Bazı tarihler vardır, yalnızca geçmişi anlatmaz; aynı zamanda bugünü şekillendirir, geleceğe dair işaretler verir. 29 Mayıs, Türk milletinin tarih sahnesine mühür vurduğu bir gündür. Ancak bu yıl, aynı tarihte yaşanan farklı bir gelişme, bu tarihsel zaferin anlamını yeniden düşünmemizi zorunlu kıldı.
29 Mayıs 1453 Fatih Sultan Mehmed komutasındaki Osmanlı ordusu, yaklaşık iki aylık bir kuşatmanın ardından Bizans İmparatorluğu’nun başkenti Konstantinopolis’i fethetti. Bu olay, Orta Çağ'ın sona ermesi ve Yeni Çağ’ın başlangıcı sayılmıştır. Fetihle birlikte; Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu yıkıldı, İstanbul Osmanlı’nın başkenti oldu, Müslüman Türkler Roma medeniyetinin kalbine yerleşti. Fetih, Osmanlı için yalnızca bir askerî başarı değil, aynı zamanda bir medeniyet projesinin temel taşıydı. Mimari, bilim, kültür ve şehir planlaması açısından da yeni bir dönemin kapısı aralandı.
Bu tarihsel bağlamı hatırladıktan sonra, şimdi aynı gün gerçekleşen dikkat çekici bir başka gelişmeye bakalım: Dedeağaç’taki NATO Tatbikatı. 29 Mayıs 2025 tarihinde İstanbul’un fethinin 572. yılı kutlamaları Türkiye'de resmî törenlerle gerçekleşirken, aynı tarihte sınırımıza yalnızca birkaç kilometre mesafede, Yunanistan’ın Dedeağaç (Alexandroupoli) şehrinde dikkat çekici bir başka etkinlik vardı: NATO öncülüğünde yapılan büyük çaplı bir askeri tatbikat. Bu tatbikat; ABD liderliğinde, Yunanistan ev sahipliğinde, Türkiye hariç hemen hemen tüm Balkan ülkelerinin katılımıyla düzenlendi. Bu kapsamda; zırhlı araçlar, tanklar, helikopterler ve savaş uçakları sınırımıza yığıldı. Liman, hava üssü ve karadan müdahale senaryoları uygulandı.
Tatbikatın adı da dikkat çekicidir: Immediate Response – "Anında Müdahale". Peki, kime karşı? Kimin sınırında ve hangi tarihte? Türkiye bir NATO üyesidir. Ancak bu tatbikata katılmamış ya da davet edilmemiştir. Yunanistan ise ittifakın bir üyesi olmanın ötesinde, sahada başka niyetlerin aracı gibi hareket etmektedir.
Ortaya çıkan tablo, salt askeri değil, aynı zamanda sembolik ve stratejik bir anlatı barındırmaktadır. Tatbikat her ne kadar NATO’nun doğu kanadını güçlendirme amacıyla açıklansa da coğrafî ve tarihsel semboller üzerinden Türkiye’ye yönelik örtülü mesajlar taşıdığı yönündeki algı oldukça kuvvetlidir. Batı, diplomatik dilin ötesine geçmek istediğinde sembollerle konuşur. Diplomatik açıklamalar yapılabilir; fakat asıl mesajlar çoğu zaman sembollerle, tarihlerle ve yer seçimleriyle verilir. 29 Mayıs, Batı’da yalnızca Türklerin zaferi olarak değil, Hristiyan Avrupa'nın merkezi sayılan bir şehrin kaybı olarak hatırlanır. Bu nedenle, bu tarihte yapılan her uluslararası hamle, yalnızca askeri değil, aynı zamanda tarihsel anlamlar taşıyan sembolik bir nitelik kazanır.
Bugün Türkiye'nin önünde iki yol vardır: Ya sembolleri görmezden gelip günü kurtaracaktır, ya da onları okuyup anlayarak kendi medeniyet merkezli duruşunu güçlendirecektir. 29 Mayıs’ta İstanbul’da fetih kutlanırken, aynı anda Dedeağaç’ta yapılan tatbikatın tesadüf olmadığı açıktır.
Bunu görmek, geleceği stratejik akılla inşa etmenin ilk adımıdır.