Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) İstanbul büyükşehir belediye başkan adayı Selim Kotil Bey sabahın seher vakti, İstanbul Meyve Sebze Toptancı Hali esnafını ziyaret etti. Kendisine eşlik eden kadro içerisinde ben de vardım. Peşinen ifade edeyim, her açıdan çok verimli bir ziyaret oldu.
Esnafın hali, bir vur bin ah işit misali idi. Şöyle ki son dönemlerde vatandaş ne kadar mağdur olursa olsun, konuşmamayı tercih ederdi. Hükümetin yaşattığı bu kadar yoğun mağduriyete rağmen milletin ve özellikle esnafın konuşmamasının sebebi vardı. Demokratik krallık hükümran sürüyor, başıma bir iş gelmesin diye düşünüyordu. Geçtiğimiz akşam tv.kanallarından birinde açık oturum izliyorum, konuşmacı ceza hukuku profesörü bir hoca. Konuşurken başlıyor teklemeye. Moderatör soruyor hocam, siz de mi korkuyorsunuz. Cevap çok açık ve net; evet diyor ben de korkuyorum. Diyor, memlekette hukuk yok, kararlar siyasi olarak alınıyor, hukuk bir aksesuardan öteye geçmiyor. Niçin bunları yazdım, açıktan konuşmanın ne anlama geldiğini anlatabilmek için.
İşte böyle bir dönemde, hal esnafı yılların suskunluğunu bozmuş durumda. Selim Kotil’i karşılarında görünce bir tek siz kaldınızdediler. Evet, buraya başka siyasiler de geliyor ama bizi konuşturmuyorlar bile yine konuşan onlar, biz onları çok dinledik karnımız onların söylemlerine tok dediler.
Bir başkası bugüne kadar biz hep hükümete oyumuzu verdik, artık avuçlarını yalasınlar, bir daha bizden onlara oy yok dediler.
Bir başka esnaf bize stokçu diyorlar meyveyi sebzeyi iki üç günden fazla tutamazsınız bu doğru değil dediler.
Esnaflar diyor ki, sayın cumhurbaşkanı sanatçıları çağırıyor, muhtarlarla sürekli görüşüyor ama bizi dinlemiyor bile, üreticiyi, tüccarı ve komisyoncuyu çağırsın biz de konuşalım derdimizi ifade edelim dediler. Hal esnafının kazancı, aldıkları %8 komisyon. Bütün masraflar, işçi paraları, kiraları, vergileri hep bu para ile karşılanıyor. Esnafın halinde çok kazanan zengin bir kişi görüntüsü de yok. Hatta dediler ki, bizim işimiz vatandaşa hizmet biz grev de yapamayız dükkânı da kapatamayız. Konuştuğumuz esnafın bazıları meslekte 40 yılı devirmiş insanlar. Konuştukları zaman ne kadar dolu ve ikna edici olduklarını görüyorsunuz.
Sebze ve meyve tüketiciye gelinceye kadar her üründe olduğu gibi belli bir seyir izleyerek geliyor.
Üreticiden toptancıya satılan ürün, nakliye ile götürülüp komisyoncuya satılıyor. Bu ürünü komisyoncudan alan perakendeci tüketiciye ulaştırıyor. Tohum parasından tutun da mazot parası, gübre maliyeti, sulama, elektrik parası, nakliye, köprü geçiş ücreti her aşamada verilen vergiler, kiralar, işçi paraları, işgaliyeler, sair masraflara göre tüketici fiyatı belirleniyor. Hele bir de bunun üzerine tarım politikasındaki yanlışlıklar da eklenirse gıdadaki enflasyonun hükümete ait bir karne olduğu görülecektir.
…
Hal esnafının en çok rahatsız olduğu konu kendilerine çete denmesi, terörist muamelesi görmeleri. Selim Kotil nüktedan yaklaşımı ile onların gönlünü aldı. BTP genel başkanı Sayın Haydar Baş beye ait olan Milli Ekonomi Modelini uygulayarak sorunların üstesinden geleceklerini örnek projelerle anlattı. Terörist hal esnafının bombalarını basın mensuplarına tanıttı. En tehlikelisi de şu gördüğünüz portakal dedi, çünkü o düştüğü yerde iz bırakır şeklinde espri yaptı.
İstisnasız her esnaf oylar Selim Kotil’e dedi.
Haydar Baş beyin liderlik vizyonu, Milli Ekonomi Modelinin sahip olduğu haklı misyon ve Selim Kotil ile İstanbul'a biçilen kaftan BTP ile halkı buluşturacaktır.