29 Ekim vesilesiyle, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmetle ve minnetle anıyorum. Ayrıca, Cumhuriyet bilincini, devlet ve bayrak sevgisini bizlere aşılayan, Bağımsız Türkiye Partisi kurucusu Prof. Dr. Haydar Baş’ı da özlemle yad ediyorum. Cumhuriyet’in ilanı, milletimizin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin en önemli dönüm noktalarından biridir. Cumhuriyet, Türk milletine eğitimden sağlığa, kadın haklarından ekonomik kalkınmaya kadar birçok alanda büyük kazanımlar sağlamıştır. Bu değerler, sadece o dönemde değil, bugün de bizim için yol gösterici niteliktedir. Cumhuriyet, Atatürk’ün ifadesiyle “ilelebet payidar kalacak” bir yönetim şeklidir.
Prof. Dr. Haydar Baş’ın "Hoş Geldin Atatürk" eserinde, Atatürk’ün birleştirici gücü, güçlü bir şekilde anlatılmaktadır. Bu çalışma, Atatürk’ü taraf veya karşıt kutupların simgesi olarak gören anlayışlara karşı, onu milletin birleştirici bir değeri olarak yüceltir. Bu anlayış, BTP’nin Cumhuriyet’e bakışının temelini oluşturmaktadır. BTP Cumhuriyet’in temel değerleri olan laiklik, demokrasi ve hukukun üstünlüğüne sıkı sıkıya bağlıdır.
Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı sonrası yaşadığı zorluklar ve Mondros Mütarekesi'nin ardından gelen işgal süreci, ülkemizin bağımsızlık mücadelesini kaçınılmaz kılmıştır. Bu ağır işgal ve esaret altında Türk milletinin bağımsızlık mücadelesi başlamıştır. Ülkenin dört bir yanında ortaya çıkan direniş kıvılcımları, Mustafa Kemal Atatürk tarafından bir araya getirilerek büyük bir kurtuluş mücadelesine dönüştürülmüş, nihayetinde bağımsızlık kazanılmıştır. Bu bağımsızlık mücadelesinin ardından, 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet ilan edilmiştir.
Cumhuriyet’in 29 Ekim'de ilan edilmesinin özel bir anlamı vardır. Ruşen Eşref Ünaydın’ın Atatürk’e bu tarihi neden seçtiğini sorması üzerine Atatürk, işgalin başladığı tarih olan 30 Ekim Mondros mütarekesine sembolik bir gönderme yaparak bir gün önce Cumhuriyet’i ilan etmiş ve yaşanan işgal sürecini ve emperyalist devletlerin hegemonyasını yok hükmünde saymıştır. 29 Ekim’i Cumhuriyet’in ilan tarihi olarak belirlemiş ve bağımsızlık ruhunu pekiştirmiştir. Prof. Dr. Haydar Baş, Cumhuriyet yönetimiyle, egemenliğin bir kişiden alınıp milletin tamamına devredilmesini, devlet idaresindeki mesuliyetin tüm millete yayılması anlamına geldiğini ifade etmektedir. Atatürk ve Cumhuriyet değerlerini yüceltmek, bağımsızlık bilincini her koşulda yaşatmak, bizler için kutsal bir görevdir. Bu bilinçle, milletimizin birlik ve beraberliğini daima koruyarak Cumhuriyet değerlerine sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Atatürk’ün vefatından sonra Rauf Orbay’ın Atatürk hakkında kullandığı ifadeler de oldukça dikkat çekicidir. "Atatürk biz olmasak da başarırdı, biz ise O olmadan başaramazdık" ifadesi, Orbay’ın Atatürk’ün liderliğine dair güçlü bir övgüsüdür. Bu sözün, özellikle Cumhuriyet döneminde zaman zaman Atatürk’e muhalif bir duruş sergileyen Orbay tarafından ifade edilmesinin ayrı bir kıymeti vardır.
Bugün, Atatürk’ün bize miras bıraktığı Cumhuriyet ve onun değerleri büyük tehditlerle karşı karşıyadır. Anayasa’nın ilk üç maddesi, yani Cumhuriyet’in temel niteliklerini belirleyen maddeler üzerinde değişiklik tartışmaları yürütülmektedir. Cumhuriyet, Türk milletinin egemenlik hakkını, laiklik ilkesini, demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü ifade eder. Bu değerler, eşitlik ve adaletin temelidir ve bugün maalesef bu değerlerle oynanmak istenmektedir. Atatürk, Nutuk'un sonunda gençliğe hitabesinde, Cumhuriyet’i ve milletin egemenliğini gençlere teslim etmiştir.
Biyolojik yaş olarak ve ruh olarak genç olan bağımsızlık ruhu taşıyan bütün millet fertlerimize selam olsun, Cumhuriyet Bayramımızın 101. yılı kutlu olsun.