2005 yılına ait bütçe görüşmelerinin başlayacağı şu günlerde Maliye Bakanımız sayın Kemal UNAKITAN 2004 yılında AKP iktidarının icraatlarını rakamsal olarak açıkladı.Borçları uzun vadelere ötelenen ,bankaları vasıtasıyla devletten nemalanan medyamız ise açıklanan rakamlardan cımbız ile çeker gibi istediğini ön plana çıkardı.
Mesela Maliye Bakanımız 2004 yılında ihracatımız 71 milyar dolar,ithalatımızında 104 milyar dolar gerçekleşeceğini açıkladı.Ertesi gün medyamızda manşetten verilen haberler şöyle İhracatta Rekor 71 milyardolar.Cumhuriyet tarihinin en büyük ihracatını gerçekleştirdik.Halbuki Türkiye 104 milyar dolar ithalt,71 milyar dolar ihracat ile 33 milyar dolarlık bir dış ticaret açığı vermiştir.Yine bu dönemde 12,5 milyar dolarlık cari açık ile dünyada ilk yedi ülke arasına girmişiz.2002 yılında 200 milyar dolar olan borç 2004 yılında 330 milyar dolara çıkmıştır.İhracatta işin detayına girildiğinde ise Türkiyenin ihracatında tarım ürünlerinin azaldığını,sanayi ürünlerinin çoğaldığı görülmektedir.
Şimdi diyeceksiniz ki ne var bunda Türkiye tarım ülkesinden sanayileşmiş ülkeler arasına giriyor.Halbuki kazın ayağı öyle değil.Hammadde giderlerini ,enerji giderleri,sigorta,vergi giderlerini fazla bulan sanayici üretimden çıkıp faize para yatırmıştır.
Türkiyenin en büyük 500 firması(Koç,Sabancı Eczacıbaşı gibi)kazancını % 85 ini faizden kazanmıştır.Yine Türkiyedeki sanayici girdi fiyatları oldukça düşük olan özellikle Çin mallarını ara mamül olarak ithal edip % 10-15 gibi montaj kazancıyla diğer ülkelere ihraç etmiştir.
Ülkemizin gümrükleri yol geçen hanına dönmüştür.Kalitesiz Çin malları kotasız,vergisiz gümrük duvarlarını aşarak ülkemizde Pazar bulmuş ve yerli sanayicimiz maalesef bu mallarla rekabet edemediğinden iflas etmek durumunda kalmıştır.Zaten işsizler ordusu olan Türkiyede yeni işsizler oluşmuştur.
Dünya devletlerine baktığımızda kendi ülkesinde üretilen mamüllere yüksek gümrük vergileri koyaraktan sanayisini korumaya almaktadır.Mesela komşu ülke Suriye , bu ülke bırakın tırlarla ihracatı çeşitli sınır kapılarından giriş çıkış yapan ticari taksilerde bulunan Türk mallarını kesinlikle ülkesine sokmaz.Fakat kendi ülkesinde üretilen malların dışarıya satışına müsaade eder.Türkiye ise IMF politikaları ile dünyadaki global güçlerin 100 milyar dolarlık pazarı olmuştur.
Sayın Başbakanın bizzat itiraf ettiği gibi AB ile yapılan gümrük birliği antlaşmasıyla birlikte 70 milyar dolarlık ticaret açığı vermişiz bu en iyimser rakamdır.Biz Avrupa Birliğinden aş iş beklerken onların ürettiği ürünlere pazar olup cebimizdeki paraları da kaptırmışız.Halbuki biz tarıma ciddi destek versek ,kendi toprağımızda yüzde yüz kendi çiftçimizin emeği ile ürettiğimiz mahsulleri ihraç etsek kazandığımız dövizin tamamı kendi ülkemizde kalır ve dış ticaret açığımızı dengelemiş oluruz.
Ne yazık ki ülkemizde uygulanan politikalar üretimin önündeki engelleri kaldırmıyor.İnsanlar faiz,döviz borsa sarmalında koşup duruyor.Oysa Mustafa Kemal Atatürk ün ifade ettiği gibi
Çalışmadan,öğrenmeden,yorulmadan rahat yaşamanın yollarını alışkanlık haline getirmiş milletler, evvela HAYSİYETLERİNİ,sonra HÜRRİYETLERİNİ ve daha sonra da İSTİKBÂLLERİNİ kaybetmeye mahkumdurlar.