• Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
Anasayfa
  • Ekonomi
  • İslam
  • İlçeler
  • Kilis Güncel
  • Analiz
  • Eğitim
  • Siyaset
  • Vefat
  • Spor
  • Bitki Rehberi
  • Güncel Haberler
  • Kültür & Sanat Teknoloji Sağlık Dünya Türkiye Videolar
  • Ara
SON DAKİKA:
09:59
Dolar - Euro - TL Kuru 2 Temmuz 2025
09:57
Altın Fiyatları 2 Temmuz 2025
Video Galeri Foto Galeri Yazarlar Üye Paneli
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
  1. Köşe Yazarları
  2. Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi
  3. Gardırop Atatürkçülüğü
Yayınlanma: 17 Kasım 2024 - 18:19

Gardırop Atatürkçülüğü

17 Kasım 2024 - 18:19
Yorumlar
TAKİP ETTAKİP ET
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi
Gardırop Atatürkçülüğü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 10 Kasım törenlerinde yaptığı "Türkiye bir dönem gardırop Atatürkçülüğünden çok çekti" açıklaması, günümüzde Atatürkçülük kavramının nasıl algılandığı ve kullanıldığına dair önemli bir tartışmayı yeniden alevlendirdi. Ancak, bu açıklamayı değerlendirirken, Atatürkçülüğün tarihsel bağlamı ve gerçek anlamı üzerine düşünmek gerekiyor. Atatürk’ü yalnızca bir simge veya siyasi argüman olarak görmek hem onun mirasına hem de milletimize yapılmış bir haksızlık olur.

Atatürk’ün Gerçek Mirası: Bağımsızlık ve Birlik

Atatürk, Türk milletinin bağımsızlık ruhunun somutlaşmış bir temsilcisidir. Prof. Dr. Haydar Baş’ın sıkça vurguladığı gibi, Atatürk vatandır, bayraktır, bağımsızlıktır ve milletin birleştirici harcıdır. 10 Kasım’da Anıtkabir’i ziyaret eden 1 milyon 92 bin 365 kişi, Atatürk’ün bu özelliklerini bir kez daha teyit etmiştir. Bu yoğun ziyaret, milletimizin Atatürk’e duyduğu sevgi ve saygının en somut göstergesiydi. Bu sevgi, bir gardırop Atatürkçülüğü değil, bağımsızlık mücadelesinin ruhunu kavramış bir milletin minnettarlığıdır.

Gardırop Atatürkçülüğü Eleştirisi: Kavramın Kullanımı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "gardırop Atatürkçülüğü" eleştirisi, Atatürk’ün ismini kullanarak hiçbir somut katkı sunmayan kesimlere yönelik bir eleştiri olarak değerlendirilebilir. Ancak, bu kavramın tüm Atatürkçüleri kapsayacak şekilde genelleştirilmesi, Atatürk’ün gerçek mirasını ve onun halk nezdindeki değerini göz ardı etme riskini taşır. Atatürkçülük, yalnızca bir kıyafet veya tabela meselesi değildir. O, bir milletin bağımsızlık, hürriyet ve modernleşme idealidir.

Erdoğan’ın gardırop Atatürkçülüğü eleştirisi, aslında geniş bir bağlamda tartışılması gereken bir meseledir. Türkiye, yalnızca gardırop Atatürkçülüğünden değil, gardırop milliyetçiliği ve gardırop dindarlığından da çekmiştir. Atatürk’ün mirasını sulandırmaya çalışanlar, bir yandan milliyetçiliği sığ bir kavrama indirgerken, diğer yandan da dinin toplumu birleştirici özünü yok sayan bir anlayışı teşvik etmektedir. Oysa Atatürk, milliyetçiliği ve dindarlığı birbirine karşıt değil, birleştirici unsurlar olarak görmüştür.

Bu noktada siyasi iradeye düşen tüm kavramların “gardıropçuları” ile mücadele etmektir.

Bu ülkede 15 Temmuz Kalkışmasını yaşatanların yola din adına çıktıklarını hepimiz biliyoruz.

Bu kesimin yıllarca organize ettiği “dinler arası diyalog”, “ılımlı islam” söylemleri sırasında aklınız nerde idi?

