Hani bir söz vardır lider olunmaz, lider doğulur diye. Gerçekten de liderlik sorunu asrın insanının en fazla ihtiyaç duyduğu bir konudur. Geçmiş tarihlerde dünyaya yön veren, çağ açıp çağ kapayan, insanlığa huzur ve saadet getiren, işgal ve zulümlere son veren, fetihlerle ele geçirilen yerlere, gönüllere, bereket getiren eşsiz liderler yetiştiren bir millet olduğumuz için şanslı bir milletiz
Ama maalesef geçmişteki bu şansımızın devam ettiğini söylersek biraz abartılı konuşmuş oluruz. Dünyada olduğu gibi memleketimizde de son dönemlerde maalesef lider kıtlığı çekilmektedir.
İnsanlar yaratılış gayelerinin dışına çıktıkça, esastan uzaklaşmış, yüce davalardan uzaklaşmış, günü kurtarma felsefesine bürünmüş, kendi nefsinden başka hiç bir şeyi düşünmemeye alışmış, ben merkezli bir yaratık halini almıştır. Bütün olayları sadece kendi çıkarları doğrultusunda düşündüğünden, düşünce ufukları öteleri ve geleceği anlamaktan uzaklaşmış, bırakın öteleri kuşatmayı, bugünü değerlendirmekten, yarını hesap etmekten uzak bir hâl almıştır
Bu kadar kargaşa içinde bocalayan insanlar kendi kendine yeterlilik arz edemeyince, başkalarının akıllarıyla hareket etmek durumunda kalmıştır. Koca imparatorlukların yıkılış sebeplerine baktığımız zaman görmekteyiz ki, başkalarının akıllarıyla, tavsiye ve emirleriyle hareket eden sözüm ona liderlerin büyük rol oynağını görürüz
Başkalarından akıl alma süreci, batılılaşma sürecinde o kadar ileri gitti ki; bizi, bize ait olmayan fikirler doğrultusunda yönetmeye kalkışmak moda halini almıştır
Başkalarını takip etmeğe, özelliklede batı kültürü ile bütünleşmeye kalkışınca da kendi kültürümüzden ve inançlarımızdan uzaklaştırıldık. Neticede de yüce fikirlere ve davalara sahip bir millet, başkalarının oyun ve oyuncağı olmaktan kurtulamadı
Son dönemin bizi yönetmeye memur kılınan yöneticilerine bakınız
Ufuklarını, gördüklerini, göremediklerini kontrol ediniz, ne kadar acıklı hallere düştüğümüzü görüsünüz
Açılım diye yola çıkıyorlar, bir adım sonraki uçurumu, parçalanmayı göremiyorlar
Üstünde bir milletin mutabakata varamadığı, kamplaşmalara sebebiyet verdiği, hizmet değil hezimete yol açacak tuzakları bulunan anayasa paketleri hazırlıyorlar
Ecnebilerin akıllarıyla yürütülen iç ve dış siyaset tamamıyla tıkanmıştır. Gerek ekonomik, gerek siyasi, gerek kültürel, hemen her sahada devletin kurumları, milletin umutları tel tel dökülmekte, ne olduğu milletimiz tarafından belli olmayan projeler, pazarlıklar ve icraatlar sayesinde, milletimiz bölünme parçalanma sürecine doğru sürüklenmektedir
Millet olarak sinesinden çok liderler çıkaran Türk milleti, muhtaç olduğu liderleri yine kendi bağrından çıkarmaya muktedirdir ancak, öncelikle yaratılış gayesini bilen, Hakka kulluk eden, bencillikten kurtulan, bir mantık içerisine girilmesi gerekmektedir.
Halk bu mantığa bürününce, Hakk bu yönde tecelli eder;
İnsanı önünden ve ardından takip eden melekler vardır. Allahın emriyle onu korurlar. Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Allah, bir kavme kötülük diledi mi, artık o geri çevrilemez. Onlar için Allahtan başka hiçbir yardımcı da yoktur.(Rad suresi 11. Ayet)
UĞUR KEPEKÇİ