Geçtiğimiz hafta Türkiye'de Ahilik Haftası olarak kutlandı.
Ahilik teşkilatı, Debbağ(derici) ve tıp bilimleri ile uğraşan bir bilim adamı olan Nasıreddin El Hoyi (Ahi Evran) tarafından kurulmuştur.
Ahi Evran 1170’li yıllarda Azerbaycan’ın Hoy kasabasında doğmuştur. Hoca Ahmet Yesevi ve talebelerinden olan “Evhadüd-din Kirmani”den tasavvuf dersleri ve terbiyesi alır. Fütüvvet teşkilatının önderi Nasır Lidinillah ile tanışır. Bu tanışma Ahi Evran’ın ileride kuracağı Ahilik teşkilatının temelinin fütüvvet esaslarına göre atılmasını sağlayacaktır. Ahi Evran pozitif bilimlerde çalışmalar yapar. Yılanın zehrinden panzehirini üretir. Farabi ve İbn-i Sina’nın eserlerini Farsçaya tercüme eder. Kayseri’ye gelir, burada bir çarşı kurar. Önce debbağları sonra da muhtelif iş kolundaki zanaatkarı teşkilatlandırır
Ahilik teşkilatı zamanın gözde düşünce adamı ve kanaat önderi durumunda olan Hacı Bektaşi Veli Hazretlerinin tavsiyeleri doğrultusunda kurulmuş, organizasyonun felsefi yapısı ahlaki ve insani prensiplerle oluşturulmuştur.
Orta Asya’dan Anadolu’ya göç eden ve yerleşik hayata geçen Türkmenler, yerleşik hayatla birlikte ticaret ve sanatla da uğraşmaya başlamışlardır. Onlardan önce bu topraklarda bu işleri yürüten Ermeni ve Rumlarla rekabet edebilmek ve ticaret ahlakını Türkmenler arasında yaygınlaştırmak için böyle bir organizasyona ihtiyaç duyulmuştur.
Teşkilata yeni adım atan çıraklara gündüz atölye eğitimi, akşam zaviye eğitimi olmak üzere 2 tip eğitim verilirdi. Gündüz mesleğe yönelik pratik uygulamaları öğrenen çırak, akşamları adab-ı muaşeret kurallarını öğrenmeye yönelik dersler alırdı.
Çıraklar oturmayı, kalkmayı, söze başlamayı, yemek yemeyi, su içmeyi, mesleğe, ustaya ve büyüğe saygı bütününü bu ahi zaviyelerinde öğrenirlerdi.
Ayrıca, Cimri olmamak, her koşulda yardıma koşmak
Başkalarına kin beslememek, zulüm yapmamak, tam tersine yumuşak ve bağışlayıcı olmak
Hırsa kapılmamak, rızka kanaat edip şükretmek
Lezzetin kölesi olmamak, nefsi terbiye etmek
Ayrımcı, kayırmacı olmamak, doğru yol ne ise onu tutmak
İşler kötü gidince tahripkar, isyankar olmamak, bunun yerine yapıcı olmak, kabiliyetleri geliştirmek
Yalana tenezzül etmemek, doğru sözlü olmak, Ahiliğin şiarındandı
Bir ahi esnafının, ben siftah yaptım komşum yapmadı, diyerekten müşteriyi komşusuna göndermesi iyi bir maddi ve manevi eğitim aldığının göstergesidir
Bu günkü ben merkezli kapitalist sistemde bu olgunluğa rastlamamız pek mümkün değildir.
Ecdat yıllar önce bu meseleye çözüm bulmuş, insanımızı nasıl eğiteceğini ve aynı zamanda nasıl meslek sahibi yapacağını ortaya koymuşken, biz 12 yıllık mecburi eğitimle birlikte, bırakın Ahi kültürü ile Esnaf Zanaatkar yetiştirmeyi , Esnafımıza çırak dahi bulamaz hale geldik.
ALAİDDİN ÖZKAR 22.09.2020