Sevgili Hüseyin Baş, katıldığı il kongrelerinde; yakın çevresi ile yaptığı sohbetlerde çizgisini ve ülkenin dertlerini çok net bir biçimde ortaya koymaya çalışıyor.
Genç bir insanın kökleri sağlam bir gelenekten gelen, sağa-sola meyletmeyen bir partinin lideri olması, siyaset dünyasının entrikaları içinde sivrilmesi hiç de kolay bir iş değil. Özellikle ülke meselelerine hâkim olduğunu ifade eden konuşmalar yapması, kendi yaşantısını ve rahatını hiçe sayarak, inandığı uğurda koşturması her türlü takdirin üstünde bir çabadır.
Haydar Hoca'nın vefatı ile şahsen benim "Eyvah, kurtuluş reçetemizi kaybettik" diye düşündüğüm bir anda yeniden ümitlenmeme sebep olan sevgili Hüseyin, babasının izinden inançla yürüdüğünü gösteriyor.
Baba misyonunu kaybetmemiş olduğu için, aynı inanç ve şevkle Haydar Hoca'nın izini takip edenler her geçen gün çoğalmaya ve gelecek için umut ışığı olan genç başkanlarını kucaklamaya devam ediyorlar.
Günümüzde aklı başında insanlar, siyasi partilerden uzak durmaya, bir diğer deyim ile siyasete bulaşmamaya çalışıyorlar.
Bunun en önemli nedeni parti içi demokrasinin toplumsal kültüre yerleşmemiş olması, lider sultasının eşitlikçi, özgür düşünceyi tehlikeli bulması olmuştur. Siyaset sahnesinde kalmak için kendisine rakip olacağına inandığı arkadaşlarını saf dışı bırakmak üzere çeşitli ayak oyunlarına tenezzül etmesi, yalan-dolanın tercih edilen bir savaş aracı haline gelmesidir.
Liderlik zor bir iştir. En yakın arkadaşınızın bile ihanet içinde olduğu söylendiğinde buna inanmama, söylemlerin neden ve niçinlerini araştırmak zorunluluğu duyacak erdemliliği gösterebilmektir. Herkes Atatürk olamaz ama onun liderlik yöntemlerini araştırmak, başarısının sırlarını keşfetmek zorundadır.
Ekipteki değerler ne kadar farklı olursa olsun onlara eşit davranmak, herkesin yeteneğine göre görev üstlenmesine kılavuzluk etmek, istekli olmalarını sağlamak, yönetim zinciri içindeki lidere inanma özelliğine sahip olduğunu keşfetmek önemli bir ayrıntıdır.
Türk toplumundaki siyasetçilerin örnek alacağı lider Atatürk'tür. Onun zarafeti ve feraseti, alışkanlıkları, yararlandığı kaynaklar, okuduğu kitaplar ve konuştuğu, konuşturduğu insanlar ülkenin ileri gitmesinde önemli bir rol oynamıştır. Günlük siyasi olaylardan beslenmek yerine, geçmiş çağların, dönemlerin siyasi liderlerinin hal ve tavırlarını incelemek, onların başarılarını bilmek önemli bir kazanımdır.
Sevgili Atatürk'ün Osmanlı'nın geri kaldığı ve cehaletin diz boyu olduğu bir dönemde lider olarak ortaya çıkmasını, kendini bilgisi ile kabul ettirmesinin nedeni her an, her fırsatta okumasıdır. Dikkat ederseniz bazı meclis konuşmalarını herhangi bir nota bakmadan irticalen yapması, onun meselelere ne kadar hâkim olduğunun bir göstergesidir.
Liderlik; etrafına menfaat sağlama mesleği değildir. Bugün çevresini çıkar ilişkileri ile sarmalayanların liderlikle ilgileri yoktur. Liderlik, fikir ve düşüncelerine değer verilen bir kişilikle destek buluyorsa bir anlam taşır.
Düşünün ki Atatürk; yola çıkarken etrafındakilere herhangi bir ekonomik vaatte bulunmamış, aksine; kendisine Kurtuluş Savaşı'nda yardım ettiği için İstanbul kıyılarında şimdilerde bir yelken kulübünün yeri olan koyun tahsisini isteyen en yakın destekçisine bile hayır cevabını verecek kadar tutarlı davranmıştır.
Bugün iktidar hayali kuran çeşitli partilerin gölge kabineler oluşturduğunu, bazı kişilerin bu kabinelerde veya devletin önemli genel müdürlüklerinde görev beklentisi ile yandaşlık yaptıklarını biliyoruz. Henüz kazanılmamış bir iktidarda riyaset rüyası kurmanın, liderlerin çok rahat kullandıkları bir malzeme olduğunu unutmamalıyız.
Sevgili Hüseyin Baş'ı görmezden gelen yandaş medya ile karşı kulvarda yol alan medyanın patronları açıkça Milli Ekonomi Modeli'ni, Milli Devlet anlayışını ve milli politikayı ve bunu temsil eden, savunan herkesi bir tehdit unsuru olarak görmektedirler. Neyse ki asılsız bir söylem ile suçlamaktan başka ellerinden bir şey gelmemektedir.
Adını değiştirseler de Haydar Hoca'nın ortaya koyduğu program ve politikalar bir gün yeterince anlaşılacak ve yürürlüğe girecektir. Bu nedenle sevgili Hüseyin Baş'ın çıktığı yolda babasının izinde yürümeye devam etmesi bizim en büyük umudumuz olacaktır.
Güneş nasıl balçıkla sıvanamaz ise, gerçekler de Türk halkından daha fazla gizlenemeyecektir.
Çünkü gerçeğin çok kötü bir huyu vardır. "Ortaya çıkmak" gibi…
Taner Tümerdirim (3.2.2022 - Yenimesaj Gazetesi köşe yazısı)
https://www.yenimesaj.com.tr/haydar-hocanin-izinde-H1424498.htm