Bülent Arınç: "Terörle Mücadelede En Başarılı Biziz (!)"
Terör ve iç savaş bütün şiddetiyle gündemimizde olmasına rağmen milletin gözünde küçültülmeye çalışılıyor. AKP milletvekili (E.) milli eğitim bakanı Hüseyin Çelik terörle ilgili olarak "PKK bomba patlattı diye, bir yeri bastı diye, birkaç Mehmet'i şehit etti diye, her gün PKK’nın Türkiye’nin gündemini oluşturmasına müsaade etmemeliyiz" demektedir. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise "terörle mücadelede en başarılı biziz" diyor. Rakamlarla da söylemini süslüyor. Terörle son 3 yılda yapılan mücadelenin son 30 yıldır yapılan mücadeleden 50 misli başarılı sonuçlar verdiğini belirtiyor. Ülke gündemini işgal eden, artık toplu kıyımların yaşandığı terörü ‘akl-ı selimi’ devre dışı bırakarak anlatmaya çalışıyor. Terör gündemi, ne halk için ne de siyasi iktidar için arzu edilen bir tablo değildir. Hükümet terörü sonlandıracak tedbirlerden ziyade algı yönetmeyi tercih ediyor
Son günlerde terör niçin bu kadar arttı. Bu soruya cevap bulunması gerekir. Bu kaos ortamında can veren gençler bizim gençlerimiz. Terörün kanlı eylemlerine kurban giden çocuklarımız Türk, bazen ise Kürt ve Arap etnik kökenine aittir. Cenazelerde bazen Türkçe bazen de Kürtçe ve Arapça ağıt yakılıyor. Fakat zafer naraları batının dili ile atılıyor. Demek ki terörü yöneten gücün derdi Kürt veya Arapların menfaatleri değil. O gücün millettende öte hedefleri olduğu açıkça görülüyor.
Terörün Arkasındaki Emperyalist Güçler
Hükümet ise içerdeki sorunlardan ziyade, bir Amerikan projesi olan Suriye işgalinde aktif rol almakla meşgul. Başbakan kendi ülkemizde terör varken başka ülkelerin iç işleri ile uğraşıyor. Son günlerde teröre üç beş değil onar yirmişer kurban vermeğe başladık. Burada hükümete de bürokrasiye de halka da dönük mesajlar vardır. Terörün arkasındaki emperyalist güçler mesajlarını terörle vermektedir. Bu mesajlar şunlar olabilir:
1. Oslo’da başbakan adına MİT başkanı ve terör örgütü adına gelen yetkililerle görüşme yapılıyor; Apo ve Kandil ile irtibat kuruluyor ve bir takım anlaşmalar imzalanıyor. Bu süreç aynı zamanda anayasanın da yeniden kaleme alındığı günlerdir. T.C. bir hukuk devletidir; burada yapılan ise bir hukuksuzluktur. İşte bu görüşmelerde bir takım sözler verilmiş ve yol haritasına uyulmamış olabilir.
2. Oslo’yu değerlendirirken arkasındaki irade ile birlikte düşünmek gerekir. Oslo görüşmelerini deşifre eden CHP sözcüsü Haluk Koç’un açıklamaları ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun Oslo değerlendirmeleri tezat teşkil ediyor. Bu tezatın sebebini CHP’nin Oslo’nın arkasındaki irade ile olan ilişki ve beklentilerinde aramak gerekir.
Wilson Projeleri Adım Adım Gerçekleştiriliyor
Günümüzde yaşanan değişim ve dönüşümler Wilson İlkelerinin (1918) bir açılımıdır. Wilson, ABD'nin Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra kurulmasını istediği dünya düzenine ilişkin görüşlerini bu ilkelerle açıklamıştı. Bilindiği gibi Sevr anlaşması ile gün yüzüne çıkan bu anlaşmalar, milli mücadele ile rafa kaldırılmıştı. Ancak emperyalist güçler hedeflerinden vazgeçmiyorlar. Wilson ilkeleri çerçevesinde ülkemiz toprakları üzerinde kurmak istedikleri Ermenistan ve Kürdistan projeleri bu defa yeniden masaya getirildi. Yine bu son gelişmeler, Amerika’nın hedefinin önünde engel gördüğü unsurları devre dışı bırakma operasyonlarıdır. Siyasetle de olsa hukukla da olsa bürokrasiyle de olsa engelleri bir bir aşarak Wilson projelerini gerçekleştirmede son perdeye doğru gidiliyor.
Çözümün yolu öncelikle terörü bitirmek için kararlı olmaktır. Kararlı olmak demek terörün arkasındaki güçleri deşifre etmeyi ve buna göre muamele etmeyi gerektirir.
Op. Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi