Ülkemizde yüksek enflasyonu can yakıyor, özellikle temel gıda fiyatlarındaki yaşanan enflasyon, dar gelirli vatandaşları derinden etkiliyor. Emtia fiyatları dünyada yükseliyor,ülkemizde yükseliyor, Rusya Ukrayna savaşı ile birlikte malesef yükseliş her sahada zirve yaptı.
Aslında, dünyada siyaseti, ekonomiyi, ikim değişikliğini, dünyaya yön vermek isteyen emperyalist güçlerin, tarım üzerindeki hesaplarını az buçuk bilenler bu günlerin geleceğini bilir ve tedbir alırdı.
Zira ciddi bir ekonomik ilişkimiz olan ,Rusya ve Ukrayna arasındaki kriz yıllardır devam ediyor, bu durumda bekleniyordu.
Bizde tedbir alınsın diye, Hububat'ta ekim zamanı olan sonbahar’da “Kuraklık Kıtlık Açlık” diye, 2 gün üst üste makale yazarak İktidarı tebdir alsın diye uyarmıştık, isterseniz o makalemizden bazı pasajlar okuyalım.
“Önümüzdeki yıllarda dünya devletlerinin, en önemli gündemlerinden biri, insanının karnını doyurmak için, gıda maddelerine ulaşım ve tedariki olacaktır.
Gitgide ısınan dünya buzulların erimesi, tarım alanlarının heba edilmesi, yer altı ve yerüstü sularının israf edilmesi, gıda üretiminin azalmasına sebep olduğu gibi, gıda ürünlerin dünya piyasalarında dolar bazında fiyat artışı bir yılda %40'ı bulmuştur.
Bu durumdan en çok geri kalmış ülkeler ve bizim gibi gelişmekte olan ülkeler etkilenmiştir.
Gelişmiş ülkeler bu gerçekleri önceden gördükleri için, tarıma özel önem vermişlerdir. Bu ülkeler üretime ve üreticilere ciddi teşvikler ile destekler verdiler.
Şu an geldiğimiz noktada, çiftçinin bankalara olan borcu 2002 yılında 2,4 milyar TL'den 2022 yılında 172 milyar TL'ye çıkmıştır. Yani tam 72 kat artmıştır.
654 bin çiftçi üretimi bırakarak, başka sahalarda iş aramak sonunda kalmıştır. 2002 yılında Tarım sektöründe çalışan sayısı 7 milyon 458 bin iken, 2020 yılında 4 milyon 716 bine gerilemiş ve işsizler ordusuna yenileri eklenmiştir.
Tarım sektörünün gayri safi yurt içi hâsıla içindeki payı 2002 yılında yüzde 10,2 iken 2020 yılında yüzde 6,6 ya düşmüştür."
Gelinen noktada iktidarın aşağıdaki Milli Ekonomi Modeli’nin Tarım politikalarını uygulamaktan başka çare kalmamıştır.
* Ülkemizdeki tarıma uygun arazilerin envanteri çıkarılarak, iklim ve toprak özelliklerine göre uygun tarımsal ürün gurupları belirlenecektir.
* Toprağı olmayan köylüye, üretim yapma garantisi altında toprak verilerek üretime katılması sağlanacaktır.
* Tarım tek başına bir sektör olarak değil, tarıma dayalı ilgili sanayi dalları ile bir bütün olarak alınacaktır. Bu amaç doğrultusunda tarım ürünlerinin son mamul haline getirilmesi için entegre sanayi kuruluşları teşvik edilecektir.
* Tarım stratejik öneme haiz olduğu gerçeğinden hareketle yerli üretim dış pazarlardan korunacaktır.
* Çiftçi, planlı ve sürekli üretime katıldığı sürece vergi alınmayacak ve ürün alım garantisiyle doğrudan desteklenecektir. Çiftçiye tohum, gübre, ilaç konularında yardım edilecektir.
* Atatürk'ün öncülüğünü yaptığı örnek tarım üretme çiftliklerinde modern tarım teknikleri ve ürün geliştirme yöntemleriyle çiftçiye örnek olacak çalışmalar yapılacaktır.
* Sanayileşme ve şehirleşmenin tarım arazilerine yapılması önlenecektir.
* Çiftçinin kooperatifleşerek güç birliği yapması desteklenecektir. Kooperatiflere tarımsal alet ve makine desteği verilecektir.
* Kuraklık, don, sel gibi doğal afetlere karşı 'ürün sigorta' sistemi getirilerek, çiftçilerin riskleri azaltılacaktır.
* Üretici ile tüketici arasındaki zincir kısaltılarak üreticinin yüksek gelir, tüketiciye ucuz ürün sağlanacak, kooperatiflerden bu amaçla istifade edilerek, hal yasası tekrar gözden geçirilecektir.
* Yerli gübre üretimine destek verilecek. Minimum su sarfiyatıyla, yüksek ürün miktarı ve kalite sağlayan modern tarım teknolojileri (damlatma sistemi, hidrofilik katkı maddeleri) yaygınlaştırılacak.
* Jeotermal enerji ve güneş enerjisinden istifade edilebilen bölgelerde seracılık yaygınlaştırılarak, her mevsim tarım üretimi yapılması sağlanacaktır.
Hala kaybedilmiş bir durum yok, olmazsa olmaz, Milli Ekonomi Model'inin tarım politikalarını uygulayacak, Bağımsız Türkiye Partisi'nin genç lideri Hüseyin Baş var.
Karar sizin Türk milleti! İşin sonu Yokluk, Kıtlık, Açlık!” demişiz.
Gelinen noktada tam ekildiği taktirde, Avrupa’ya doyuracak kadar gıda üretecek olan topraklarımızın, çoğu nadasa bırakılmış gibi bomboş, ekilenler ise pahalı olduğundan taban gübresi atılmadan ekim yapıldığı için, düşük rekolteye aday tarlalar.
Ne diyelim kendi düşen ağlamaz!