Kilis'ten, Kız İlköğretmen Okulu (Öğretmen Lisesi) yönünde ilerleyip, (şimdi yok olan) Karakuyu'nun buz gibi sularından içtikten sonra, İslâhiye yoluna kendinizi bırakırken, hemen sağ yanınızda, beyaz, kıraç bir alanda HAVARALIK denilen, beyaz, bol kalkerli topraklık görünürdü. Tam "Gölgeli Kaya"nın karşısında, (o da şimdi yok) "Sülüklü Dere"nin öbür yanında, belli bir alanı oluştururdu. Sülüklü Dere'nin bükleri (böğürtlenleri), küçük derenin kenarlarını süsler, havara almaya gelen biz çocuklar, siyah-kırmızı meyvelerini, fırsattan yararlanarak, iştahla yerdik...
Keser ve kazmalarla kazılıp, kalburlarla elenen havara, o zamanlar eşeksırtına vurulan hurçlara (heybelere) doldurulur eve götürülürdü. Eğer çokça gerekiyorsa, bu işlem birkaç kez yinelenirdi. Havaralık; açık alanları çukurlarla, bazı kesimleri ise mağaramsı oyuklarla dolu ilginç bir görüntü oluştururdu.
Birazcık da duygusal nedenlerle söz ettiğimiz bu topraklıktan alınan havara ne işlere yarardı dersiniz?
Özellikle; şire (sucuk, bastık, kesme vs.) yapılacak üzüm, salda (üzümün ezildiği tahta gereç) tepelenmeden önce üzerine bolca dökülür, sonra tepelenirdi. Oluşacak üzüm suyundaki tortuları çökertmek için kullanılırdı. Hailelerde kaynatılan üzüm suyuna da bir miktar karıştırılırdı.
Bol kalkerli, beyaz Havaralık toprağının diğer önemli işlevi boya ve badana yerine kullanılmasıydı. Eski, kerpiç ve küçük taşlarla yapılmış Kilis evlerinin, çamur sıva ile sıvanmış dış cephe ve odaları; bu topraktan, sulandırılarak elde edilen bulamaçla, bembeyaz bir hale getirilirdi. Ayrıca; o dönemlerde hemen her evde bulunan, çoğunlukla ekmek pişirmekte kullanılan tandırlar da bu toprağa muhtaç idiler. Tandırların iç yüzeyleri, havaralık toprağı ile sıvanır, sert bir yüzey elde edilmesi sağlanırdı...
Mimari yapının değişmesi, boya ve sıva çeşitlerinin çoğalması, bir zamanların önemli havaralığın kaderine terk etmiş, zaman içerisinde, ne sülüklü dere, ne de havaralık kalmıştır ortalıkta. Şimdi yerlerinde; toplu konutlar, fabrikalar ve şantiyeler yükselmekte, oraları ancak bilenler bilmektedir...
Sabahattin Yarar
Kilis Zeytindalı Dergisi