Bunların din adına yaptıkları da “gardırop dindarlığı” olmuyor muydu?

Prof. Dr. Haydar Baş, yıllarca bu fikirle mücadele ederken siz nerede idiniz?

Gardırop dindarlar bu ülkenin birlik ve beraberliğini bozma faaliyetleri yaparken, dinler arası diyalog çalışmaları ile adeta işgale zemin hazırlarken siz nerede idiniz? 

Prof. Dr. Haydar Baş, dönemin tüm siyasetçilerine, kanaat önderlerine ülkemizin üzerine din üzerinden oynanan oyunları; bazen bizzat, bazen konferans ve seminerlerle, bazen sözlü ya da yazılı basınla, bazen temsilciler göndererek anlatırken siz nerede idiniz?

Neden Prof. Dr. Haydar Baş’a kulak vermediniz?

Neden gardırop dindarlarının oyununu göremediniz?

Gelelim günümüze umarım şimdilerde başka gardırop dindarları yoktur? Umarım siyasi irademiz ayıkmıştır. Umarım FETÖ ile mücadele edilirken başka “gardıropçular” oluşmasına izin verilmiyordur!

Bir iki lafım da “gardırop milliyetçiliği”ne.

Ülkemizde bugün birileri kalkıp da milliyetçilik adına ülkenin üniter yapısına zarar vermiyor mu? Gerçek milliyetçilik, Türk milletinin haklarını korumak, milli kaynakları savunmak ve Türkiye’nin bölgesel ve küresel gücünü artırmak için çalışmak değil midir?

Aynı medeniyeti paylaştığımız, örf, adet, gelenek, görenek, kültür, din birlikteliği yapmış milletimizi ayrı gayrı göstermek reva mıdır? Şimdi bu da tam bir “gardırop milliyetçiliği” değil midir?

Gardırop Atatürkçülüğü söyleminin sonuna kadar yanındayım. Zaten son yıllarda milletimize verilen en büyük zararın milli ve dini kavramların içinin boşaltılması olduğunu düşünüyorum. Atatürkçülük de dindarlık da milliyetçilik de bundan nasibini almıştır.  

Gerçek Atatürkçülüğün Anlamı

Atatürk’ün ilke ve inkılaplarını sulandırmaya yönelik çabaların, aslında Türkiye’nin üniter yapısına yönelik saldırılar olduğunu hiçbir zaman unutmayalım. Atatürk’ün adı, yalnızca bir şahsiyetin değil, bir milletin bağımsızlık ve birlik ruhunun simgesi haline gelmiştir. Atatürk’ü itibarsızlaştırmaya çalışanlar, aslında bu ruhu zayıflatmayı hedeflemektedir.

Atatürk, bağımsızlık mücadelesi veren bir milletin lideri, bir rehber ve milletimizi birleştiren bir harçtır. Asıl mesele, Atatürk’ü anlayarak, onun mirasını yaşatmak ve milletimizin bağımsızlık ruhunu gelecek nesillere taşımaktır. Bu mirası anlamanın yolu ise, Prof. Dr. Haydar Baş’ın ifade ettiği gibi, Atatürk’ün gerçek kimliğini ve fikirlerini samimiyetle kavrayıp benimsemekten, gerçek Atatürk’ü tanımaktan geçer. Atatürk’ü her yönü ile tanımak için Prof. Dr. Haydar Baş’ın kaleme aldığı “Hoş Geldin Atatürk” eserini okumayı, herkese tavsiye etmeyi bir borç bilirim.

Türkiye’nin ihtiyacı olan, tüm kavramların gardıropçuları ile mücadele etmek; gerçek Atatürkçülerle, gerçek dindarlarla, gerçek milliyetçilerle yürümektir. 

