AB normlarının kaynakları ile bizim yani Türk milletinin normlarının kaynakları tamamen farklıdır. AB normlarının temelinde Teslis, bizimkinde Tevhid vardır. Avrupanın medeniyeti, kültürü, örfü, adeti farklıdır. Bütün bunları Teslis akidesinin üzerine bina etmiştir. Bizim medeniyetimiz, kültürümüz, örfümüz, adetimiz ise Tevhid akidesinden beslenmiştir. AB müzakere süreci bir nevi Tevhidden Teslise dönüş sürecidir.
Kopenhag kriterleri adı altında, müktesebat gereği ulus devlet yapımızdan da vazgeçilecek, önce federasyon sonra bölünme söz konusu olacaktır. AB bu taleplerini gizlememekte, her fırsatta gündeme getirmektedir.
AB işini sağlama almak istiyor. Bütün bu değişim dönüşüme rağmen Türkiyenin hazmedildiğine kanaat getirmek istiyor. Yani bütün bu fiili uygulamalardan sonra Türk-İslam ruhunun da değişime dönüşüme tabi tutulması gerekiyor. İyi bilelim ki, devlet yapısıyla, millet dokusuyla köklerinden kopartılmış, gelenekleri görenekleri hiçe sayılmış, medeniyet anlayışından kopartılmış bir Türkiye bugünkü Türkiye olmayacaktır.
AKP hükümetinin başlattığı AB ile müzakere süreci, Türkiyenin bölünme ve parçalanmasının yanında Türk-İslam medeniyetinin yok edilmesi sonucunu doğuracak bir asimilasyondur. Maalesef muhalefet partilerinin de gelinen bu noktada payları vardır. Gerek iktidar dönemlerinde ki AB taraftarı icraatları ile, gerekse muhalefetteki ABci tutumları ile bu suça ortaktırlar. Yaşanan ve başımıza musallat edilen bu tablo sürpriz olarak kucağımıza düşmedi. Yıllardan beri Prof. Dr. Haydar Baş bey tarafından altı çizildi. Bakın şu söz sayın Başa ait. Biz biz kaldığımız müddetçe bizi ABye almazlar. Müzakere sürecini bu cümleden daha iyi nasıl izah edebilirsiniz.
Görüldüğü gibi AB müzakereleri ile varılacak sonuç Türkiye Cumhuriyeti Devletinin resmi tasfiyesi Türk Milletinin ise resmi asimilasyonudur. Dünya tarihinde böylesi bir değişimin ve dönüşümün bir örneğini görmek mümkün değildir. Bu intihardan da öte bir cürümdür. 5000 yıllık devlet geleneğinin, 1000 yıllık İslam Medeniyetinin ve 82 yıllık Cumhuriyetimizin ilgası anlamına gelmektedir.
Bütün bu gelişmelerden sonra başta sayın Başbakan olmak üzere, sayın bakanlara ve tüm ABci muhalefetin yetkililerine soruyorum; siz Türk milletinden ne zarar gördünüz de kimliğini kişiliğini elinden alıyorsunuz; üstelik yangından mal kaçırırcasına