Kırımdaki gelişmeler birden bire Suriye krizini ikinci plana attı. Zaten ABD ve diğer batılı güçler böyle istiyor. Suriye’de batağa saplanan batılı güçler, rövanşı Ukrayna’da almaya kalkıştılar ama nafile. “Atı alan Üsküdar’ı geçti” misali Rusya işi bitirdi. “Kırımı alan Ukrayna’yı da AB’ yi de ABD’yi de geçti.”
Suriye gündemini unutturmak isteyen güçlerin maksadı yine şeytanlıktır. Yine oyundur, yine tiyatrodur. Suriye’de cereyan eden olaylar yavaş yavaş dünya kamuoyunda aydınlanmakta, gerçek suçlular gün yüzüne çıkmaktadır. Vahşi batının maskesi düşünce, zalimin çehresi de görünmeye başlamıştır.
Suriye ile alakalı 3 tane gelişmeyi aktararak ne demek istediğimizi izah etmeye çalışalım:
Birinci haber; Yeni Mesaj Gazetesi Dış Haberler servisi tarafından: Abu Kusay lakaplı Tunuslu militanın, Tunuslu bir televizyon kanalının kendisiyle yaptığı görüşmede önemli açıklamalarda bulundu. Kusay, çoğunluğu Suriye vatandaşı olmayan Suriye’deki silahlı grupların çok sayıda katliamın yanı sıra aralarında camilerin kasıtlı bir şekilde yıkılmasının da bulunduğu pek çok suç işlediğini itiraf etti. İsyancı grupların camileri bombaladığını sonra da Suriye ordusunun ibadet yerlerini hedef aldığını söyleyerek dünya kamuoyunu etkilemeye çalıştıklarını söyledi. İsyancı militan Abu Kusay, Özgür Suriye Ordusu'na katılmayı reddeden çok sayıda Suriyeliye işkence yaptıklarını da itiraf etti. Yaptıkları işkencelerin suçunu Esad yönetimine atabilmek için video kaydı yapıp, internette yayınladıklarını da söyledi. Ebu Kusay, Suriye’deki olayların 2011 yılında başlaması ardından Bingazi havaalanı yoluyla Türkiye’ye gittiğini, onlarca Tunuslu ve Libyalı militanla birlikte Türkiye'den Suriye’ye geçtiklerini ve orada bulunan kamplarda eğitildiklerini söyledi.( İsyancı militandan dehşete düşüren itiraf/19 Mart 2014)
İkinci haber; Yeni Mesaj Gazetesinde 19 Mart 2014 tarihinde Kibarca köşesinden Hüseyin Cahit, Suriye’de Türkiye’nin ABD tarafından açıkça kullanıldığını beyan ediyor: Washington'un en etkili think-thank kuruluşlarından biri olan Tarafsız Politika Merkezinin 14 Mart 2014'de yayınlanan bir raporundan bahsediyor. Raporda ABD'nin eski Ankara büyükelçileri Morton Abromowitz ile Eric Edelmen koordinatör olarak görev yapmış. Muhtevalı Türkiye raporunun sonunda şöyle bir hüküm var: "Amerika'nın Suriye'de kendi politikalarını uygulamak için Türkiye'yi kullanma girişimleri fiyasko ile sonuçlanmıştır. Türkiye'nin kendisi artık bölgede sorundur."
Üçüncü haber; Basına yansıyan bir habere göre Birleşmiş Milletler (BM) bir rapor yayınladı. Bağımsız Uluslararası Suriye Araştırma Komisyonu'nun raporunda, El Kaide bağlantılı Irak-Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) "tutuklulara katliam yaptığını" ifade etti. IŞİD'in Halep'teki çocuk hastanesini işgal ederek tutukladığı kişileri hapsetmede kullandığı, tutukluların bir kısmının daha sonra "idam alanı" olarak kullanılan bölgede öldürüldüğü belirtildi. BM raporunda ayrıca, El Kaide destekli İŞİD’in savaş suçu işlediğinin tespit edildiği de dile getirildi.
Bu üç haberi bir arada tahlil edersek, Suriye’de Arap Baharı aldatmasıyla başlatılan isyanın asıl amacının; BOP kapsamında, Suriye’nin parçalanması ve işgal edilmesi olduğu açıkça meydana çıkmaktadır. Ve baş aktör Türkiye… Bu bilgilerden sonra bizdeki aymazlar, hala körü körüne Esad düşmanlığı yaparak, Haçlı batının oyununda piyonluğa devem ederler mi acaba? Bundan sonra Suriye’de kimin eli kimin cebindeymiş idrak ederler mi acaba?
Uğur Kepekçi / 22 Mart 2014