Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete Vatandaşın milli ve manevi duygularının bu kadar yozlaştırıldığı bir dönem olmamıştır desek yeridir. Toplumdaki çöküşe en fazla katkı sağlayan milli ve manevi ölçüden yoksun, medya olmuştur. Özelliklede televizyonlarımız bu konuda etkili olmuştur.
Hemen her eve davetsiz olarak giren televizyonla birlikte, bütün kültürlere de kapılarımızı açmış olduk. Bunu gayet iyi değerlendiren batılı güçler, toplum mühendisleriyle birlikte, bizi millet olarak içten içe çökertmeye hız vermişlerdir.
Meltem, Mesaj gibi milli ve manevi değerlere kıymet veren tv kanallarının dışında özelliklede malum güdümlü medya, tv dizileriyle farklı bir yolla can alıcı bir şekilde başarılı olmaktadır. Bütün evlerde, her bir ferd ayrı bir kanalda, ayrı bir günde, ayrı bir dizinin tiryakisi olmuş; Dizilerinin başlama zamanlarını bekler oldular.
Kimi dizilere milli kimlik süsü verilmiş, kimi dizilere dini kimlik süsü verilmiş, gerçekte vatandaşımıza farklı fikirler aşılamak adına sinsi planlarla farklı kültürler ve zararlı davranışlar aşılanmaya çalışılmaktadır.
Maalesef bu konuda ne RTÜK ne de Hükümet yetkilileri üzerlerine düşen görevi yerine getirmemektedirler.
Dizlerde son zamanlarda güya toplumsal olayları dramatize ederek çözüm üretildiği süsü verilerek; insanlar kanunsuzluğa sevk edilmektedir.
Her dizide aşiret kavgaları, çeteleşme, yeraltı örgütleri, adam öldürmeler; türlü türlü silahlar, intikamlar, şehirlerin göbeğinde silahlı çatışmalar
Bu kadar mühim olayların olduğu dizilerde, sözüm ona iyiyle kötünün mücadelesi sergilenirken, ortalıkta ne polis, ne asker, ne de devlet var (!) Bu tutum, kanunsuzluğa kapı aralamaktadır.
Milletin cep telefonlarında şiddet içeren dizilerin müzikleri çalmakta, birbirlerine dizi kahramanlarının isimleri ile hitap edilmekte. Herkesin gözünün içine baka baka şiddet aşılanmakta, kanunsuzluk aşılanmakta, şiddet tırmandırılmaktadır.
Buna da kanuni bir kılıf uydurularak, bir alt yazıyla vaziyet kurtarılmakta bu dizide adı geçen kahramanların, yer ve zamanın gerçekle alakası yoktur. Tamamen hayal ürünüdür (!) Sevsinler sizi
Ya toplumdaki yansımaları nelerdir; bunları düşündünüz mü?
Bakın dizilerle ne hale geldik.
Dershaneye giden bir evladımız var. Geçen gün bana ilginç bulduğum bir olay anlattı. Babacığım, dikkatimi çeken bir durum; dershanede, dışarıda, kantinde genellikle bazı günler gençler kavga ediyorlar. Seyredenler onları aralamak şöyle dursun, telefonlarındaki dizi müziklerini çalarak, ya da dizideki kahramanların adlarıyla tezahürat yapıyorlar. Birbirini ölesiye dövüyorlar. Akşam dizideki seyrettiklerini sanki birbirine tatbik ediyorlar.
Bazı diziler de aile facialarına sebebiyet vermektedir. Sanki toplumda aile içi aldatmalar, yalanlar, entrikalar öğretiliyor. Dizi yönetmenleri, şeytanın bile aklına gelmeyecek taktiklerin topluma aşılanmasına sebebiyet vermektedir. Hırsızlar, katiller, artık daha profesyonelce suç işlemektedirler.
Şanlı bir tarih hazinesine, nice kahramanlara, nice erenlere sahip olan bir milletiz. Dizi çekenler, konu sıkıntısından değil, başka amaçlarla böyle diziler çektikleri kanaatindeyim. Bu işi gafletten yapanlar lütfen uyansınlar, başka amaçlar peşinde olanlara da müsaade edilmemesi lazımdır. Önce sansür eleştirilerek ortadan kaldırmaya çalışıldı. Şimdi de zarar fayda ayırt edilmeden topluma her şey dayatılmaktadır. Adına daha özgür bir yaşam denilerek, bir toplum sinsi bir şekilde kültürel işgal altına alınmıştır. Bu millete yazık edilmektedir.
İlgilileri bu konuda daha duyarlı olmaya davet ediyorum.
UĞUR KEPEKÇİ