Türkiye'de Afrin hareketinden sonra, Telfırat 'mı Sincar'mı Münbiç'mi derken ekonomide hızlı değişimler oluyor.
Dolar 4000’e Euro 5000’e dayandı, ülkede ciddi bir durağanlık yaşanıyor, esnafın ağzını bıçak açmıyor, ekonominin lokomotifi olan inşaat sektörü gerilemeye başladı.
Tarım ithalata feda edildi, mazotu 5000TL’ye, elektriği 35 kuruşa alan çiftçi uluslararası pazarla boy ölçüşemedi ve Türkiye ithal tarım ürünleri cenneti oldu.
Hayvancılığında bundan farkı yok ,devlet üreticinin girdi fiyatlarını düşüreceğine Avrupa'dan et ithal etti. diğer sektörler dede ithalat artınca ülkede cari açık arttı, döviz sıkıntısı baş gösterdi, bu durum aynı zamanda Türkiye'nin kredi not ununda düşmesine de sebep oldu.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P Global Ratings, yayınladığı “Yeni Kırılgan Beş” raporunda Türkiye yine yer aldı. S&P, “Kırılgan Beşli” olarak Türkiye, Arjantin Pakistan Mısır ve Katar’ı işaret etti.
Zira 12 ayda Türkiye’nin Merkez Bankasınca açıklanan ödeyeceği dış borcu "170 milyar dolar" Bu rakam, cari açık ile birlikte toplam 210 milyar doları buluyor. Bir başka deyişle Türkiye, Eylül 2017-Eylül 2018 döneminde en az 210 milyar dolar dış kaynak bularaktan borcu borçla döndürmek mecburiyetinde. Onun için ülkemiz, en riskli ülkeler arasında yer alıyor.
Türkiye ocak ayında Afrin hareketini yaparken Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ise para peşindeydi.
"İki günlük Londra ziyaretinde 200'ün üzerinde yatırımcıya; ülkemizin ekonomik görünümünü, yapısal reform programımızı ve yatırım fırsatlarını anlattı anlaşılan o günden beri yeteri kadar kaynak girişimi olmadı ki sayın bakan yeni açıklamalar yapmak mecburiyetinde kaldı.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek Bursa’da Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin açılışında ekonomiye dair açıklamalarda bulundu. Şimşek, konuşmasında “enflasyonun karşı karşıya olduğumuz en büyük sorunlardan biri” olduğunu belirttikten sonra “en büyük sebebinin liradaki değer kaybı” olduğunu vurguladı. Ve Şimşek konuşmasının devamında şu dikkat çekici sözleri söyledi: “Sorun reel sektörün döviz borçları. Ne yapacağız? Meşhur ABD Başkanı JF Kennedy’nin lafı var; ‘çatıyı güneşliyken tamir etmek lazım.’ Şu anda faizler nispeten düşük; ekonomiler büyüyor ama yağmur yağacak. Bunlar için tedbir alıyoruz. Döviz borçlanmaya sınır getireceğiz; KOBİ’lerde yaptık. Büyükler yönetebildiklerini söylüyor ama görüyoruz yönetemiyorlar; tedbiri alacağız. Maalesef yatırımlarda inşaatın payı çok yüksek…” “Vergi tabanımız dar, genişletmemiz lazım. Kayıt dışı ekonomiyle mücadeleyi kastediyorum.” “Geleneksel sektörlerde kar payları düştü...”
Sayın bakan bu günlerimize güneşli gün diyorsa, vay halimize yağmurlu günlerde!
Güneşli günlerde esnafın, köylümün, çiftçinin durumu ortada, vay halimize yağmurlu günlerde.
Güneşli günlerde işsizlik ortada, batan şirketlerden ayrılan yeni işsizlerle, vay halimize yağmurlu günlerde. Güneşli günlerde açlık sınırı 1637 TL, asgari ücret 1603 TL, vay halimize yağmurlu günlerde....