Prof. Dr. Haydar Başın güneydoğu seyahat ve programlarından izlenimlerimize devam etmek istiyorum. Bu seyahat esnasında edindiğim izlenimler ve ufkumda beliren umut ışığını sizlerle paylaşmak istemekteki gayem; umutları ve yaşama zevki elinden alınmaya çalışılan yüce Türk Milletine, ufukta beliren güneşi haber vermektir.
Birkaç gündür Güneydoğu programlarını aktarmaya çalışırken, özellikle taraf olarak yazmaya gayret ediyorum. Çünkü; Ülkemin içinde bulunduğu durum, vatandaşın içler acısı halleri, artık taraf olmayı gerektirmektedir. Oldum olası hoşlanmadığım ben olaylara tarafsız alarak bakıyorum ifadesidir. Ne demek tarafsızlık? Aslında tarafsızlık, taraf olanların karşısında ayrı bir taraf olmak demektir. Şimdi taraf olma zamanıdır. Haklının ve doğrunun yanında olma zamanıdır. Prof. Dr. Haydar Başın yıllar önce bir makalesindeki Haklı olun, Haklı ile olun, Hakka emanet olun ifadesinin gereğini yerine getirme zamanıdır.
BTP liderinin Güneydoğu seyahatinde sürekli altını çizdiği iki hususu dile getirmek istiyorum. Bunlar; Vatandaşlık maaşı ve Bedava enerji kullanımı müjdesidir.
VATANDAŞLIK MAAŞI
Vatandaşlık maaşı ile murat olunan, milletimizin etnik yapısı ve yoksulluğu istismar edilerek, ona tanınan maddi imkânlar sayesinde aidiyet duyguları elinden alınmaya çalışılanların; tekrar kazanımıdır. Prof. Dr. Haydar Baş bu konuyu, Milli Ekonomi Modelinde vatandaşlık maaşı adı altında şöyle açıklamaktadır;
Esasen Türkiyede şöyle bir manzara var. Farkındaysanız bir Türk olma, bununla faraza imparatorluk döneminde bir şahsın kendini takdim etme, kendini benimseme duygusuyla, imparatorluk dönemindeki kimlik şuuru ile şu andaki arasında dağlar kadar fark vardır. Yani o gün benlik, kimlik çok öndeydi. Hatta Müslüman Türk kimliği dendiği zaman bunun karşısında bütün dünya hazır ol vaziyetinde durabiliyordu. Ama günümüze geldiğimiz zaman bu kimlikten kopma, kaçma, adeta seferberlik haline geldi. Mesela biz de sıkça Avrupaya gidip görüyoruz. Bu kimlik üzerinde o kadar oynandı ki Yok sen hâlâ şunun vatandaşı olmadın mı? afişlerine vatandaş muhatap ediliyor. Bir siyaset bunu vatandaşına kurtuluş simidi olarak takdim ediyor. Bu kadar zillet olur mu? Bu nasıl siyaset? Bu nasıl ideal? Bu nasıl görgü? Bu nasıl millet anlayışı? Ne adına, kim adına bunu yapıyorsun? Bütün bunları biz seyrettiğimizde bir bakıyorsun benim genç, körpe dimağlarımı alıyorlar, işte şu kadar bin insanı bilmem nereye götürüyorlar, beyinlerini yıkıyorlar, filanın insanı olmak için adeta millet seferberliğe kalkıyorlar. Ben gidip de Amerikadan şu pasaportu alayım diyorlar.
İşte bu olumsuzlukları ortadan kaldırmak için milletimize aidiyet duygusunun yeniden kazandırılması gerekmektedir. Şu da bir gerçektir ki karnı aç olan vatandaşın aidiyet duygusunu uyarmanın ilk yolu; onun karnını doyurmaktan geçmektedir. Ülkenin şartları onu öyle bir hale getirmiş ki buradan kaçarak kurtulalım da ne olursa olsun diyorlar. Bizim Güneydoğulu vatandaşlarımız bizim öz be öz kardeşlerimizdir. Adam propaganda yapıyor. Daha dün Türkiyenin pasaportu ile gezen insanlar Buraya gelin biz size petrol maaşı vereceğiz, diyorlar böylece öz vatan evlatlarımız başkalarına yar, bize el olmaktadır.
Olaya bu pencereden bakarsanız, Prof. Dr. Haydar Başın ben vatandaşlık maaşı ile dağdaki eşkıyayı bile dağdan indirir adam ederim, devletine hadim hizmetçi ederim sözünü daha iyi anlarız. Vatandaşlık maaşındaki gaye; Kendine bakan, baba devlet anlayışıyla, vatandaşın sahiplenmesini sağlamak da denilebilir. Daha açık bir ifadeyle; devlet-millet kaynaşmasını sağlamaktır.
BEDAVA ELEKTRİK
Sayın Baş, Enerji uzmanı ve BTP genel başkan yardımcısı Fuat Şengülün (İGDAŞ eski genel müdürü) hazırladığı proje ile 18 ay gibi bir zaman zarfında milletimizin bedava elektrik kullanabileceğinin müjdesini de vermiştir.
Ülkemizin gerek yeraltı, gerekse yer üstü kaynakları incelendiği zaman; biz Türkler, hazine üzerinde oturan dilenciler misali olduğumuz görülecektir. Yabancılar tarafından satın alınan ya da uzun süreli kiralanan topraklarımıza bakılınca, mesele daha iyi anlaşılacaktır. Milli Ekonomi Modelinin kaynaklar bahsi incelendiğinde de enerji kaynaklarının zenginliği ve yeterliliği daha çok anlaşılacaktır.
Bunları anlamakta güçlük çekenlerin, Prof. Dr. Haydar Başın, "Milli Ekonomi Modeli" eserini mutlaka okumalarını tavsiye ederim.
Milli devlet, Güçlü devlet, umut vaat eden projelerle ufukta belirmiştir. Milletimize hayırlı olsun.
UĞUR KEPEKÇİ