Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünü kutlamak için hazırlıklar yapıyoruz. 29 Ekim Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümü bizim için gurur vesilesi. Ülkemizdeki kutlamalar çok daha kapsamlı çok daha tempolu olması gerekirken maalesef sınırlı ve kısıtlı çevreler tarafından bu kutlama hazırlıkları yapılıyor. BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ı tebrik ediyorum. BTP Cumhuriyet'imizin 100. yıl dönümünü kutlamak için büyük bir hazırlık yapıyor. Yurt çapında billboardlarda Atamıza yönelik "Cumhuriyeti sen kurdun onu yüceltecek olan biz gençleriz" mesajını veriyor.
Diğer siyasi partilerden bir ses yok. Üstelik vatandaşın vergileriyle ayakta duran TRT Cumhuriyetimizin 100. yıldönümüne yönelik düzenlenecek kutlama etkinliklerini iptal etti. Maalesef bunun izahının yapılması mümkün değil, güya deniyor ki İsrail'in Filistin'e yönelik saldırısı nedeniyle iptal edilmiş. Bilakis İsrail'in Filistin'e yönelik saldırısı karşısında TRT'nin çok daha şuurlu, çok daha ses getiren dünyaya mesaj veren anma etkinlikleri yapması gerekiyordu. Bilakis akademik olarak, sosyal ve kültürel olarak bir güç gösterisi de yapılabilirdi. TRT’nin hangi maksatla bu kararı aldığını analiz edilmeli. TRT'nin bu kararını kınıyorum.
Komşu ülkelere bakın her tarafta bir sorun var. Dikkat edin 100 yıldan beri ülkemize herhangi bir devletin bombalı saldırısı olmadı. Bu durum bile Cumhuriyetimizin, Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu devlet yapısının ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. İşte bize düşen görev Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet yaşatmaktır.
Bölgemizde yaşananlar olaylar, Gazze'de yaşanan soykırım, Arap baharı adı altında İslam ülkelerinin tarumar edilişi hep bunu gösteriyor. Batıyı iyi tanımak için sadece Gazze'ye bakmak yeterli.
İsrail’in yaptıklarını insan vicdanı kaldırır mı, hastaneleri bombalıyor, pazar yerlerini bombalıyor, kamplara, evlere tonlarca bomba atıyor, çoluk çocuğu katlediyor, soykırım uyguluyor. Bunlarda insanlık yok.
Bu arada muhabir Mehmet Akif Ersoy'u tebrik ediyorum Gazze'den, Filistin’den, İsrail'den canlı yayında şu tespiti yapıyor. Bakın savaş sadece Gazze'de gerçekleşiyor diyor. Haberciler şöyle bir tuzağa düşüyorlar. Filistin'de katliam var ama Filistinliler de hani suçsuz değiller, bir başka yaklaşımla da Netanyahu çok gaddar bir insan ama İsrail’de demokrasi var, şeklinde algı yönetimine devam ediyorlar. Birincisi yıllardan beri artan şiddette katliam ile Filistinliler nefsi müdafaaya teşvik edilmiştir. Yapılan saldırıya karşı orantısız bir saldırı başlatılmıştır. Bu savaş bir soykırım olarak masum sivillere çocuk ve yaşlılara yönelik yapılmaya devam edilmektedir.
Adalet anlayışı yani hukukun amacı, suç ve cezayı orantılı kılmaktır. Eğer suçun karşılığı had aşılarak verilirse, bu adalet olmaz. Bu soruları geriye doğru sormaya devam edelim. Sorunun temeli ve saldırıların başlangıcına kadar gidelim.
İşte o zaman İsrail’in gayri meşru olarak Filistin toprakları üzerinde devlet kurduğunu ve işgalin ve soykırımın İsrail’in kodlarında yer aldığını görürsünüz. Suçu ve suçluyu tam da burada aramak gerekir.