Değerli
dostlarım, bugün sizlere Kilis'ten
İstanbul' a göçmüş Kilisli bir ailenin
bir ramazan günü evlerindeki bir sohbetlerini kaleme aldım
Vaktin
iftara kadar çabuk geçmesi için anne elindeki örgüyü, kızı dantellerini örerken
kız annesine:
-Ane kez(kız)
böğün (bugün) heç vakıt geçmor. Topa ( iftara) nence (ne kadar) var ecebem (
acaba) yüreğim sıyrıldı (çok acıktım)
-Neblim ( ne
bileyim) hele seete( saata) bir bak!
-Abooo...
Daha dört seet var.
Bi'yyy...
daha çok varmış... Kele kak Balkız (Belkıs) acık kak matmağa (muttfağa) get de
benge (bana) sındıyı (makası) getir de şu ipin ucunu kesim. Sındı nerede
bilongmu? (biliyor musun)
-Neblim ben
nerde?
-Öllüğün
köründe... (cehennemin dibinde) evden, baktan heç eleken var mı ola? Ya
televizyonda yimek yarışmasını seyreder, ya da eline danteli alır ha... ha
dürtünür!
-üffff de
heneği (lafı) uzatma da söyle nerede?
-Tazarın
(duvardan dışa doğru çıkıntılı taş) üstündeki
mehmilin ( duvarın içine monte edilmiş tahta dolap) içinde ölbe (tahta
kutu) var, onun içindeki böyük sındıyı ( makas) getir. Heminde aşa bak. Ocağın
altını birez (biraz) kıs. Yimek dibine yanmasıng. Zere (zira ) genne
(kendisine) onca emek verdik. İki seet genni kazıdık, oyduk, kavırdık
(kızarttık) e'la güzel kırık kudamasını
( kavrulmuş kırık leblebi), kıymasını, behtenizini (maydanozu)
karabiberini bol koduk (Nezanım
(güzelim) şıhılmehşe (tüylü acur ya da kabaktan yapıllan yemek) araya getmesing
( ziyan olmasın)
_ Aman sen
de böğün bir şıhılmehşe çıkarttın. Bir makarna eder şora korduk.
_ Uşşşl...
Ülümalmaya seni... ( ölmeyesin, çok yaşıyasın) makarnamış! Tembel arvat işi.
Senge (sana) kalsa mıkımı( sürekli, herzaman) makarna ying (yersin) Hele gelin
ol da bak! El kapısı seni nasıl da ıbrığın (ibriğin) bol ağzına kor da dar gözünden
çıkarır!
_ Eeeehhh...
El kapısı, el kapısı... Hanı nerde el kapısı ben niye görmorum? (görmüyorum)
Yaşım nerdese kırk olucu!
_ Nedek kızım, Kilis' te olsadıng seni tez satardık. billakma (biraz) Karadaş' a, birez Eşecik (Ayşecik) Parkı' na eletirdim(götürürdüm) helbet bir gişi( koca) bulurduk. Burda nerelik var seni götürüm. O babayıng ciğeri ağzından gele bes! Bizi burda nere keviror ki! (bırakıyor ki) Bes (sadece) cümee (cuma) günleri bir Eyüp Sultan camısı' na (camiiye) ya da Telli Baba ' ya gönderor ( gönderiyor ) oda senge orda dua edek de bir gişi bulungsun deyi. Orda gişi ne gezsing helbikinem (halbuki) Anca iki dişli İhtıyar herifler gelor oruya. Beli bükülmüş ya kel , ya kör herifler.. . Pepe pepe edollar, (titreyen, eli bastonlu yaşlı adamlar) (devam edecek)
Eğitimci
Şair ve yazar;
AYEL MASMANACI BEŞOĞLU