Ehli Beyt, Peygamber efendimizin bize bıraktığı emanettir. Kimdir Ehl-i Beyti Resulullah: İmamı Ali, Hz. Fatıma, İmamı Hasan, İmamı Hüseyin efendilerimiz. Bu emanet bütün Müslümanların sırtındadır. Hiçbir Müslüman bu emanetten beri değildir. Ehl-i Beyti sevmek bir görevdir. Ayeti Kerimenin gereği İmamı Ali?yi sevmek, Hz. Fatıma?yı sevmek, İmam Hasan?ı sevmek, İmam Hüseyin?i sevmek bir imandır.
Ehli Beytten mahrum kalınırsa ne olur? İslam aleminin içinde bulunduğu mevcut durum olmuş olur. Birlik olmaz, ilahi aşk olmaz, muhabbet olmaz. Adı İslam, kendisi materyalist bir hayat olur yaşanan. Orada İslam?ın hikmet anlayışı, bereketi yoktur. Peygamber efendimizin rihletinden sonra Ehl-i Beyt dışlandı. Dışlanmakla kalmadı, 12 imamın tamamı şehit edildi. Biz o gün, bu gün Ehl-i Beytten mahrum bırakıldık.
Üstad Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın konuşması, salonu hınca hınç dolduran kalabalığın onlarca dakika süren coşkulu alkışları ve üstadın yaptığı tarihi konuşma mutlaka can kulağıyla dinlenmeli. Üstad konuşurken zihnimden film şeridi şeklinde düşünceler canlanıyor.
Aman Allah?ım! İslam alemi olarak ne hale gelmişiz... Bölgemizde yangın yanıyor. Büyük Ortadoğu Projesi kapsamındaki 22 İslam ülkesi bir işgalin içine çekiliyor. Irak?ta, Afganistan?da yaşanan mezalimden her gün haber alıyoruz. ?Arap Baharı? adı altında Arap ülkelerinde iç savaş çıkartıldı. Yangının çapı her geçen gün büyüyor. İslam alemi başsız. Müslümanlar sahipsiz. Hac ibadeti için Arabistan?da olduğum çok defalar değişik İslam ülkelerinden gelen hacı adayları Türk olduğumuzu öğrendiğinde hep Osmanlıyı hayırla yad etmiş ve şu tespiti yapmışlardır. "Osmanlı gitti, huzurumuz bitti" demişlerdir. Bu ülkeler Osmanlının daha önce hüküm sürdüğü topraklar. Osmanlının koruyucu şemsiyesi olmayınca bütün tehdit ve tehlikelere açık hale geldiler.
İslam ülkelerinde son dönemde bir Şii Sünni çatışması körükleniyor. Neticede Sünni Şii ayrılığı coğrafyalara kadar yansıdı. Irak buna örnek olarak gösterilebilir. Yine bizim ülkemizde özel yetiştirilen ve halka mal edilmek istenen din bezirgânlarının Şiilere karşı adeta bir cihat çığırtkanlığı yapıyor olması ayrı bir olgu. Bu olsa olsa haçlı ya asker toplamaktır.
Dinlerarası diyalog çalışması ile insanımızın elinden dini ve imanı alınıyor. Maalesef bu konuda az pahaya dinlerini satanların veya İslam içinde gibi görülen çift kimliklilerin epey mesafe kat ettiklerini görüyoruz.
İşte Üstad Prof. Dr. Haydar Baş beyin gündeme getirdiği Ehl-i Beyt külliyatı ve onun önderliğinde düzenlenen Uluslararası Ehl-i Beyt Sempozyumu bir yitiğin bulunmasıdır; dinimiz içine karıştırılmaya çalışılan sapık akımların panzehiridir, üzerinde oturduğumuz hazinenin unuttuğumuz şifresini yeniden hatırlamaktır, karanlık gecelerimizin nurlu sabahının müjdecisidir. Birçok İslam ülkesinden ve ülkemizden Sünni?si, Şii?si, Alevi?si, Caferi?si ilim ve fikir insanlarının buluşma adresidir. Sempozyum Şiilerin ve Sünnilerin bir bütün olduğunun ve bizzat İslam?ın kendisi olduğunun ilanıdır. Ezilen İslam aleminin Nuh?un gemisinde buluşması ve bütün mezalimlerden kurtulmasıdır, Asekirullah olan Türk milletinin yeniden haklıya haklıyı, haksıza ise haksızı bildirme kararlılığıdır.
Tarih bu günü, İslam âlemindeki ayrılıkların bitip, birliğin yeniden tesis edildiği şafak vakti olarak kaydedilecektir.
Opr. Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi