Türkiye devleti dört bir yanı ateş çemberine çevrilmiş bir halde cumhurbaşkanlığı seçimlerine gidiyor.
ABD eski dışişleri bakanın Fas’ta başlattığı Büyük Ortadoğu Projesi, Arap baharı, turuncu devrim adı altında Müslüman ülkeleri kasıp kavurmaya devam ediyor.
Körfez hareketiyle başlayan ,Afganistan, Fas, Tunus, Cezayir, Libya, Mısır, Suriye devam eden kanlı harekette Türkiye devleti maalesef hep batı ittifakı yanında yer almıştır.
Yıllarca din, iman edebiyatı yapanlar iktidara geldiklerinde en büyük zararı İslam dinine Müslümanlara verdiler.
Yıllarca kapitalist Amerika Siyonist İsrail diye nutuk atıp meydanlarda slogan atanlar, en önemli anlaşmaları o ülkelerle yaptılar ve onlarla stratejik ortak oldular. Bu ortaklık ve hizmet karşılığında ilk defa Müslüman bir lider “üstün hizmet madalyası” aldı.
Avrupa topluluğu bir Hıristiyan kulübüdür diyenler Bütün Türkler yok edilmeden Hıristiyan dünyası rahat etmeyecektir” diyen, Papanın heykeli altında AB anayasasını imzaladılar. Bu milletin örfüne, âdetine, geleneğine ters düşen maddeleri Avrupa Birliği uyum yasaları adı altında çıkardılar.
Din iman şeriat dediler zinayı suç olmaktan çıkardılar domuz etini kasaplık et statüsüne aldılar.
Yeni Ceza Yasasına ”eşcinsellik ahlaksızlık değildir” maddesini koydular.
Bugün Gazze kan ağlıyor İsrail savaş uçakları ramazan demiyor, iftar demiyor, Filistinlilerin üzerine bomba yağdırıyor kadın çoluk çocuk binlerce masum insan katlediliyor bizim başbakanımızın nutuk atmak bayrakları yarıya indirmek dışında hiçbir icraatları yok hâlbuki geçmiş dönende ne icraatlar yapmışlar.
Yıl 1996’da dönemin başbakanı İsrail ile yapılan anlaşma gereği
1) Türk ve İsrail askeri uçakları, Türk hava sahalarında eğitim yapabileceklerdir.
2) İsrail Türkiye’ye silah satacak ve Türk Fantom savaş jetlerinin modernizasyonunu yapacaktır.
3) İsrail ve Türkiye, ABD deniz kuvvetleriyle birlikte arama ve kurtarma manevraları adı altında ortak tatbikat yapacaktır.
4) İstihbarat alanında işbirliği yapılacak bu kapsamda İsrail, Türkiye sınırından İran ve Suriye’yi dinleyecektir.
5) Serbest Ticaret Anlaşması yapılan yeni düzenlemelerle icrai bir safhaya kavuşmaktadır.
29 Ağustos 1996 tarihli Hürriyet gazetesinin “İsrail’le Gizli İmza” başlığıyla verdiği habere göre dönemin başbakanı Erbakan seçmenin tepkisinden çekindiği için anlaşmanın gizli tutulmasını istemişti. Habere göre İsrail ile yapılan ikinci askeri anlaşma da Erbakan’ın kamuoyuna duyurulmayacak şartı ile imzalanmıştı. Ancak olay açığa çıktı. Ve Dışişleri Bakanlığı ile Milli Savunma Bakanlığı anlaşmayı açıklamak zorunda kaldılar. (Alptekin Dursun oğlu, Stratejik ittifak. Türkiye İsrail ilişkilerinin öyküsü kitabı)
Bu anlaşma gereği İsrailli savaş pilotları Konya ovasında eğitildi eğitilen pilotların bugün neler yaptığı malum !
Bugün başbakanımızın bu anlaşmanın hiç birini iptal etmediği gibi bir dizi yeni anlaşma imzalamıştır.
Gelinen noktada Türkiye komşuları ile sorunlu, Müslüman ülkeleri arasında güvenilmez bir ülke durumuna düşmüştür.
Sayın başbakanımızı cumhurbaşkanı seçmek omurgasız dış politika ile bölgesinde ve dünyada yalnızlaşan bir Türkiye ye evet demektir.
Buna mukabil CHP, MHP, BTP, DSP, DP gibi şu anda 14 partinin desteklediği çatı aday
Ekmelettin insanoğlu nu bir deklarasyonla kamuoyuna açıkladılar.
"Parlamenter demokrasiyi güçlendirmeyi, kuvvetler ayrılığını pekiştirmeyi, bireylerin hak ve özgürlüklerini genişletmeyi, hukuk normlarını temel almayı, nefret, şiddet ve kutuplaştırma yerine sevgi ve barışı hakim kılmayı hedefleyen muhalefet partileri olarak Ekmeleddin İnsanoğlu’nun Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı adaylığını toplumsal uzlaşı bağlamındaki siyasi aktörler olarak desteklediğimizi kamuoyuna duyururuz."
Mezheplerin çatıştığı Ortadoğu coğrafyasında, İnsanoğlu’nun tüm inanç gruplarına ve kimliklerine eşit ve tarafsız davranacağına olan inanca yer verilen deklarasyonda, şu ifadeler kullanıldı:
"İhsanoğlu, Türkiye'nin dünyadaki itibarını yeniden yükseltecek, Atatürk ilkelerini ve Cumhuriyet'in temel değerlerini milli manevi mirasla bütünleştirecek, özgürlükçü, laiklik ilkesine ve kadın erkek eşitliğine bağlı kalacak, ülkemizin sorunlarına Anayasa'da kendilerine verilen yetkiler çerçevesinde yeni çözümler üretecek. Kamplaştıran değil uzlaştıran, ötekileştiren değil birleştiren, sadece bir kesimi değil herkesi temsil eden, tarafsız bir cumhurbaşkanı olacağına güvenimiz tamdır. Topluma güven, saygı, sevgi, huzur ve umut vaat ederek, ortak akılla çözümü birlikte arayarak, dayanışma ve uzlaşmanın temellerini atıyoruz. Doğa ve tüm canlılar için haydi el ele barış, huzur ve kardeşliğe."
10 Ağustos seçimi cumhurbaşkanlığı seçiminden öte Türkiye nin geleceğine yön veren bir seçim olacaktır bu seçimde en büyük aktör yüce Türk milletidir, ben milletimizin bu gidişata dur diyeceğine yürekten inanıyorum.
28 ,7,2014 Alaiddin Özkar