Okulda yirmi dakikalık uzun teneffüsteyiz. Öğretmenler
odasında Öğretmen arkadaşlarımızla çay
içiyor ve sohbet ediyoruz. Yanımda oturan arkadaşlardan beş, altı tanesi
Kilisli. Bayan arkadaşlardan birinin
kızı evleniyormuş. Hepimizi kızının Kınasına ve düğününe davet etti. Kına
mevzusu geçince Zeliha Teyze aklıma geldi.
- Arkadaşlar bir şey soracağım. Kuduz kınası nasıl ve ne zaman oluyor bilen
var mı?
Kimseden ses çıkmadı. Sadece bir arkadaşım;
- Köpek ısıran kişilere ya da kendisini rüyasında köpek ısıranlara
veya köpek ısırmasından dolayı rüyasında korkan bebek emziren kadınların sütü
kesildiğinde sütünün gelmesi için bu Kına yapılır. Kırk gün kuduz aşısı yapıldıktan sonra kırkıncı
günün gecesinde köpek ısıran kişi ve yakınları sabaha kadar uyumazlar.
- Ben daha önce böyle bir kına olayı duymuştum ama, hiç görmedim. Demek kırk gün sonra yapılıyor! Teşekkürler
Hocanım.
Okul paydasından sonra eve geldim. Biraz bir şeyler
atıştırıp kızımın çorbasını içirdikten sonra Kilis ‘te oturan anneme telefon
açtım. Kuduz kınası hakkında bildiklerini ve gördüklerini anlattı. Anlattığı
şeyler, öğretmen arkadaşımın anlattıkları ile bağdaşıyordu. Kızımı kucağıma
alarak Zeliha Teyze ‘ye gittim! Beni görünce yatakta doğruldu. Rahatsız
olmamasını söyledim. Gelini Endam:
Ağşama kınaya geliyg
mi hocam?
- Endam, sen yanlış biliyorsun. Annene kırk gün boyunca, ki bugünü sayma,
otuz dokuz gün daha her gün hastaneye götürüp, göbeğinden kuduz aşısı
yaptıracaksınız. O kına kırkıncı gecede yapılırmış.
- Demek öyle… desene yattı bizim ağşamki şenlik ! Ben de
kına’da ne geyim deydim ! (diyordum)
Öteki gelin de:
- Gız vallahi ben de berbere gedip saçımı başımı yaptırıciydim taman !
Komşuma ayıp olmasın diye,
kahkaha atmamak İçin , dudaklarımı ısırıyor, başımı kızımın
kıcırcık saçlı başının ardına gizliyor , kendimi zor tutuyordum.
***
Aradan kırk gün geçti... Bu süre içinde bazen oğlanları,
bazen gelinleri Zeliha Teyze‘yi hastaneye götürüp göbeğinden kuduz aşısını
yaptırmışlardı . Kırkıncı gün Cumartesi
gününe denk gelmişti. Öğlene doğru Endam
geldi, kınayı akşama yapacaklarını , benim de gelmemi , kayınvalidesinin beni davet ettiğini söyledi. Aslında o hafta sonu
Kilis ‘ e ailemin yanına gitmek
istiyordum.
Fakat bu kuduz
kınasının nasıl yapıldığını da merak ediyordum. O hafta Kilis’e gitmekten
vazgeçtim.
***
Nihayet kına gecesi geldi çattı... Akşam yemeğinden sonra kızımı
uyutup, babasına bıraktıktan sonra, Zeliha teyzelere gittim. Salon kadın,
genç kız doluydu. Bir kaç da çocuk
vardı. Herkes ak pak giyinmişti . Zeliha Teyze
yeni , üstü minik çiçek desenli neftii yeşil bir elbise giymiş, başına da
bembeyaz bir tülbent bağlamış, elinde bir tesbih , yerdeki minderin üzerine
bağdaş kurmuş oturuyordu. Yüzü ,
yanakları pırıl pırıl parlıyordu . Misafirlerin bir kısmı kanepede, bir kısmı
yer minderlerinde oturuyorlardı. Kilisli komşularım da gelmişlerdi. Hatır
sorma, sohbet faslından sonra
İçeriye 28- 30 yaşlarında genç bir hanım girdi. Onu da Zeliha Teyze ‘nin
yanındaki yer minderine oturttular.
Küçük gelinin kız kardeşi hemen gelinin yanına gelerek:
- Gınanıng ikinci
gelini de sesnsing bacım ! Seni de
uyhungda it mi ısırdı ? Vah.. vah !
Fuharanıg südü kesilik ? Süs gelmeymiş !
Kilisli komşum kızın ettiği bu hamlık karşısında büyük bir olgunlukla :
- Be’ kele kızım beyle şeyler söylenir mi heç ? Eybuşşuuummm ! ( kınama sözcüğü ) Kele arvadıng suratına mı söyleng sen de !
- Niye n ‘oliy ki ?
- N’olması var mı ! Öllüyüng
körü olor... tılısım bozulur
taman !
- Aboooo... Kilisli misiniz değil misingiz ! Valla gorhulur sizden !
- Yeriiii ... Entepli, asıl sizden korkulur !
Teheeeg ! ülüüümmm !
Yılanı torbaya komuşlar da
yılan :
“ Amannıg ... !
Entepli beni sokor “ demiş ! “
- Uyyy ...
uydurmaseneg ! Asıl yılan dey kine :
- Yetişing A dostlar
beni Kilisli sokiy !
Ama bunları söylerken, birbirine göz kırpıyor ve
gülerek söyleşiyorlardı . Herkes katıla katıla gülüyor bir Antepli ile bir
Kilislinin şakalarına kıkırdıyorlardı . Ben de gülme krizine girmiştim. (Devam edecek)
Eğitimci şair ve yazar.
29. Ocak 2019
Gaziantep