AKP iktidarlarında eskiye nazaran kamuoyunda daha sıklıkta kullanılan ve vatandaşın ağzında sakız olan en popüler sözcükler; demokrasi, "açılım", "insan hakları", "diyalog", "stratejik ortaklık" vs. olarak sıralanabilir. Hak arayanlar, hak çalanlar, kanundan yana olanlar, kanunları çiğneyenler; hemen herkesin kullandığısığındığı da bu terimler olmuştur. İlk sıralar bu terimlerin masumca amaçlar için kullanıldığı zannına kapılanlar, karamanın koyunu sonra çıkar
oyunu misali, zaman geçtikçe milletimizin önüne kurulan sinsi tuzaklar olduğunu anlamaya başlamışlardır. Bu tuzakları anlamak konusunda şimdilik milletimiz pek de mahir sayılmamaktadır. Çünkü millete rağmen; demokrasi ve hukuk ihlalleri hiç bu kadar sıklıkla yaşanmamıştı..!
***
İş o kadar çığırından çıktı ki; vatanın bölünmez bütünlüğünü parçalamak niyet ve gayretinde olanlar bile demokrasiden insan haklarından çekinmeden bahsedebilmekte, hukuk devletinin ilkeleri çiğnenmektedir.
Bu ülke, muz cumhuriyeti mi, yoksa Mustafa Kemal Atatürkün bizlere emanet ettiği demokratik laik hukuk devleti mi? diye sorsanız; mutlaka; hukuk devletidir derler. Eğer bu ülkede hukuk olduğundan bahsediyorsanız, hukuk dışı hareket eden kim olursa olsun, ona hak ettiği cezayı gönül rahatlığıyla vermek lazımdır. Hukukun üstünlüğüne değer veren ecdadımız; şeriatın kestiği parmak acımaz demişler.
Şimdi ne yapalım yani, AB, ABD makamlarına yaranmak, onların takdirlerine mahzar olmak için devletin hukuk nizamını da; suçluları af etmek üzerine mi kuralım? Vatanın bölünmez bütünlüğüne kast edenleri, asker, sivil demeden, kundaktaki bebeklere varıncaya kadar katledenleri cezalandırmaktan vaz mı geçelim? Birilerinin rahatı kaçacak diye, birileri dağa çıkacak diye, ya da batılı sahte dostlarımız istiyor diye; demokrasi, insan hakları, hukuk gibi terimleri, amaçları dışına çıkarıp haksızlık adına mı kullanalım?
Vah benim milletim ne günlere kaldık..! Kanunlar kanunsuzlara, hukuk hukuksuzlara çiğnetilmeye kalkışılıyor. Böylece vatan toprakları ayağımızın altından yavaş yavaş değil, alabildiğince hızla kayıyor.
***
Büyük Ortadoğu Projesinin (BOP) vatandaş tarafından ne anlama geldiği gün ışığına çıktıkça AB noktasında olduğu gibi taraftar kaybedilmesinden endişe edildiğinden, af konusunda da hazmettire hazmettire hareket edilmektedir. Şimdiye kadar çok denenen ancak, asla çözüm olmayan eve dönüş ve pişmanlık yasalarıyla; ne evine dönen var, ne de pişman olan
Yaşanan olaylara ve tırmanan terör olaylarına bakıldığında bu tespitlerimizin doğruluğu açıkça görülecektir. Dağdan şehre inenler, dağdaki felsefesini her ortamda devam ettirmektedirler. Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Başın Sosyal Devlet Modelinde belirttiği gibi; Çözüm, dağdan indirmek değil, dağa çıkışa engel olmaktır.
UĞUR KEPEKÇİ