Yerden doğrulmaya çalışırken dolmuşun birden hareket
ettiğini gördü. Seden dolmuşta, Nazan hanım yerlerde... İki bey gelip kolundan
tutup kaldırırken ayağının altında yere soyulup atılmış bir muz kabuğunu gördü.
O sırada telefonu çaldı. Acıyan bileğini zorlayarak çantasından telefonu
çıkardı. Kızı çığlık çığlığa bir de O' nu azarlıyordu:
"Anne neredesin sennn... Dolmuşu durduramadım neden
peşime yetişemedin??? Kadıncağız sırt ve bacak ağrısından adamların
yardımlarıyla zor doğrulmuş, boğazına bir düğüm tıkanmış gibi, konuşacak hali
kalmamıştı. Cevap alamayınca :
" Bekle... Olduğun yerde kal, ben öbür durakta inip
yanına geliyorum." 15 dakika sonra Seden geldi :
" Eyvahlar olsunnn!! Ne bu hal?
"Kızım korkma bir şeyim yok, iyiyim.
" iyiymiş... Şu haline bak! Elekteik çarpmış gibisin
yaaa... Diken diken olmuş dağılan saçlarını eliyle düzeltti, toz içinde kalan
üstünü başını silkeledi. "Vahhh..
yemek takımı da gitti..."
" Ya halen yemek takımı diyor, anne delirtme şimdi
beniii...Hadi seni bir Doktora götüreyim.
" Kızım kırığım çıkığım yok çok şükür... Öyle olsa
ayağımın üstüne basamazdım."
"Baksana dizlerin kanamış..."
" Yok bir şeyim! "
Hemen geçen bir
taksiyi durdurdu Seden. Önce annesini
bir hastaneye götürecekti. Nazan hanım reddedince, taksiciye Gazimağusa'
ya gideceklerini söyledi. Taksiye
bindiklerinde şöför taksinin sağ tarafındaki direksiyonun üstündeki dikiz
aynasından onları süzüyordu. Konuşmalarından şehrin yabancısı olduklarını
anlamıştı.
Bir süre yol
aldıktan sonra Nazan hanımın gözleri taksimetreye takılmıştı. Şöföre :
" Şöför Bey, taksimetreniz çalışmıyor galiba"
" Abla bugün bozuldu. Tam yaptırmaya gidiyordum, siz
karşıma çıktınız.
Seden' in evinin
önündeydiler nihayet.
" Şöför Bey kardeşim, borcumuz ne kadar size? "
" 150 Tl. verirseniz yeter abla."
" Neeee... 150 Tl. mi? Kardeşim sen kafayı mı yedin. Bu
para benim neredeyse bir aylık mutfak masrafımın gideri. Buraların yabancısıyız
diye bizi kazıklıyor musun sen?"
" Abla ne kazıklaması, tutarı o kadar! "
" Tutarı o kadarmış! Taksimetren bile yok be!"
Seden annesinin kolunu dürtüyordu ha bire..." Anne tamam, sus...!
Sinirinden elleri titreyerek cüzdanından parayı şöföre
uzattı... " Bunu soracağım. Bakalım Lefkoşa- Gazimağusa arası taksi
fiatları ne kadarmış ?
Şöför başını iki yana
sallayarak parayı aldığı gibi kulakları patlatırcasına bir sesle gaza basarak
oradan uçtu sanki. Evin kapısından içeriye girecekleri anda önlerinden bir
taksi geçiyordu. Nazan hanım el kaldırarak taksiyi durdurdu.
" Kardeşim bir şey soracağım."
"Buyur abla".
Lefkoşa- Mağusa arası
taksi fiatları taksimetre olmayınca tahmini olarak kaç lira tutar sen şöförsün,
bilirsin?
" Abla en fazla 75Tl"
" Vay namussuz... demek bizi kazıkladı"
" Hanım, hanım bana baksana sen, ben mi kazıklamışım,
seni? Tanımam etmem bile.. Allaah Alahhh... Çattık ya..."
" Ayyy.. yok kardeşim sana demedim. Adam oradan
uzaklaşırken söyleniyordu.
" Kadın deli midir, nedir... akıllısı beni bulmaz
zaten!"
"Yaaa"...
diyordu Nazan hanım. "150Tl taksi, 75 Tl papatyalı yemek takımı... etti mi
225 Tl.... Kıbrıs' ta Bir muz kabuğunun azizliğine uğradık! Allahım
beterinden koru!!!..
AYSEL MASMANACI BEŞOĞLU
Eğitimci şair ve yazar