Türkiyenin de içinde bulunduğu, 22 İslam ülkesini değiştirme ve işgal hedefi olan BOP -Büyük Ortadoğu Projesi- ile ABD katliamlarına devam ediyor. Son yaşadığımız örnek, Saddamın idamı. Saddam Hüseyin milletine ve bölgesine karşı ABD tarafından kullanılmış, ABDnin eseri bir lider idi. Şah Pehleviyi deviren İranlılara karşı Saddamı musallat etmiş ve 8 yıl süren Irak-İran savaşında milyonu aşkın insanın ölümüne sebep olmuştu. ABDnin cesaretlendirmesi ile Kuveyte saldırmıştı. Yine ABDnin verdiği imkânla Halepçede yapılan katliam onun döneminde yaşanmıştı. Ancak iktidarının son yıllarında ABDnin talimatlarını uygulamaktan vazgeçince veya ABDnin yazdığı stratejide Saddama verilen rol bitince, devrik lider konumuna getirildi.
İş bununla kalmamıştı. Hem Saddam ebedi olarak susturulacak, hem ölüsünden de istifade edilecek, hem de hedef bölge olan BOP ülkelerine gözdağı verilecek, hem de batılı milletlere bir Noel hediyesi takdim edilecekti. İşte bütün bu hedefler tek vuruşla gerçekleştirildi. Arap ülkelerinin Kurban bayramına girdikleri ilk gün, sabah ezanı okunurken, Şii bölgesinde ve Şiilerce, Sadrın adamları tarafından gerçekleştirilen idam, canlı yayın denecek kadar süratli ve bütün detayları ile kamuoyu önünde cereyan etti. Bushun müsaadesiyle Saddamın cenazesi, doğum yeri Tikrite defnedildi.
Saddamın idamıyla ne yapılmak isteniyordu ve neler ortaya çıkıyordu:
1.Saddam işgal altında olan Irakta, ABDnin ve İngilterenin isteğiyle idam için yargılandı.
2.Mahkeme sürecinde gündeme alınan tek konu: Şiilerin öldürtülmesiydi. Bundan dolayı Saddam ölüm cezasına çarptırıldı.
3.ABD, İslam coğrafyasında Vietnamdan daha beter çamura saplanmıştı. Kendi ülkesinde de kamuoyu desteğini kaybediyordu.Hem hedefine ulaşmak, hem de İslam coğrafyasını ele geçirmek için bir iç savaş planlaması gerekiyordu. Yani, Sünni- Şii çatışması. Zaten ilk günden beri Irakı üçe ayırarak Sünni ve Şiiler arasında her fırsatta ayrılıklar derinleştiriyordu. 1710 yılında İngiliz Sömürgeler Bakanlığının emri ile Ortadoğuya gönderilen Humpherın Sünni ve Şii Müslümanlar arasında birbirine karşı kötümserlik ve suizan duyguları icat ederek mezhebî ihtilaflar körüklenmeli. Bu tefrika ve nifak için yararlı olacak planların uygulanmasında büyük meblağlarda para sarf etmekten çekinilmemeli raporu bu günde uygulanmaya devam edilmektedir.
4.ABD güdümlü, Sünni ve Şii toplantıları yapılarak ayrılık, devletlerarası konuma taşınmaya çalışılmaktadır.
5.Saddamın idamından sonra, İranın İsrail paralelinde yaptığı açıklama da manidardır. Her iki devlet de idamdan memnun olduklarını ifade etmişlerdir. İran, 8 yıl Irakla savaşmış milyonu aşkın insanını kaybetmişti; suçlu olarak Saddamı görüyordu. Aslında perdenin arkasındaki esas suçlu ABD olmasına rağmen, perdenin önünde görülen devlet başkanı Saddam idi. İranın yapması gereken sır perdesini aralamak ve Ortadoğunun bağrına hançer gibi saplanan ABDnin işgal oyununu bozacak birlik mesajı vermek olmalıdır. Çünkü varılmak istenen netice bir Sünni-Şii çatışması tezgâhlamaktır.
6.Mahkemece, diğer konu başlıkları gündeme alınmadı. Irak- İran savaşı, Halepçe katliamı, Kuveyte yapılan çıkartma hiç gündeme getirilmedi. Çünkü Saddamın yapacağı açıklamalar, ABDyi rahatsız edecekti. Rahatsız olacak başka güçler de olacaktı. Süregelen oyunlarda taşlar yerinden oynayacaktı.
7.Başbakan Erdoğanın, geçtiğimiz günlerde Medeniyetler Buluşması eksenli ABD seyahatine tanık olmuştuk. Güya, dünya barışı için, medeniyetler barışı isteyen batılı güçler, Sayın Erdoğanı da eşbaşkan olarak görevlendirmişlerdi. Bu projenin İslam âlemini aldatmaya dönük olduğu da böylece su yüzüne çıkmış oldu. Aradan bir ay bile geçmeden, Haçlı (ABD ve İngiltere) güdümlü Irak mahkemesinin kararı ile Saddam, af ve merhamet günü olan bayram günü asılarak, İslam ülkelerine gözdağı verildi. Irakta öldürülen 650 bin insanın mezhep çatışmasında öldüğünü ifade ederek, planlanmakta olan mezhep çatışması kamuoyundan kaçırılmaya çalışıldı. Görüldüğü gibi ayrılıkları körükleyen, medeniyetleri çatışma zeminine çeken yani kurtla parçalayan, gelip birlikte ağlayan bizzat dinlerarası diyalogu, medeniyetler buluşmasını planlayanlardır.
Suların bu kadar bulanık olduğu, Haçlı seferinin bütün cepheleriyle saldırıda olduğu günümüzde, coğrafyamız ve ülkemiz bir tehlike ile karşı karşıyadır; Var olmak veya Yok olmak.
Dr.Ahmet Hamdi Kepekçi