- Çok konuşma acık! Hamamın sekisini güzelce
yıkar soframızı açar yemeğimizi yerik!
Aman
annee... ne istiyorsan onu yap! Ben çok yorgunum, odamdayım.
Uyandığımda
akşam olmuştu. Mutfağa su içmeye girdiğimde tezgahın üzerindeki tepsi ve
tencereleri görünce şaşırdım kaldım. Mutfak yemekhaneye dönmüştü. Mis gibi
dolma kokuyordu. Tencerenin kapağını kaldırınca ne göreyim! Patlıcan, kabak,
biber dolması, üstüne de sıra sıra dizilmiş yaprak sarması. Fırının içine
baktım; ıspanaklı börek! Ablam gelmiş, anneme yardım etmiş meyer! Bir
an utandım onlara yardım edemedim diye.
Ablam mutfağa geldi, sarıldık.
-Abla sen ne
diyorsun bu saçmalığa ?
-Kızım
olmaz! Bu lohusa hamamı.
Orada bu
yemekleri şapur şupur suların içinde nasıl yiyeceğiz ?
-Kızım
adetimiz işte !
-Saat
kaçtaymış ?
- Öğlen 12‘
de .
- Benim
arkadaşlarımla programın var, ne olacak şimdi? Gitmesem kuzenden ayıp olur.
-Tamam ablacım, sen biraz erken kalkarsın,
oradan da arkadaşlarına gidersin.
Nihayet hamamdayız...
O tarihi
binanın önüne geldiğimizde, siyah ve sarı renkli dikdörtgen taşlardan yapılmış cümle kapısına ilk defa böyle
dikkatli bakıyordum. Kapının üst tarafında
yelpaze şeklindeki kemerin alt
tarafında kabartma eski yazı yazılıydı, altında sarı metal elips şeklinde bir
pano vardı. Panonun üzerinde Paşa Hamamı ve 16. yy yazılıydı. Kapının sağ
tarafında demir çubuklu kafesi olan üç tane pencere vardı.
Hamamın içine, zemine doğru inen beş basamaklı merdivenlerden aşağıya indik. Girişte kasada oturan Süreyya Teyze arkadaşım Fatma’nın annesiydi. Hoşgeldin etti bize. Burası hamamın büyük havuşuydu. Ortada büyük ve fıskiyeleli bir süs havuzu vardı. Misafirler gelmeye başlamıştı. Lohusa ve çok yakınlarına da özel odalar ayarlanmıştı misafirlere de tabii. Odalara çanta ve eşyalarını yerleştirdiler. Biz de bize ayrılan odaya yerleştik. On dakikada avlu ( havuş ) insan kaynadı. Herkes ellerindeki çantalarını yerleştirdi. İç avludaki kurnalara oturdu. Yaklaşık on beş dakika sonra hamamı çınlatan zılgıt seslerinden Lohusa Hanımın geldiğini anladık.
(Devam edecek...)
AYSEL
MASMANACI BEŞE
EĞİMCİ-YAZAR-ŞAİR