Ulusalcılık adı altında yapılan ağır tahrik, sokaktaki sade vatandaşı bile etkileyecek hale geldi. Bu tımarhanelik durum Türkiye sevdalısı herkesi utandırmalı, akl-ı selim için yeni kapılar aralanmalı. Bu ifade zaman gazetesi yazarlarından Ekrem Dumanlıya aittir. Bu gibi seslere millet olarak yabancı değiliz. Bu ses Atlantik ötesinden; ulusal dalga kırılmalıdır diye seslenen sözün sahibinin sesidir aslında(!)
Sayın yazar Yozgatta bir zaman gazetesi abonesinin sitem ederek dediği: "Bazen çok kızıyorum size, aboneliği terk etmek bile istiyorum, Niçin Ermenilere, Rumlara yazı yazdırıyorsunuz!" deyivermesine sitem den yola çıkarak böyle bir kurgu yapmış. Ee ne diyelim Kurt Dumanlı havayı sever derler atalarımız.
Ne hikmetse dinler arası diyalog hastalığına tutulduğundan bu yana bu camia, dini ve milli ölçüleri tanımaz oldular. Bir de başkalarına ahkam keser oldular; Irkçılık bugün her türlü mukaddesi kullanma eğiliminde. Dini kullanıyor ama dini bilmiyor, tarihi kullanıyor ama tarihi bilmiyor, kültürel mirası kullanıyor ama bu mirası bilmiyor (!)
Ulusalcılık adına yapılan ulusal uyanışı temin etmek, asla ve asla ırkçı bir davranış değildir. Bu konuda yapılan çalışmalar; erozyona uğratılan milli benliğin tekrar kazanılmasına yöneliktir. Toplumun korunma refleksidir.
Gelinen noktaya bakıldığında millet olarak; ulusal benliğimiz nerdeyse yok olmaya yüz tutmuş, ülkenin toprakları, madenleri, yabancılara peşkeş çekilmiş, azınlıklar çoğunluk, çoğunluklar azınlık konumuna konmuş, öz yurdumuzda parya konumuna düşürülmeye çalışılmaktayız..
Emekli savcı bir dostum; Uğur bey, senelerce uğraştık didindik emekli olunca Alanyada bir deniz evimiz oldu. Şimdi oraya gidemiyorum. Daha doğrusu gururuma yediremiyorum. Yabancılara satılan mülkler sayesinde her millet mensubu balkonlarına kendi bayraklarını asıyorlar. Camiye namaz kılmaya gidiyoruz orada bile namaz saatinde sözüm ona turistik gezi düzenleyip bizi taciz ediyorlar. Siteye gidince sanki kendimi yabancı bir ülkedeymişim gibi hissediyorum, bu durumu yetkili mercilere duyurunca daha da şok oldum. Herkes kendi mülkünde bu tasarrufa sahiptir. Dediler.
Türk milleti tarihte her zaman hoşgörülü olmuştur. Ama karşıdakiler de onun değerlerine saygı duymuş, mesela hiçbir yabancı Ramazan günü oruç tutmadığı halde dışarıda oruç yememiştir. Şimdi böyle mi? Biraz vicdanlı olunuz.
Osmanlının hoşgörüsünü anlatmaya çalışırken Caminin yanında bina edilen kilise ve havralar ile bugün övünmüyor muyuz? ifadeleriyle çarpıtma yapılmaktadır. Burada verilmeye çalışılan mantık sanki ecdat havra ve kilise inşa etmiş gibi yansıtılmaktadır. Ecdat asla kendi eliyle kilise yada havra inşa etmemiş, ancak eskiden yapılmış olanlara hadlerini aşmamak şartıyla müsaade etmiştir. Çünkü onun inancında Hak olan, tek din İslamdır asırlardır mücadelesi bu yönde olmuştur.
Terörün her türlüsünü herkes gibi ulusalcılar da kınamıştır. Çünkü terörden hiç kimseye bir fayda gelmeyeceğini herkes bilmektedir. Her şeye rağmen bu millet kadar hoşgörülü bir millet yoktur.
Şöyle bir mantık kurun, Türkiyede kaç ermeni var, Ermenistanda kaç Türk, Türkiyede kaç havra ve kilise var, Ermenistanda kaç Cami
Şöyle bir mantık kurun, Türkiyede kaç ermeni var, Ermenistanda kaç Türk, Türkiyede kaç havra ve kilise var, Ermenistanda kaç Cami
Bir başka mantık; tarihte şehit düşmüş kaç Türk için kaç Ermeni yada başka millet Hepimiz Türküz diye pankart açıp yürümüş(!)
Bu kadar hoşgörüye rağmen lütfen vicdanlarımızı kanatmayın. Hem yazık hem günah(!)
UĞUR KEPEKÇİ