Pazar günü Ankara’da BTP 7. Kongresi tertiplendi. Ülkemizin kritik bir dönemeçten geçtiği şu günlerde yapılan kongre hayati öneme haizdi. Siyasi partiler genel başkanı, kadroları ve parti programları ile ülke yönetimine talip olurlar. Atatürk’ten sonra ülke olarak maalesef elde edilen bağımsızlık gün be gün kaybedilmeye başlandı. Gelin hep birlikte ülkemizin büyük resmine bakalım. Nehirin bütün kollarından akan sular kirlenmiş. Başta paramız olmak üzere, maalesef uygulanan politikalar milli değildir. Dost ve düşman kavramları birbirine karışmış durumdadır. Bir gün ak denene, ertesi gün kara deniyor. Yanılgı üzerine, devlet yönetiliyor.
Ekonomik tablomuzun kırılganlığını bir örnekle anlatalım. Brunson olayını hatırlayın. Yıla 3.79 TL ile başlayan dolar, kuru papaz Brunson’ın tahliye talebinin reddedildiği gün 4.79’a çıktı. ABD Hazinesi’nin iki bakan hakkındaki önlemleri duyurduğu gün 5 TL eşiğini geçti. Trump’ın ikinci aşama yaptırımları açıkladığı gün en yüksek noktası olan 7.21 TL’yi gördü. TSK terörist unsurlara yönelik Barış Pınarı Harekâtına başladı. Bu uğurda Allah askerlerimizi korusun ve muvaffak eylesin. Barış Pınarı Harekatı başlar başlamaz ABD'de de saatlik müdahalelerine başladı. Eğer ya dediklerimi yapacaksın ya da papaz Brunson da yaptığım gibi ekonominizi bitiririm diyen Trump, Cumhurbaşkanı için diplomasiyle, bir milletin, bir devletin onuruyla uyuşmayan mektup gönderebiliyorsa ve hemen ertesi gün ABD ile yapılan anlaşmadan sonra bütün taraflar mutluyuz diyorsa bu ABD’nin dümen suyuna girildiği anlamına gelmiyor mu?
Elbette terörist unsurlarla etkili mücadele harekât da gerekir anlaşma da gerekir. Ancak bunun yolu ekonomide bağımsız, iç politikada bağımsız, dış politikada bağımsız olmayı gerektirir. Emperyalist batı, Sevr Antlaşması’yla 'baklayı ağzından çıkarmış' ve Türk devletini yok etmek Anadolu’yu aralarında paylaşmak üzere konumlanmıştır. Bugün yaşadıklarımızdan bundan farklı değildir. Sadece ekonomi konusuna değinmek istiyorum. Bu kara tablodan kurtulmak için öncelikle ekonomimizin bağımsız olması gerekir. Ekonomik sıkıntıların çaresi, vatandaşın üzerine vergi salmak, ceza kesmek ve yağmur gibi zam yağdırmak değildir. İç politikada, dış politikada bütün siyasetimizde olmazsa olmazımız Bağımsız Türkiye'nin kural kaidelerine göre hareket etmektir.
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, "Tam bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlık ile mümkündür." (1922, Ankara, a.g.e, C. I, s. 243) demektedir. Günümüzde de bu altın kural aynen geçerlidir. Genel başkanımız Sn. Prof. Dr. Haydar Baş hocamıza ait olan Milli Ekonomi Modeline (MEM) ihtiyacımız var. Küresel krizde 120'yi aşkın ülkenin can simidi olan Milli Ekonomi Modeli 10 uluslararası kongrede 500'ü aşkın bilim adamı tarafından "tek çözüm" olarak kabul edilmiştir. Başta Rusya ve Çin olmak üzere BRICS devletleri tarafından MEM uygulanmaktadır.
Şirketlerin bir birkonkordato ilan ettiği, kepenklerin kapatıldığı, işsizlik oranının tavan yaptığı günümüzde Milli Ekonomi Modeline, Sosyal Devlet Milli Devlet projelerine ihtiyacımız var. Bu projeleri uygulayacak olan Prof. Dr. Haydar Baş hocamıza millet olarak ihtiyacımız var. Pazar günü Ankara’da BTP 7. Kongresinde kongre salonunu hınca hınç dolduran kalabalıkların heyecanı zirvedeydi. Delegelerin oy birliği ile Prof. Dr. Haydar Baş Bey yeniden Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı olarak seçildi.
Bu sonuç Bağımsız Türkiye yolunda kararlı duruşun ve ülke olarak geleceğe dönük umudun göstergesi olmuştur.