Filistin'deki ve özellikle Gazze'deki olaylara baktığımızda, maalesef her geçen gün insanlık dışı eylemlerin artarak devam ettiğini görüyoruz. İsrail, Gazze'de evleri barkları yıkıyor ve bu durum, dünyanın gözü önünde devam ediyor. Savaşın çapını ve çerçevesini genişletmeye çalışan bu insanlar, İran’la ilişkili bölgeleri ve Yemen’i de bombalıyorlar. Bu, dünyanın her yerinde kendi istediğini yapabilme modunda devam ediyor. Uluslararası ilişkilerde terör ve savaşın genişletilmesi çabaları insanlığın yararına değildir. İslam alemi, bu saldırılara karşı güçlü bir anti-emperyalist duruş sergileyebilme potansiyeline sahip olmasına rağmen, birlik ve beraberliğin olmaması büyük bir sorun teşkil ediyor.
Millî mücadele dönemine dönüp baktığımızda, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin bir araya geldiğini ve Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğindeki mücadele ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurulduğunu görüyoruz. Bu, dünyaya örnek olacak çok önemli bir birlik ve beraberlik dersidir. Birlik ve beraberlik ruhu, savaş ve terörle mücadelede de önemlidir. Bölgemizdeki komşu ülkelerle iletişim ve iş birliği halinde olduğumuzda birlikten kuvvet doğacaktır. Aksi halde sadece mülteci akımı ve bunun sonucunda demografik yapının bozulması bile coğrafyamızı her açıdan tehdit etmektedir. Görünürde savaş olmasa bile nüfus dağılımının bozulması, kitlesel mülteci hareketleri kaosu besleyecektir. Dengelerin yeniden oturması zaman alacaktır, altyapı ve üst yapı hizmetleri felç olacaktır. Bölgeler boşaltıldığında farklı güçler devreye girecektir.
Bölgemizde yaşanan bölücü ve yıkıcı gelişmeleri etrafımızdaki ülkeler üzerinden okuyabiliriz. Buna ‘dur’ demeliyiz. Mustafa Kemal Atatürk'ün antiemperyalist ve tam bağımsızlık karakterine sahip çıkmalı ve onun izinden gitmeliyiz.
Son günlerde ülkemizdeki siyasi eğilimlerde ciddi hareketlenmeler var. Kitle partilerinde taşlar yerinden oynuyor. İnsanlar artık takım tutar gibi parti tutmak değil de çözüm odaklı yaklaşımları tercih ediyorlar. İsveç’in NATO’ya üyeliğinin TBMM’deki oylaması önemli bir göstergedir. Konuştukları zaman mangalda kül bırakmayanlara yönelik BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş beyin mesajı çok anlamlıdır.
“Ey muhafazakârlar, Kuranı Kerim yakılmasına müsaade eden İsveç’e evet dediniz.
Ey milliyetçiler, PKK’ya destek veren İsveç’e evet dediniz.
Ey Atatürkçüler, Türkiye Cumhuriyeti’ne aleni düşmanlık yapan İsveç’e evet dediniz.
Yazıklar olsun…”
Evet yazıklar olsun! Gazze’de yaşanan insanlık dramı dahil bütün problemlerin temelinde işte bu ikircikli duruş var. Karakolda doğru söyleyen ama mahkemede şaşan bir siyasi ruh hali var.
Tam da bu aşamada Hüseyin Baş’a gösterilen ciddi teveccüh dikkat çekiyor. Yerel seçimler adeta bir genel seçim havasına bürünmüş durumda. Uzun yıllardır değişmeyen siyasi yapıya karşı, milletimizde bir uyanış var. Artık insanlar çözüm odaklı düşünüyorlar ve bu, Prof. Dr. Haydar Baş'ın ektiği tohumlarının meyvesini verdiğini gösteriyor.