Mümin, mümin için bir rahmet vesilesidir. Birliktelik rahmet tecellisine mazhar olmaktır. Özellikle üç durum vardır ki, bu hallerde bir ve beraber olmak bir mükellefiyet ve fazilettir. Bunlar düğün, cenaze ve bayram günleridir.
İnsan, fıtratı gereği yaşadığı duygu yoğunluğu halini paylaşmak ister. Halk arasında bilinir ki, acılar paylaşınca azalır; sevinçler ise paylaşılınca artar. Günümüzün şartlarında insanoğlu sürekli bir koşturmaca içerisinde. Koşturma bazen öyle bir hal alıyor ki, kişi bizzat kendine bile zaman ayıramıyor; kendini bile unutuyor. Nice ömürler böylece tükenip gidiyor. İşte bu birlikteliklerle, mümin müminin aynasında unuttuklarını görme şansına kavuşur.
İnsanoğlunda ?gönül? önemli bir boyuttur. Gönlün ibresi nereyi gösteriyorsa, insanın iyilik veya kötülük hali de bu yöndedir. Bir diğerinin gönlünü yapmak her iki kişiyi de mutlu kılacaktır. Tasavvuf edebiyatımızda bu konu enine boyuna gündem edilmiş, çok kıymetli eserler gündeme gelmiştir. Bakın Yunus?umuz bu konuda neler söylemiş neler;
?Benim bunda kararım yok, bunda gitmeye geldim / Bezirganım mataım çok, alana satmağa geldim.
Ben gelmedim da?vi için benim işim sevi için / Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmağa geldim.?
Yunus, gönlü meselenin merkezine oturtarak ibadetin makbuliyeti ve kulluğun kemali için gönül yapmayı esas olarak kabul etmiştir.
?Bir kez gönül yıktın ise / Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi / Elin yüzün yumaz değil
Bir gönülü yaptın ise / Er eteğin tuttun ise
Bir kez hayır ettin ise / Binde bir ise az değil?
Yunus gönül yıkmanın kötüden de kötü olduğunun altını çizmektedir.
?Gönül Calabın tahtı, Calap gönüle baktı / İki cihan bedbahtı, kim gönül yıkar ise?
Yunus kullukta gönül yapmanın önemine vurgu yapıyor.
Gönül Allah?ın tecelli ettiği mekândır. Peygamber Efendimizin (sav) buyurduğu gibi:
?İnsanda bir et parçası var. O doğru oldu mu bütün azalar da doğru olur. O bozuk oldu mu bütün azalar da bozuk olur. Dikkat edin o et parçası, Kalp?dir.? İşte işin merkezi olan kalbin hoşnut edilmesi azami derecede dikkat edilmesi gereken husustur. Gönülleri hoş etmek için insanların bir diğerini ziyaret ettikleri zaman dilimleri vardır. İşte bu zamanlar insanların duygu yoğunluğu yaşadıkları düğün cenaze ve bayramlardır. İşte bu vakitlerde dostlar yalnız bırakılmazlar ziyaret edilirler.
ÖLÜM
Ölüm başlı başına bir vaizdir. Yakınlarımızın cenazelerine iştirak, hem yakınlarımızın gönlünü kazanmamızı temin edecek hem de ölüm vaizinin vaazı dinlenecektir.
Fahr-i Kâinat (SAV) Efendimiz, size iki vaiz bırakıyorum: Biri konuşucu, diğeri sükût edici? Kur?an-ı Kerim ve ölüm? buyurmuşlardır. O halde ölümden gereken dersi almamız gerekmektedir. Mutlak akıbet olan ölüm bizlere gelmeden önce bu vaizi can kulağı ile dinlemek gerekmektedir. Meyyit lisan-ı haliyle, bize hazırlık yapmamızı bir gün bizim de tutan ellerimizin; yürüyen ayaklarımızın; gören göz ve işiten kulaklarımızın devre dışı kalacağını ifade etmektedir.
Bitmez sanılan işlerin, eksik kalan hesapların bir anda terkedileceğini, yarına bırakılan amellerden mahrum kalınacağını ifade etmektedir. Mezar taşlarında bu manada anlamlı yazılar da vardır.
?Ey yolcu ne gezersin benim gibi?!
Ben de gezerdim senin gibi.
Ben olamam senin gibi.
Ama bir gün sen olursun benim gibi.? İşte ölümü tefekkür esnasında yaşanan bu psikoloji insanın düşünce ufuklarını genişletecek hayata ve memata bakışımızı etkileyecektir.
DÜĞÜN
Gelelim düğüne? Düğün merasimi iki gencin evlenmelerinin yanında, iki ailenin çocuklarının mürüvvetini görmeleri anlamına da gelir. Düğün aynı zamanda bir duyurudur. Toplumsal bir hadisedir. Toplumun gelişmesi ve geleceğini sağlama alma işlemidir aynı zamanda.
BAYRAM
Bir başka beraber olunacak sosyal paylaşım noktası bayramlardır. Dini bayramlar bir bakıma fertten topluma dengelerinin yeniden ayar gördüğü buluşma merkezleridir. Şahit olduğumuz Beytullah kılınan bayram namazı ve son Ramazan bayramında şahit olduğumuz Akçaabat Şehitlik tepesinde kılınan bayram namazında olduğu gibi mahşeri kalabalıkların bir araya gelmesi, hep birlikte getirilen tekbirler unutulası değil. Bir olmanın, iri ve diri olmanın nişanesi aynı zamanda bu dini törenlerdeki birlikteliktir. Her bir mümin kendini daha güçlü hissedecektir. Yalnız olmadığını bilecek ve sabır, sebat ve istikametine daha çok dikkat edecektir.
Fırsat elde iken mümin kardeşimizin düğün, cenaze ve bayramlarını paylaşarak Allah?ın rızasına bir adım daha yaklaşmanın hesabını yapalım.
Opr. Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi