Değerli arkadaşlar,
Kilis Kültür değerlerimizden lohusa (nefse) hamamımızı
kaleme almıştım. Hazır hamamlardan söz
etmişken bir de “GELİN HAMAMI”nı yazayım dedim. Kız evi ile oğlan evinin ve yakınlarının
düğün öncesi birbirleri ile kaynaşmasını sağlayan düğün hamamımız...
Kilis'in Hasancalı Köyü ‘ne yeni atanmıştım. Müdürümüz Mehmet Türkây ve yeğeni Nilgün ile
üçümüz birlikte çalışıyorduk. Komşumuz Bedriye Ablanın kızının gelin hamamına
davetliydik. Bir başımız akraba sayıldığından o hamama mutlaka gitmemiz
gerekiyordu. Hamam bir Cuma günü sabah
11 deydi. Ben köyde çalıştığım için
gitmem olanaksız gibiydi. Annem ısrarlarla o gün müdürden izin almamı ve köye
gitmememi söylüyordu.
Çalıştığım 41 yıl boyunca anne ve babamın, abilerimin
cenazeleri dışında hiç izin kullanmadan, hasta olduğum halde 40 derece ateşle
okula gidip derse girdiğimi hatırlarım.
Lütfen yanlış anlamayınız kendimi övmüyorum ama bu benim prensibimdi.
Köye gittim, dersim bitti. Ama köy minibüsünün Kilis'e
seferi yoktu o saatlerde ...
Muhtar bana bir at getirdi.
-Hoca seni Hamit ağanın atıyla yol çatına gönderelim. Yol
çatında İslâhiye’den gelen bir minibüse bindirelim, öyle git “dedi.
Gençlik ve tecrübesizlik ya!
- Tamam dedim. İlk defa bir ata binecektim. Lojmanda oturan Nilgün'ün yardımlarıyla ata
zar zor bindim. Atın yuları Keyyâl eminin elinde, ben atın sırtına yapışmış
halde korka korka 1 Km. gittik. Sonra aha sana bir yağmur... Aniden sicim gibi
bir yağmur başladı...
Yolda kırmızı killi topraklı bir yol. Birden atın ayağı
kaydı, at şaha kalktı, ben yerde... üstüm başım çamur içinde... belimde bir
ağrı, yerden zor kalkabildim... O anda köye giden bir jip önümüzde durdu.
İçinde iki hemşire, köye sağlık taraması için gidiyorlarmış.
Hemen beni ana yola çıkardılar.
Allah rast getirdi bir minibüse binerek Kilis ‘e geldim.
İşte hem komşu, hem de akrabamız olan Bedriye Teyze ‘nin
kızının gelin hamamına gidişim böyle maceralı oldu.
Eve gittim, üstümü değiştirdim, Koca hamama gittim. Evimize
yakındı. Çok geç kalmıştım. Şimdi ben gidinceye kadar hamam savılır diye
düşünürken, komşularımızı hamamın kapısının önünde gördüm. Daha yeni içeri
giriyorlardı. Demek ki daha geç saate almışlardı.
Hamamdan içeri girdiğimde misafirler odalarına yerleşmişler yıkanıyorlardı. Annem de Bedriye teyzenin yanına oturmuş sohbet ediyorlardı. Az sonra gelin olacak Kızı zılgıtlarla hamamın oturduğumuz bölümüne getirdiler. (Devam edecek...)
Aysel Masmanacı Beşoğlu