Yazımızın başında vahyin ışığında
Ey Ehl-i Beyt’in tertemiz olduğunu ve Allah tarafından insanlar için, örnek
şahsiyet ve hidayet rehberi olarak seçildiğini anlatmıştık.
Çünkü Cenab-Hak Kuran’da onlar
için :"Ey Ehl-i Beyt! Yüce Allah sizden, her türlü günahı, haramı,
fenalığı, çirkinliği, basitliği uzaklaştırmak ve sizi tertemiz yapmak
istiyor." (Ahzab, 33) demişti.
Bu ayet nazil olduktan sonra,
abanın altındaki beş kişi kimlerdi?, Rahmeten lil Âlemin olan Hz. Peygamber'dir
(s.a.v.). Sonra Hz. Ali'dir, Hz. Fatıma'dır, Hz. Hasan’dır, Hz. Hüseyin'dir.
Bunlar, bizzat Resulullah'ın
"İşte Ehl-i Beyt'im" diyerek abasının altına aldığı yüce insanlardır.
Cenab-Hak bununla da kalmıyor,
bizlere Ehl-Beyt sevmemizi emrediyor :"De ki (Muhammed'im): Ben,
peygamberliğimi tebliğime karşılık sizden, Ehl-i Beyt'imi sevmenizden başka
hiçbir ücret istemiyorum." (Şura, 23)
,onun için İmam Şafii Hazretleri, Ehl-Beyti sevmek farzdır diyor.
Ehl-Beyt
meselesi bizim için o kadar önemlidir ki ,Sevgili peygamberimizde, Veda Haccı
hutbesinde , İslami doğru anlamak ve yaşamak için, Kur'an ile Ehl- Beyt
birlikte zikrediyor.
"Size iki emanet bırakıyorum. Biri
Allah'ın kitabı Kur'an ve diğeri Ehl-i Beyt'imdir Bunlara sarıldığınız sürece
hidayettesiniz"
Yani Ehl-Bey’t tanımadan İslami
anlamak ve yaşamak mümkün değildir diyor.
Resul-i Ekrem'in (s.a.v.) beyanı
ile Ehl-i Beyt kurtuluş adresi, Nuh'un gemisidir.
"Benim Ehl-i Beyt'imin sizin
içinizdeki misali, Hz. Nuh'un kavmi içerisinde Hz. Nuh'un gemisi gibidir. Kim
gemiye binerse necat bulur, kim binmezse helak olur." (Suyuti, Tefsir-i
Hulefa, s.573; Taberani, Mu'cem'ül Kebir, s.78)
Biz Türklerin Müslümanlığı kabülüde
Mâverâünnehir bölgesinde Ehl-Beyt eliyle
olmuştur, onun için biz Türkler Ehl-Beyt’e olan hürmetimizden dolayı çocuklarımıza,
Mustafa, Fatıma, Ali, Hasan, Hüseyin isimlerini koymuşuzdur.
Allah Resulü’nün pak nesli Ehl-Beyt’ten
devam etmiştir, bunlar on iki masum imam olarak da anılan, İmam Zeynel Abidin, İmam Muhammed Bakır, İmam
Cafer'üs-Sadık, İmam Musa Kazım, İmam Aliy'yür-Rıza, İmam Muhammed Taki, İmam
Ali en-Naki, İmam Hasan'ül Askeri, İmam Muhammed Mehdi (Rıdvanullahi Teâlâ aleyhim
ecmain)
Bu temiz ve pak sulbün evlatları,
Hak üzere kıyamet sabahına kadar var olacaklardır. Ve onlarla beraber olanlar
kazandığı gibi,onların karşısında olanlarda helak olacaklardır.
Onlar inanmış tüm insanlar için
bir şefaat vesilesidir.
Nitekim Sünni Abdurrahman bin
El-Kemal Celaleddin el-Suyuti, Durrü'l-Mensur kitabında (cilt 1, sayfa 147)
şunları yazmaktadır:
Ayet-i kerimede, "Âdem,
Rabbinden bir takım kelimeler telakki etti ve alıp hıfzetti. Bu kelimelerle tövbe
edip yalvardı" buyrulur (Bakara, 37).
Abdullah ibni Abbas, Rasulullah
(s.a.v)'e sordu:
"Âdem, Allah'a hangi
kelimelerle yalvardı da, O'nu bağışladı?"
Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
"Âdem Allah'a şöyle
yalvarmıştı: 'Ey Rabbim! Muhammed (s.a.v), Ali (a.s.), Fatıma (a.s.), Hasan
(a.s.), Hüseyin (a.s.) hakkı için Beni bağışla.'
Allah da bu yalvarışından dolayı
O'nun tövbesini kabul etti."
Allah’u Teale bize Ehl-Beyt’i hakkıyla sevmeyi, onları örnek alarak ,gerçek
İslami yaşamayı ve şefaatlerine mazhar olmayı nasip etsin.
ALAİDDİN ÖZKAR
04.04.2021