Geçen akşam, Hem ziyaret hem de siyasi çalışmalar gereği Kilis’in Musabeyli ilçesindeki Yedigöz köyüne gittik.
Köyde Ziyaret ettiğimiz aile, devlet memurluğundan emekli olunca, bekâr olan erkek evlatları ile beraber köylerine yerleşmişler. Emekli ebeveynler için her ne kadar alınan emekli maaşı yeterli olmasa da, köy hayatı, kafa dinlemek, şehrin sıkıntılarından kurtulmak, organik beslenmek için ideal yerdir.
Fakat tarım sektöründe gelecek bulamayan gençlerin iş bulmak için köylerini terk ettiği bir dönemde, hayatının baharında bir genç’in köye gelmesi ve yerleşmesi bana ilginç geldi.
Gençle hem tanışmak hem de bilgi almak için sordum. Hangi okulda okudun, ne yapıyorsun, nasıl vakit geçiriyorsun? Diye.
Genç, 4 yıllık hemşirelik bölümünü bitirdiğini, daha sonra 2 yılda sağlık yönetiminin okuyarak ikinci üniversiteyi bitirdiğini, atanmak için KPSS DE 85-90 puan alması gerektiğini bu puanları alamadığını ve atanamadığını söyledi
Ülkemizde artık birçok iş alımında yeterli puanıda almak yeterli değil mülakat adı altında, siyasi torpille, haksız ve liyakatsiz insanların işe girdiğini biliyoruz
Peki. Özel sektör dedim. Orada alacağım ücretle mevcut şehir şartlarda tek başına kendimin bile, barınma ve gıda ihtiyacını bile karşılayamam dedi.
Köyde ne yapıyorsun, nasıl zaman geçiriyorsun dediğimde, daha ilginç bir cevap aldım 500 TL yevmiye ile tarlalarda işçilik yapıyorum dedi. Sabahları işçi başı (çavuş) bizi topluyor, traktörlerle tarlaya gidiyoruz çapalama dâhil her işi yapıyorum.
İki üniversite mezunu gencin, 500 TL yevmiye ile sigortası ve geleceği olmayan bir işte çalışmak zorunda kalması, 22 yıldır bu ülkeyi yöneten iktidarın ayıbıdır.
Bu sorun yalnızca bu genç kardeşimizin sorunu değil, şu an ülkemizde 1,5 milyon üniversite mezunu işsiz genç var.
Gençlerin bu durumu, Anne ve Babaları da üzüyor.
Bir arkadaşımın oğlu 4 yıllık Tıbbı Sekreter bölümünü bitirdi. Arkadaşım,Kilis'te yeni açılan Alaaddin Yavaşça Devlet hastanesi eleman alımına başlayınca ümitlendi,fakat hastaneye liyakaten uzak ilgili ilgisiz birçok kişi alındığı halde, arkadaşım öğrenimini gördüğü branşta hastanede oğluna bir işbulamadı.
Çalmadığı kapı, hakkını aramadığı merci kalmadı, sonunda pes etti ve oğlu, organize sanayide bir fabrikada, vasıfsız bir işçi olarak asgari ücretle çalışmak mecburiyetinde kaldı .
İktidar, kendi yandaşlarını siyasi ikbalinin devamı için çarşaf çarşaf listelerle işe yerleştirirken,bu durumu içine sindiremeyen benim dertli arkadaşım artık bir kanser hastası.