Hangi haber basında yer alıp almayacak, habere hangi mantıkla, ne kadar yer verilecek. Bunların elbette ölçüleri vardır. Ama bu bizim ülkemizde olduğu zaman, ölçü birden değişiverir. Basın vatandaşı bilgilendirmek yerine, nemalandıkları güçler adına tetikçi oluverir. Alın size bir Hüseyin Üzmez hadisesi. Mahkeme süreci devam eden bir mesele de kılıçlar çekilmiş, konuşma açıklama hakkı olmayan bir insan için, yargısız infaz yapılıyor. O kadar çirkin ve seviyesiz bir saldırı ki, pes doğrusu. Açıklamaların merkezinde güya bir zina eyleminden bahsediliyor. Hemen söylemekte fayda var. Bir kere zina AKPnin becerisiyle artık T.C. yasalarına göre suç değil. Peki, suç olmayan bir eylemin niçin bu kadar üzerine gidiliyor. Eğer malum basın yayın, zani avcılığına çıktıysa bunu çok uzaklarında aramalarına gerek yok. Veya tecavüze uğrayan mağdure arıyorlarsa etraflarında, bunlardan çok sayıda mevcut. Demek ki bunların meselesi bu değil. Zaten böyle bir hareketin içinde olan kişiyi öncü bir Müslüman olarak vasıflandırmak yanlış olur, üzerinde durmaya bile gerek kalmaz.
Diyanet İşleri Başkanlığı da çok eşle evliliğin dinin içinde olduğunu açıklamaktadır. Toplumumuzun örf ve adetlerinde de bu yaşanmış ve yaşanmaktadır. Bizim zannımız Sayın Üzmezin bu anlamda bir ilişkisi söz konusu. Konu buysa, töre gereği zaten kimseye konuşma hakkı düşmez.
Güya Hüseyin beye tarafmış gibi görünüp de meseleyi asparagas olarak ele alan bay ve bayanlar da açıklamalarıyla dikkat çekmektedir. Anlaşılan bunların da kafaları çok karışık. Durduk yere sana ne biraderim, el âlemin aile hayatından. Yok, eski eşi, yok yeni eşi ile aralarında şu kadar yaş farkı var derken, başkası adına avukatlığa soyunma hakkını sana kim verdi. Ne dediklerini onlarda bilmiyor. Ancak bilinen şu var ki biraz da hased kokan bir duruş sergiliyorlar. Madem bu bir hak, niye biz bundan istifade edemiyoruz der gibiler.
Bu kısa değerlendirmeden de anlaşılan bütün oklar toplumun inancına ve yaşam biçimine, geleneklerine yöneltilmiş durumda. Bunlar biraz daha cesaret bulsalar, direk Peygamberimizi dillerine dolayacaklar. Türkün geçmişine, aile hayatına açıktan saldıracaklar. Yani diyorlar ki, bunu yapacaksan Avrupai tarzda, zina olarak yapacaksın. Görülen o ki Türke ait hiçbir uygulamaya müsamaha yok.
Niçin böyle bir saldırıda mağdur oldu diye, kaderin üzerinde ki tecellisini de Sayın Üzmez mutlaka değerlendirecektir. Acaba bu konuda Müslüman Türkün aile hayatı sorgulanırken, güçlü kalemi, keskin mantığı ve cesur kişiliğine rağmen çok mu sessiz kalmıştı.
Opr. Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi