Seçimden önce hemen herkesin ağzında sakız olan bir cümle vardı: “İstikrar sürsün”
Seçim öncesinde görünürde bir istikrar falan yoktu ama herkes bu sihirli kelimeyle efsunlamıştı bir kere; varsa yoksa “istikrar sürsün” dedi durdu.
Herkesin ağzında sakız olan ve ne olduğunu bilmeden etkisi altında kaldığı bu kelimeyi kullanmaktaki maksatları; hayal âlemlerinde kurguladıklarından başka bir şey değildi aslında.
Seçim öncesinde bazı esnafın dükkânının önüne astığı “istikrar sürsün” yazılı koca koca afişlerdeki yazılara karşı öfkemden küplere bindiğim zamanlar oldu. Çünkü o esnafın günlerce siftahsız dükkân kapattığını, işyerini zor zekât ayakta tutmaya çalıştığını yakinen bildiğim için; “buysa eğer istikrar, nasıl böyle bir halin sürmesini isteyebilirdi ki?” Diye hayretlere düşüyordum.
“İstikrar sürsün” diyenlerle ülke meseleleri hakkında, piyasanın ve alışverişin durgunluğu hakkında konuşunca, şöyle bir bahanenin arkasına sığınıyorlardı: “Evet, şu anda piyasa durgun, alışveriş pek olmuyor. Ama bunun sebebi tedirginliktir. Seçimde ya iktidar partisi kazanamazsa diye bir tedirginlik var. Seçim bitince piyasa açılacak, alışveriş açılacak, asıl beklediğimiz ve sürmesini istediğimiz istikrar işte o zaman oluşacak.” Diyorlardı.
Evet, seçim bitti, normal hayata döndük ama piyasalarda beklenen bir iyileşme olmadı. Alışveriş bir türlü canlanmadı. Piyasalar eski tas eski hamam…
Geçtiğimiz günlerde işyerinde oturuyorum. “istikrar sürsün” diye diye burnundan kıl aldırmayan bir esnaf arkadaşım yanıma geldi. Mahcup bir tavırla bakınız neler dedi bana: “Senin dediklerin doğruymuş. Seçim bitti, gelişen değişen bir şey olmadı. Hatta piyasa daha da kötü oldu. Eskiden birkaç ufak tefek parça satardık, seçimden sonra onu da satamaz olduk. Müşteri yok, akşama kadar adeta sinek kovalıyoruz. Sen bizi seçimden sonra da piyasada canlanma olmayacak, çünkü değişen bir şey olmayacak diye uyarmıştın. Biz senin uyarılarına kulak tıkamıştık. Gene aldandık galiba…”
Haliyle biz de o esnaf kardeşimize; kırmadan, dökmeden nasihatimize devam ettik: “Canım kardeşim, seçim zamanı sizlere garip bir durum oluyor. Efsunlanmış gibi bir söze, bir fikre, ya da bir lidere odaklanıyorsunuz. Varsa yoksa onu görüyor, onu dinliyorsunuz. Aklınızı devreden çıkartıyorsunuz. Gören gözleriniz görmez, duyan kulaklarınız duymaz, çalışan aklınız çalışmaz oluyor. Biz size ne desek, ne söylesek dinlemiyorsunuz. Uyarılarımızı tefekkür bile etmeden reddediyorsunuz. Seçim bitiyor, sonradan aklınız başınıza geliyor ama nafile. Bir dahaki seçime kadar elinizden bir şey de gelmiyor. Keşke aklınız başınıza gelse. Her seçimde aynı hal tekrar gerçekleşiyor. Ne yapalım sizin yüzünüzden biz de aynı kaderi yaşıyoruz. Bizim de çözüm için bir başka seçimi beklemekten başka çaremiz olmuyor. Rabbim cümlemize uyanık gönüller ve basiret nasip eylesin.”
Esnaf arkadaşım için yaptığımız duayı Milletimiz için de yaparak, yazımızı sona erdirelim. Sağlıcakla kalınız efendim.
Uğur Kepekçi / 23 Nisan 2014