Girne ' yi, Kıbrıs' ın en yüksek tepesi olan Kantara' yı,
Yeşil yurt' u, oradaki Mavi Köşk' e götürüp gezdirmişti. Köşk çok ilginç
gelmişti Nazan hanıma. Sadece Lefkoşa' ya gitmemişlerdi. Nihayet Lefkoşa'
daydılar.
Bir tarafı cami, yan tarafı kilise olan arasa çarşısındaki
görkemli binanın içini gezdiler. Gerçekten çok ilginçti.
Çarşıdaki ışıl ışıl mağazalar, zemin kattaki yarısı yerin
içinde yuvarlak ahşap kapılı dövme yapılan yerler, zücaciyeciler... ünlü
ressamların camekana sergilenmiş orjinal tabloları... Cafeler...
Nargeleciler, hellim peynirlerinin, viskilerin, malbora
sigaralarının satıldığı dükkanlarında İnsanları o sevimli Kıbırıs ağızlarıyla,
güler yüzleri ile dükkanın içine çeken tezgahtarlar... Nihayet kocaman bir
züccaciyeciye dükkanına daldılar ana - kız. Nazan hanımın gözleri o zamanların çok revaçta olan papatyalı yemek
takımına takıldı. Fiatını sordu. Türkiye' deki fiatın çok altındaydı. Sedene:
" Bu yemek takımdan sana çeyizlik
alacağım ne dersin?
" Aman anneciğim, şimdi sırası mı, ne çeyizi allah
aşkına?
Alacaksan sen kendi evine al. Benim daha okulumun bitmesine
2 yılım var." dedi Seden.
"Olsun, kız beşikte, çeyiz eşikte! Dükkan sahibine
takımı sardırdı. Sonra bir restorana girip yemek yediler. Kahvelerini içerken
saate baktı Seden.
"Öfff... Annecim çok geç olmuş. Mağusa' ya gidecek olan
son dolmuşa kaldık bak! Hadi hemen kalkalım. Saat 18'. 00 da son dolmuş. Ancak
yetişiriz. Hadi biraz hızlan diyordu yolda yürürken. Seden arkasına dönüp
bakınca son dolmuşun geldiğini gördü.Hadi ben dolmuşa yetişip ikimize yer
bulayım. Çabuk... Arkama yetiş!" Nazan hanım koşmaya başladı. Kızı dolmuşa
binmişti bile... Dolmuş çok kalabalıktı. Halen insanlar dolmuş
kuyruğundaydılar. Tam dolmuşa yetişmek üzere iken yere soyulup atılmış bir muz
kabuğuna basar basmaz ayağı kaydı gümmm...!!! diye 2.80 Sırt üstü düşerken elindeki koli içindeki
yemek takımı tuzla buz oldu. (Devam edecek)
AYSEL MASMANACI BEŞOĞLU
Eğitimci şair ve yazar
2 Temmuz 2021
MERSİN