Geçtiğimiz günlerde 18-19-20 Temmuz tarihleri arasında Bağımsız Türkiye Partisinin her yıl düzenlediği geleneksel Gençlik kampı büyük bir coşku ile dolu dolu geçti. Gençlik kamplarına baştan beri bende katıldığım için gözlemlerimi siz değerli okurlarımla paylaşmak istedim.
Gençlik kampına ilgi her geçen yıl daha da artmakta, binlerce genç ve kendini genç kabul eden gençlerin aileleri yurdumuzun her yerinden akın akın gelerek, yaşanan coşkuya eşlik etmektedirler. 3 gün süren gençlik kampında etkinlikler; diyebilirim ki 24 saat devam etmektedir. Gündüz seminerler, gece iftar, teravih, sahur, programları tertiplenmekte; her anı ilim ve muhabbetle geçmektedir.
Memleketimizin yetiştirdiği önemli ilim, fikir ve gönül adamlarının iştirakiyle katılımcılara, maddi manevi ziyafet bir arada verilmektedir. Tabi ki gençlik kampına mana kazandıran, Kampın mimarı ve banisi Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’tır.
Muhterem Hocamız, gençlerin davetinden eğitimine; ibadetinden eğlencesine varıncaya kadar programın en ince ayrıntısına varıncaya kadar ilgilenmekte, gençlik kampının en verimli halde geçmesini temin için elinde gelen bütün gayretleri ortaya koymaktadır.
Şayet bu gençlik kampı bu kadar verimli geçiyorsa, Onun himmet ve tasarrufuyladır. Rabbim himmet ve tasarrufunu daim ve bereketli eylesin.
Prof. Dr. Haydar Baş gençlik kamplarını tertiplerken seneler önce Bursa’nın Keles yaylasında çadırlarda başlayan bu kampların asıl gayesinin; “yılmaz ve yıkılmaz bir gençlik yetiştirmek” olduğuna dikkat çekmiş, bu gençliğin İcmal Gençliği olacağını işaret etmişti.
Gerçekten de yaşanan olaylar ve gelinen nokta Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızı haklı çıkarmıştır. İç ve dış mihraklar Türk milletinin gençlerini çeşitli etnik ve mezhepsel ayrılıklara kurban ettiler. Gençlerin büyük bir bölümünün gönüllerine ayrılık ve mesuliyetsizlik tohumları attılar. Böylece yüksek ideallerden uzak bir hale düşürdüler.
Bugün Türk gençliği ya ayrılıklara yelken açmış, ya kendini mesuliyetsiz hissetmekte, ya da batıl akımların tesiri altında kalmıştır. Bu gidiş hayra alamet değildir.
Prof. Dr. Haydar Baş, bu gençlik kamplarıyla ve diğer faaliyetlerle adeta “durun kalabalıklar burası çıkmaz sokak” diye haykırmakta; gençlere milli ve dini bütünlüğümüzü koruma refleksi aşılamaya çalışmaktadır. Doğru adres ve doğru yol da budur. İnanıyorum ve görüyorum ki İcmal Gençliği yılmaz ve yıkılmaz bir kale olduğunu ispat etmiş, yüksek hedeflere doru seyir halindedir. Hayırlı uğurlu olsun.
Uğur Kepekçi / 27 Temmuz 2014