Mayısın son günü itibarıyla yapılan kovid-19 test sonuçlarına göre 6 bin 933 kişi pozitif çıktı. 134 kişi hayatını kaybetti. Bilim kurulunun yönlendirmesi ile haziran ayında uygulanacak korona tedbirleri açıklandı. Her ne kadar tedbirler gevşetilse de, kademeli normalleşme süreci devam edecek.
Sıkça muhatap olduğumuz sorular var. Bunlardan birkaçına
cevap verelim. Ancak öncelikle altını çizmek istediğim ‘eğitim’ konusu var. Bu
konuda birkaç söz söylemek gerekir. Bakın sağlık hizmetleri nasıl aksatılmıyor
ve güvenlik konusunda bir ihmale fırsat verilmiyorsa, eğitim konusu da bu kadar
önemlidir. Tedbirler alınarak, koşullar uygun hale getirilerek hibrid de olsa
yüz yüze eğitim mutlaka başlatılmalıdır.
Bir kere kovid pandemisinden tam kurtulmak için, ya virüs
mutasyonlar sonucu hastalık yapma kapasitesini kaybedecek veya hastalığın
tedavisi bulunacak. Maalesef ikisi de bugün için söz konusu değil. O halde
yapılması gereken, bulaşı engellemek ve kişisel koruyucu tedbirleri elden
bırakmamak. Bunun da yolu maske, mesafe ve hijyenin yanında, toplumun tamamını
aşılamak. Bu tedbirlerin acilen alınması gerekiyor.
Bir başka soru özellikle havaların iyileşmesi ile
birlikte tavsiyeler merak ediliyor. Kapalı ortamlar bulaşın en fazla olduğu
ortamlardır. Olduğumuz ortamda camların açık olması bile bulaş riskini 4-5 kat
azaltıyor. Kapalı ortama göre, açık ortamda virüsün bulaş riski 19 kat
azalıyor. Görüldüğü gibi etkinliklerimizi açık ortamlara taşımamızda fayda var.
Ancak böyle de olsa, kişisel koruyucu tedbirleri elden bırakmamak gerekiyor.
Bağırmak, şarkı söylemek ağızdan çıkan damlacıkların daha uzak mesafelere
gitmesini sağladığı için, sesin yükseltilmemesi gerekiyor.
En sık gelen soru ise -ne zaman tam normal yaşama
geçeceğiz? şeklinde. Bakın bu konuda İngiltere’den örnek verelim. Günlük vaka
sayısı 3 binlere kadar düşen İngiltere, 21 Haziranda tam normale geçme kararı
almıştı. Ancak son günlerde İngiltere’de yoğun olarak virüsün Hindistan
varyantı görülmeye başlandı. Bunun üzerine İngiltere üçüncü dalganın eşiğinde
miyiz diye tartışmaya başladı. Muhtemelen normalleşme takvimini tekrar gözden
geçirecek. Bizim ülkemizde ise %80-90 İngiltere varyantı virüs etken durumda.
Görüldüğü gibi tam bu iş bitti dendiğinde yeni bir varyantla karşılaşmak söz
konusu olabiliyor. Bu yaşananlar daha uzun zaman, kovit-19 pandemisinin devam
edeceğini gösteriyor.
Bir sorudan daha bahsedelim, o da yerli aşı ile ilgili.
Bu konuda hem sevindirici hem üzücü iki yorum yapacağız. Sevindirici olan
Erciyes üniversitesi 3. faz çalışmalarına başladı, İnşallah yakın zamanda yerli
aşımız kullanılmaya başlanır. Üzücü olan ise hastalık üzerinden şu kadar zaman
geçti.
Aşı konusunda Atatürk döneminde dünyada öncü devlet olmamıza rağmen, teknolojinin bu kadar gelişme gösterdiği günümüzde, hatta insanlarımızın yurt dışında aşı dahil bir çok buluşa ve başarıya imza attığı dönemde ne kadar geri kaldığımızı görüyoruz.
Varlığımızı, bağımsızlığımızı, inkişafımızı borçlu olduğumuz Atamızın yolundan gitmek veya gitmemenin ne anlama geldiğini her fırsatta görüyoruz.
İşte aşı konusu da bunlardan birisi…
Ona layık olduğumuz gün sorunlarla mücadelemiz daha bilinçli ve başarılı olacaktır.