Bu yazı 329 defa okunmuştur.
  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • Karikatür Krizi, Şeyh Said Gündemi ve Siyasal İtibar Restorasyonu: Görünenden Fazlası - 02 Temmuz 2025
  • Büyük Ortadoğu Projesinde Yeni Aşama - 01 Temmuz 2025
  • Yeni Anayasa mı? - 30 Haziran 2025
  • Medeniyetler Savaşında Türkiye'nin Yeri - 29 Haziran 2025
  • Yeni Anayasa İçin CHP Hamlesi: Siyasal Mühendisliğin Şifreler - 28 Haziran 2025
  • CHP, Kılıçdaroğlu ve Muhalefetin İtibarsızlaştırılması Üzerine Satranç Hamleleri - 27 Haziran 2025
  • Ortadoğu'da ve Türkiye'de Çözüm Bu Topraklardadır - 26 Haziran 2025
  • Zeytin, Maden, Yasa: Kimin İçin? - 25 Haziran 2025
  • ASALA – PKK Ortaklığı, Talat Paşa ve Güncel Siyasi Bağlantılar - 24 Haziran 2025
  • Kürecik, NATO ve Türkiye - 23 Haziran 2025
  • "Hedef Türkiye" Söylemi: Gerçek mi, Algı mı? - 22 Haziran 2025
  • KCK Açıklamasından İran Krizine Ortadoğu'nun Yeni Haritası - 21 Haziran 2025
  • Üç Öküz Masalından Terörsüz Türkiye'ye - 20 Haziran 2025
  • Ortadoğu'daki Güç Gösterisi - 19 Haziran 2025
  • İki Aslanı Toklaştırmak - 19 Haziran 2025
  • Gazze Unutturuluyor, Hedef: İran ve Yeni Cizye Düzeni - 17 Haziran 2025
  • Ortadoğu'da Kritik Savaş ve Türkiye'nin Rolü - 16 Haziran 2025
  • İsrail'in Mesajı ve Ortadoğu'nun Kaderi - 15 Haziran 2025
  • Yükselen Aslan: Sadece İran'a mı? - 14 Haziran 2025
  • İran Bombalanırken Türkiye Kuşatılıyor - 13 Haziran 2025
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 16
Köşe Yazarları
Ah !! O eski Kilis Konakları 
Güner Özbalcı
Ah !! O eski Kilis Konakları 
Mehmet Beşe
Mehmet Beşe
DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE GIDA SEKTÖRÜ
Doğruları söylemek… / Taner Tümerdirim
Misafir Kalem
Doğruları söylemek… / Taner Tümerdirim
Prof. Dr. Erdoğan Taşkın
Prof. Dr. Erdoğan Taşkın
Mühim Mevzu Marifetli Matris
Mustafa Çobanoğlu
Mustafa Çobanoğlu
Nefes Alıyorsan Ölüme Koşuyorsun!
Alaaddin Özkar
Alaaddin Özkar
İmam Hüseyin İçin Gözyaşı Dökmek.
Prof. Dr. Haydar Baş
Prof. Dr. Haydar Baş
Hüseyni mantığı kavrayabilmek
Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler-3-
Uğur Kepekçi
Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler-3-
Çok Okunan Haberler
Altın Fiyatları 3 Haziran 2025
Altın Fiyatları 3 Haziran 2025
Kürecik’ten İran’a: “Radarlar Kimi Gözetliyor?” sorusu artık ertelenemez!
Kürecik’ten İran’a: “Radarlar Kimi Gözetliyor?” sorusu artık...
"İsrail'in elinde 90- 100 tane nükleer silah var"
Ana Sayfa
Ekonomi
İslam
İlçeler
Kilis Güncel
Analiz
Eğitim
Siyaset
Vefat
Spor
Bitki Rehberi
Güncel Haberler
Kültür & Sanat
Teknoloji
Sağlık
Dünya
Türkiye
Videolar
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Vefatlar
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Anketler
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • Analiz
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • İlçeler
  • İslam
  • Kilis Güncel
  • Kültür & Sanat
  • Sağlık
  • Siyaset
  • Spor
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Biyografiler
  • Vefatlar
  • Üye Paneli
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Anketler
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler
  • Namaz Vakitleri

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

kilispostasi.com Haber Portalı 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na %100 uygun olarak yayınlanmaktadır. Ajanslardan alınan haberlerin yeniden yayımı ve herhangi bir ortamda basılması, ilgili ajansların bu yöndeki politikasına bağlı olarak önceden yazılı izin gerektirir.