Baş hocamız bu söylemelerini Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) kadrolarıyla bizzat kendisinin de katılımlarıyla milli bayramlarımızı salon ve meydan programlarıyla eğleme geçirdi. Bu programlara büyük-küçük, kadın-erkek demeden halkımızın katılımı gerçekleşti.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın kaleme aldığı muhteşem bir eser olan Hoş Geldin Atatürk kitabıyla da Atatürk hakkındaki yalanları, iftiraları, şer güçlerin, saltanat kafalıların oyununu bozdu. Atatürk Vatandır sempozyumlarıyla ülkemizi karış karış gezerek kaybolmaya yüz tutan milli ruhu tekrar canlandırdı.
Son günlerde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bağımsızlığına ve milletimizin birliğine yönelik tehditlere karşı vatandaşımız günden güne bilinçlenmekte hain planları bir bir bozup milli mücadele ruhuna bürünmektedir.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın liderliğinde kurulan ve kesintiye uğramadan devam eden Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Onun yetiştirdiği kadro ve çok değerli evladı Av. Hüseyin Baş tarafından milli mücadelenin odağı olarak mücadelesine devam etmektedir.
Türkiye'nin milli birlik ve bağımsızlığına karşı sinsi planlar peşinde olanlar Türk milletinin yeniden kurtuluş mücadelesini vermeye hazır olduğunu bilmelidir. Bu sebeple kimse boş hayallerle kendini avutmasın.
Son söz ve duamız, Aziz Atatürk'e ait olsun; "Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır."