Bu çalışmada 19. Yüzyılın son çeyreğinde Osmanlı döneminde Kilis?teki eğitim sistemini, Halep Vilayet Salnameleri verileri ve hemşerilerimiz Fikret Gücer ile Dr. Mehmet Derviş Kuntman?ın anılarından yararlanarak aktarmaya çalışacağım.
Sözünü ettiğimiz dönemlerde eğitim Sıbyan ve İptidai Mekteplerle başlar, Rüştiye, İdadi ve Medreselerle devam ederdi.
Sıbyan (Mahalle) Mektepleri:
Osmanlı döneminde diğer şehirlerde olduğu gibi Kilis'te de eğitim ve öğretim ?Sıbyan Mektepleri? ile başlardı. Bu mekteplere Müslüman kız ve erkek çocuklar, ebeveynlerinin ve hocalarının kararına göre 5-10 yaşlarında başlar ve dini bilgiler yanında okuma yazma öğrenirlerdi. Hemen her mahallede bir tane bulunması sebebiyle bu okullara halk arasında ?Mahalle Mektebi? de denirdi. Sıbyan Mekteplerinde eğitim-öğrenin besmele ile başlar, elifba, amme, tebareke cüzlerinin okunması ve Kur?anın hatim edilmesi ile bitirilirdi. Öğrenim genelde ezbere dayalı ve bireysel metotla, yani hocanın veya yetişmiş kalfaların her öğrenci ile tek tek ilgilenmesi ile yapılırdı. Disiplin ise korkutmaya dayalı falaka, dayak ve değnekle sağlanırdı.
Kilis?te Sıbyan Mekteplerinin ve öğrencilerinin sayısı 1306 (1888) tarihli Halep Vilayet Salnamesinin 213. sayfasında mektep sayısını 40, talebe sayısını da 1456 olarak vermektedir. Kilis ve Halep Vilayeti'nin diğer kazalarındaki Sıbyan Mektepleri ve talebe sayısı şöyledir.
1888 YILI HALEP VİLAYETİ KAZALARINDA SIBYAN OKULLARI VE TALEBE SAYILARI
SIBYAN MEKTEBİ
KAZA Talebe Sayısı Mektep Sayısı
Kilis 1,456 40
Antep 1,780 57
Antakya 690 26
İskenderun 20 1
Maraş 3.731 57
Urfa 756 44
Bilecik 234 10
Rum Kale (Nizip) 26 1
Fikret Gücer, 1895 yılında gittiği Sıbyan Mektebi anılarını, ?Hayat Hikâyem? adını verdiği eserinde şöyle anlatıyor;
?Takriben beş yaşlarında iken Kemaliye ilkokulunun bulunduğu Mehmet Paşa Câmii?nin kapısının karşısındaki Selim Oğlu Ayişe ve Emine kadınların açmış oldukları ve daha çok kız çocuklarının devam ettiği mahalle mektebine kısa bir süre ablamla birlikte devam ettim. Orası alt kat ufacık bir oda idi, yirmi kadar çocuk bulunuyordu. Okulda dersler alfabe ve Kur?anı Kerimdi. Başka bir şey okunmazdı. Ben alfabeden başka bir şey okumadım. Bitirdiğimi de hatırlamıyorum. Eğitim vasıtası olarak da sırık bir uzun çubuk, bir falaka ve birkaç sopadan ibaretti. Hep yerde hasır ve minderler üstünde oturulurdu. Oradan sonra Kemaliye İlkokulunun bulunduğu (Mehmet Paşa) Câmii höcre denen bir odasındaki Oylumlu Oğlu Molla Abuş Hoca?nın mahalle mektebine devam ettim. Takriben altı yaşımda olduğumu sanıyorum. Yine hasır ve minderler üstünde oturulurdu. Eğitim vasıtası da aynı idi. Alfabeyi bitirdim. Kur?anı Kerimi hatmettim yani tamamen okudum. Emsile (örnekleme) ve bina denen Arapça gramer ve Kur?an okuma usulünü öğreten tecvit okudum.
Osmanlılara Selçuklu ve diğer Türk devletlerinden örnek olarak kalan Sıbyan Mektepleri, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasından sonra 03.Mart.1924 tarihinde Tevhid-i Tedrisad Kanunun çıkarılması ile son dönemlerde sadece kırsal alanlarda kalmış olanlarda kapatılmış ve eğitim-öğrenim tek çatı altında toplanmıştır.
Sıbyan Mekteplerinin hocaları genelde yakındaki caminin hocası olur ve kız çocuklarına da hocanın hanımı dersler verirdi. Ayrıca hafız, müezzin, okur-yazar yaşlı ve ağırbaşlı kişiler hoca olarak Sıbyan Mekteplerinde hocalık yaparlardı.
Sıbyan Mekteplerinin onarım, ısınma vs giderleri halk, veliler ve vakıflar tarafından karşılanırdı. Böylece bu mektepler devlet bütçesine yük olmazlardı.
İptidai, Rüştiye ve İdadi Mektepleri:
1839?da Tanzimat Fermanı?nın ilanıyla birlikte Sıbyan Mektepleri ıslah edilerek binaları onarıldı ve ?İptidai? adı verilen eğitim öğretim kurumuna dönüştürüldü. (Kırsal alanlardaki Sıbyan Mektepleri varlıklarını bir süre daha devam ettirdiler.) Üçer yıllık iki devreden oluşan İptidai mekteplerinin iyileştirilmesi 1908 yılından sonra gerçekleştirilebilmiştir.
1838?de Meclis-i Umur-ı Nafia ve Meclis-i Ahkâm-ı Adliye tarafından, bir yandan Batılı tarzda eğitim yapmak amacıyla açılmış olan askerî okullara talebe yetiştirmek; diğer yandan da devlet kadroları için memur yetiştirilmesi için rüştiyelerin açılması kararlaştırılmıştı1. 1869 tarihli Nizamnâme ile rüştiyelerin üstünde olmak üzere oluşturulan mektepler de ?idadi?ler idi.
Rüştiye ilkokul-ortaokul, İdadiler lise düzeyindeydiler.
1888 YILI HALEP VİLAYETİ KAZALARINDA RÜŞTİYE MEKTEBİ VE TALEBE SAYILARI
RÜŞTİYE MEKTEBİ
KAZA Talebe Sayısı Mektep Sayısı
Kilis 75 1
Antep 188 1
Antakya 140 1
İskenderun 0 0
Maraş 150 1
Urfa 74 1
Bilecik 87 1
Rum Kale (Nizip) 41 1
Halep Vilayet Salnamelerinde, Kilis?te Rüştiye mekteplerinin 1890 yılından 1908 yılına kadar olan personel ve talebe sayıları ise şöyle verilmektedir;
Kilis Rüştiye Mektebi;
1308 (1890): 2 Muallim
1309 (1891)-1310 (1892): 2 Muallim, 1 Kapıcı.
1312 (1894): 2 Muallim
1316 (1898): 2 Muallim, 1 Kapıcı ve 58 Talebe
1317 (1899)-1319 (1901): 3 Muallim, 1 Kapıcı ve 83 Talebe.
1320 (1902): 3 Muallim ve 85 Talebe.
1321 (1903): 3 Muallim ve 68 Talebe.
1322 (1904): 3 Muallim, 1 Kapıcı ve 56 Talebe.
1323 (1905): 3 Muallim, 1 Kapıcı ve 72 Talebe.
1324 (1906)-1326 (1908): 3 Muallim, 1 Kapıcı ve 75 Talebe.
Rüştiye?den sonra gidilen İdadi Mektebi Halep?te vardı ve Kilisli öğrenciler Rüştiye Mektebinden sonra bu okula devam ederlerdi.
Kilis?te Ortaokul 1915 yılında açılmış, Lisenin açılması ise Cumhuriyet?ten çok sonra 1958?de mümkün olmuştur.
--------------------------------------------------------------------------
(1) Prof. Dr. Mehmet Karakaş, ?Tanzimat Sürecinde Eğitimde Modernleşme?, Yeni Türkiye 701 Osmanlı Özel Sayısı, Ankara 2000, S. 769
Yine Kilis'teki Rüştiye ve Halep'teki İdadi Mekteplerini Fikret Gücer?in anlatımından dinleyelim;
?1317 (1899)?de şimdiki Hükümet binası bahçesine rastlayan bir yerde bulunan Numune Rüşdisine kaydedildim. Mahalle mekteplerine entari ile devam edilirken buraya pantolonla çakşır arası bir şekilde olan ve şalvar denen pantolonla çaket giyerek gidiyorduk. Memlekette pantolon pek mahdut kimseler tarafından giyiliyordu. Mektebe pantolonla giden olursa hoş görülmez çeşitli laflar söylenir, en hafif olarak ?çatal ağaç? dendiği için cesaret edilemezdi.?
?Rüşdiye üçüncü sınıftı ve üç öğretmeni vardı, bunlardan üçüncü sınıfı okutana ?muallimi evve?l, ikinci sınıfı okutan hocaya ?muallimi sâni?, birinci sınıfı okutana da ?muallimi sâlis? denirdi. Muallimi sâlis başöğretmendi. Bu günkü ilkokula muâdil olabilirdi. 1320 (1902)?de (aliyüâlâ) pekiyi derece ile mezun olarak Halep İdadisine gittim. Son sınıfta iken Meşrutiyet ilan edildi. İnkılâbı müteakip öğretmenler nakledildiler. Öğretmen ihtiyacı karşılanamadı. Bizler hocalarımızı isteyerek grev yapıyor okula devam etmiyorduk. Mektep başsız kalmış keşmekeş içinde bocalıyordu. Böylece inkılâbı yaşıyorduk. Vali Reşit Bey ilgi göstererek hocaların tamamlanacağını, tarih derslerini de kendisinin okutacağını söyleyerek mektebe ve derslere devam edilmesini sağladı. Filhakika (doğrusu) kendisi de derslere devam etti. Padişahlığın mutlakıyet idaresinde çeşitli hükümet şekillerinden bahsedilmesi dolayısıyla o zamana kadar yasak olan umumi tarih dersini ilk defa kendisinden öğrenerek çok istifade etmiştik.
O sırada Avusturya?nın Bosnaherseğ?i, Yunanlıların Girit?i ilhak hareketleri dolayısıyla mitingler, konsoloshaneler önlerinde nümayişler (yürüyüşler, gösteriler) yapılıyordu. Bunlara karşı boykot ilan ediliyor, bu tezahürata bizler de iştirak ettiriliyorduk. 1325 (1907)?de idadiyi (liseyi) iyi derece ile bitirerek Kilis?e geldim. O zaman için bu tahsil derecesi Kilis hatta Türkiye için büyük bir mazhariyet (elde edilmesi, erişmesi güzel) olarak kabul edileceğinden babam bu kadarını kâfi görerek yüksek tahsil için İstanbul?a yollamak istemedi. Ben de mutavaata (boyun eğmeye, uymaya, itaat etmeye) mecbur olarak bir sene kaldım. Kilis?te kaldığım bu müddet içinde medreseye devam ettim. Alet dersleri denen emsile (örnekleme), bina (Arapça gramer), avamil (sebepler) ve izhar (açıklamalar) gibi Arapça gramerini ve mantık (lojik) dersi olarak isaguci okudum. Aynı zamanda Fransızca dersi almakla beraber babamın isteğine göre mülazemeten (stajyer) olarak tahrirat (resmi yazılar) kalemine devam ettim. İkinci sene kararımda ısrarım üzerine babamın muvafakatini (iznini) sağlayarak yüksek tahsil görmek üzere 1326 (1908)?de İstanbul?a gittim. Ve Hukuk Fakültesine kaydedildim. Mali imkân müsaadesizliği dolayısıyla büyük önem verilip parlak istikbâl vadeden ve modernleştirilen Yüksek Muallim Mektebi?nin müsabaka ile on bir öğrenci daha alınacağını ilan etmiş olması üzerine imtihana girerek kazandım ve yatılı olarak girdim.?
Fikret Gücer'in belirttiğine göre Rüştiye Mekteplerinde okutulan dersler şunlardı; Ulumu Diniye, Arapça, Farisi, Lisan-i Osmani, Hesap, Hendese (geometri), Coğrafya, tarih, Malumatı Nafıâ, Hıfsısıhhâ, Resim, Sülüs, Rıka.
İdadi Mekteplerinde okutulan dersler; Ulumu Diniye, Ahlak ve Malumatı, Arabî, Kitabet ve Edebiyatı Osmaniye, Fransızca, Coğrafya, Tarih, Usulü Defteri, Malumatı Kanuniye, İlmi Servet Karibi, Hikmet, Kimya, Tarihi Tabii, Hüsnühat, Hıfzıssıhha, Makine, Cebir ve Müsellesat, Kozmografya, Hendese (geometri), Ermenice, Hüsnühal ve Hareket.
Ders notları ise; Vasat, Âlâ, Aliyyülâlâ, Karibü Âlâ olarak değerlendirme yapılırdı.
Gayrimüslim Mektepleri:
Kilis?te Cumhuriyet öncesinde nüfusun büyük çoğunluğu Müslüman olmakla birlikte Ermeni, Rum, Yahudi olan gayrimüslim toplumlarda yaşarlardı. Bu milletler dini konularda olduğu gibi eğitimi konusunda da geniş haklara ve özgürlüklere sahiptiler. Diledikleri gibi eğitim yaparlar ve eğitim düzenini kendileri kurup kendileri devam ettirirlerdi.
1326 (1908) yılı Halep Vilayet Salnamesinin 262. Sayfasında Kilis Nüfusu aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.
1326(1908) YILI KİLİS KAZASI NÜFUS CETVELİ
Sıra No Millet Kadın Erkek Toplam
1 Müslüman 31.774 33.992 65.766
2 Rum 182 203 385
3 Ermeni 1.783 1.946 3.729
4 Katolik 152 175 327
5 Protestan 150 192 342
6 Yahudi 281 284 565
7 Yabancı 877 812 1.689
TOPLAM 35,199 37,604 72,803
19. Yüzyıl başlarında özellikle Fransa ve Rusya?nın Osmanlı toprakları üzerinde genişlemeye çalışan politikalar izlediği, daha sonra onlara İngiltere?nin katıldığı bilinen bir gerçektir. Fransa, 18. yüzyılda sömürgelerini İngiltere?ye kaptırınca, kendisine yakın olan bölgelere yönelerek, Afrika ve Ortadoğu?da yayılma politikaları izlemeye başlamıştı. Bunu yaparken de özellikle Ortadoğu?da, eskilere dayanan ve Hıristiyanlarla olan ilişkilerini öne çıkararak yapıyordu. Bu amaçla Fransa, hangi dinden ya da milletten olursa olsun Latin Katoliklerin okul, dispanser, vakıf, yetimhane gibi kurumlarının himaye yetkisini üzerine almıştı1. Bununla da kalmayıp din adamlarının bölgedeki misyoner faaliyetlerini de destekliyorlardı. Kaldı ki azınlıklara yönelik misyonerlik faaliyetleri de daha çok okullar aracılığı ile gerçekleşmiştir. (1876'da açılan Antep Amerikan Kolejinde olduğu gibi)
Batılı sömürgeci devletlerin okullar ya da diğer kurumları kurmalarındaki amacı, kendi dil ve kültürlerini yayarak siyasi nüfuz kazanmak, bazı topluluklar üzerinde hâkim unsur olmak ve böylece siyasi ve kültürel alanlarda kendi çıkarlarına uygun ortamlar hazırlamak, elbette yeri geldiğinde bunu Osmanlı?ya karşı kullanmaktı(2).
------------------------------------------------------------------------------
(1) Doç. Dr. Şerife Yorulmaz, ?Osmanlı-Fransız İlişkiler Çerçevesinde Osmanlı Topraklarında Açılan Fransız Kültür Kurumları?, S.702.
(2) Doç. Dr. İlknur Haydaroğlu, Osmanlı İmparatorluğunda Yabancı Okullar, Ankara 1990.
Kilis'te 1903-1904 Öğretim Yılında Gayrimüslim Okulları Ve Talebe Sayıları
Sıra No Mektebin Adı Cinsi Talebe Sayısı Muallimin Adı
1 Protestan Mektebi Erkek 22 Kostanyan
2 Protestan Mektebi Kız 40 Maryan Bedevyan
3 Protestan Mektebi Kız 50 Deyafe Basmaciyan
4 Protestan Mektebi Kız 45 Kostanyan Kızı Servarin
5 Ermeni Mektebi Erkek 90 Ohannes Osbiyan
6 Ermeni Mektebi Kız 85 Ohan Yenikomişyan
7 Ermeni Mektebi Kız 40 Derheyan Ebru
8 Ermeni Mektebi Kız 60 Zahir Köşkriyan
9 Musevi Mektebi Erkek 30 İbrahim Deyan
10 Musevi Mektebi Erkek 20 Musa Debbek
1903?1904 yıllarında Kilis?te gayrimüslim okulların sayısı 10 olup, bu okulların 6 tanesi kız, 4 tanesi erkek öğrenci okullarıdır. Yine burada görülüyor ki gayrimüslim çocuklarından 320 kız ve 162 erkek öğrenci öğrenim görmektedir. Bunu mezheplere göre ve rakamlarla ifade edecek olursak; toplam 157 öğrencinin öğrenim gördüğü Protestan mekteplerinde 22 erkek ve 135 kız öğrenci eğitim görmektedir. Yine Ermeni mekteplerinde 275 öğrencinin 90?nı erkek, 185?ni kız öğrenci oluşturmaktadır. İki okulda toplam 50 erkek öğrencinin eğitim-öğrenim gördüğü Musevi Okulu bulunuyordu. Burada gayrimüslim (Protestan, Ermeni) okullarında eğitim gören öğrencilerden kız çocuklarının sayısının fazla olması dikkate değerdir.
Diğer yandan 1903 ? 1904 yıllarında gayrimüslimlerde okul sayısı 10 iken, Müslümanlarda aynı yıllarda okul sayısı rüştiye ile tektir. Gayrimüslimlerde öğrenci sayısı toplam 482 iken bu sayı Müslüman öğrencilerde aynı yıllarda 56 ila 68 arasında değişmektedir. Bu hesaba sıbyan (mahalle) mektepleri ve medreseler dâhil değildir.
Kilis'te 1905?1906 Öğretim Yılında Gayrimüslim Okulları Ve Talebe Sayıları
Sıra No Mektebin Adı Cinsi Talebe Sayısı Muallimin Adı
1 Katolik Mektebi Erkek 25 Fikri Efendi
2 Katolik Mektebi Erkek 20 Ohannes Serbiyan Efendi
3 Katolik Mektebi Erkek 15 Ohannes Kasaryan Efendi
4 Katolik Mektebi Kız 55 Filomenafer Nakliyan
5 Protestan Mektebi Erkek 14 Agopcan Görikciyan
6 Protestan Mektebi Kız 44 Servarn Kostanyan
7 Protestan Mektebi Kız 30 Flora Kostanyan
8 Ermeni Mektebi Erkek 25 Hahpasum Berberyan
9 Ermeni Mektebi Erkek 30 Artin Nişanyan
10 Ermeni Mektebi Erkek 30 Agop Dirbagosyan
11 Ermeni Mektebi Kız 20 Zarohmi Kefişkeryan
12 Ermeni Mektebi Kız 25 Rahil Kefişkeryan
13 Ermeni Mektebi Kız 15 Vardi Kebabciyan
1905?1906 yıllarında Kilis?te gayrimüslim okulların sayısı bir yıl içersinde üç okul sayısı artarak 10?dan 13 okula ulaşmıştır. Bu okullardan bir kız okulu kapanmasına karşılık, erkek öğrenci okulu sayısı 7?ye yükselmiştir. Bu okullarda gayrimüslim çocuklarından 348 öğrenci öğrenim görürken bunların 134 kız öğrenci, kalanı erkek öğrenciden oluşmaktadır.
Protestan Mekteplerinde; toplam 88 (bir yıl öncesine göre toplam öğrenci sayısında 69 kişi azalma olmuştur. Bu azalma erkek öğrencilerde gerçekleşmiştir) öğrencinin öğrenim gördüğü, bunun74?ü kız ve 14?ü erkek öğrencidir. Yine Ermeni mekteplerinde de öğrenci sayısında 138 öğrenci eksildiğini, 145 öğrencinin 85?ni erkek, 60?nı kız öğrenci oluşturmaktadır. 1905-1906 yıllarında bir önceki yıla göre gayrimüslim okullaşmanın artmasına rağmen öğrenci sayısının (134 öğrenci) azalması konunun uzmanlarınca açıklamaya muhtaçtır. Diğer yandan 1905-1906 yıllarında Müslüman okul sayısı tekte kalıp, öğrenci sayısı 72 ila 75 iken, gayrimüslimlerde okul sayısı 13?e yükselmiş ve öğrenci sayısı bir yıl öncesine göre 134 öğrenci azalarak 348 olmuştur. Yine bu hesaba sıbyan (mahalle) mektepleri ve medreseler dâhil değildir.
Kilis?te 1908 Yılında Gayrimüslim Okulları Ve Talebe Sayıları
Sıra No Mektebin Adı Cinsi Talebe Sayısı Muallimin Adı
1 Katolik Mektebi Erkek 25 Fikri Efendi
2 Katolik Mektebi Erkek 20 Ohannes Serbiyan Efendi
3 Katolik Mektebi Erkek 15 Ohannes Halafa Efendi
4 Katolik Mektebi Kız 52 Virşenya
5 Protestan Mektebi Erkek 17 Agopcan Görükçiyan
6 Protestan Mektebi Kız 29 Mirim Muradyan
7 Protestan Mektebi Kız 33 Servarn Kostanyan
8 Ermeni Mektebi Erkek 5 Ohannes Biramyan
9 Ermeni Mektebi Erkek 7 Hahpasum Berberyan
10 Ermeni Mektebi Erkek 10 Agop Dirbagosyan
11 Ermeni Mektebi Erkek 12 Krisor Nalbantyan
12 Ermeni Mektebi Kız 20 Krisor Nalbantyan
13 Ermeni Mektebi Kız 9 Arosyak Balyozyan
14 Ermeni Mektebi Kız 21 Sayd Nalbantyan
15 Ermeni Mektebi Kız 20 Stanik Antonyan
16 Musevi Mektebi Erkek 85 İlyahu Eşkenazi
1908 Yılında salnamede ismi geçen tek Müslüman okul olan Kilis Mülki Rüştiye Mektebinde 75 talebe öğrenim görmekteyken; aynı yıl 4 Katolik, 3 Protestan, 8 Ermeni, 1 Musevi mektebi olmak üzere toplam 16 Gayrimüslim okulunda, 380 talebe okumaktaydı.
Bir başka değişle 1908 yılında toplam 72.803 kişi olan Kilis nüfusunun 65.766 kişi ile %90'dan fazlasını Müslümanlar oluştururken, kalan %10'dan az kısmını Gayrimüslimler teşkil etmekteydi. Hal böyle iken Müslümanların 1 Mülki Rüştüye Mektebine karşılık, Gayrimüslimlerin 16 okulunun bulunması ve Müslüman çocuklardan 75 çocuk eğitim-öğrenim görürken, Gayrimüslim çocuklarının 380'ninin eğitim-öğrenim görmesi düşündürücüdür.
Yine Kilis Mektebi Rüştüde 3 muallim, 1 kapıcı görev yaparken, Gayrimüslim okullarda muallim sayısı 16 dır.
Buradan anlaşılacağı üzere okullaşma ve öğrenci sayısı açısından Müslümanlar aleyhine çok ciddi bir fark olduğu ortaya çıkmaktadır.
1888 YILI HALEP VİLAYETİ KAZALARINDA GAYRİMÜSLİM MEKTEPLER VE TALEBE SAYILARI
GAYRİMÜSLİM MEKTEBİ
KAZA Talebe Sayısı Mektep Sayısı
Kilis 285 7
Antep 1.130 22
Antakya 290 5
İskenderun 58 3
Maraş 1.862 23
Urfa 1.134 18
Bilecik 55 2
Rum Kale (Nizip) 0 0
Medreseler:
Tarihi belgelerden ve büyüklerimizden öğrendiğimize göre Kilis?te Medrese Tahsili yüksek seviyede olup büyük bir şöhret kazanmıştı.
Önce Halep Vilayet Salnameleri kayıtlarından Kilis?te ki medrese ve talebe sayılarına bakalım;
1888 YILI HALEP VİLAYETİ KAZALARINDA İLMİYE MEDRESELERİ VE TALEBE SAYILARI
İLMİYE MEDRESELERİ
KAZA Talebe Sayısı İlmiye Medresesi
Kilis 108 24
Antep 150 21
Antakya 128 10
İskenderun 0 0
Fikret Gücer Bey Kilis'teki medrese sayılarını, hocalarını, talebe sayılarını ve okutulan dersleri, o dönemde devlet yöneticilerinin Kilis?te idadi açılmasını reddetmeleri üzerine kaleme aldığı yazıda bizlere vermektedir;
?Vekâletin orta tedrisatın (eğitimin) daha salim ve istifade bahis bir esasa raptını temin gibi yüksek bir gaye ile idadileri otuz dokuz eylülünden itibaren kendi bütçesine kabul edeceğini ilan etti. Vekâleti celilenin kanuna müstenit şu mühim kararına güvenen Meclisi umumi idadimizi bütçesinden çıkardı. Meclisi Umumi şu hareketiyle hata etmiş olsa bile mazur görülebilirdi. Çünkü kasabamızın Vekâletçe bilinmesi icabeden derece?i irfanı mektebimizin behemahal müvazene?i umumiyeye kabul edilecek yirmi bir idadiden hariç kalamayacağını müstelzimdi (gerekliydi). Fakat hayretle gördük ki (Kilis idadiye layık görülmemiş) yirmi bir idadiden hariç bırakılmış. Firari Başvekil Ferit Paşa Toros?un cenubuna hükmen Türk diye Kilis?i Anavatandan ayırmış idi. Bu günde irfan hayatına kasıt var. Evvelkinde hain bir kasıt vardı, bu defakinde acı bir gaflet. Maarif misakından beklediğimiz mekteplerin kapanması, irfan hayatımızın sönmesi değildi. Misakı Milli Milleti mesut gayeye isal ederken misaki maarif bizi ışık ve ümit veren müessesinden mahrum ederek garibelere mi mücber oluyor?
İdadimiz hiç şüphe yokki su?i kasdın değil hüsnü niyetin kurbanı oldu. Vekâlet icraatını tetkikatı mahalliyeye istinat ettirmiş olsaydı kolu kanadı kesik yaralı Kilis bu günde kalbinde yaşattığı evlatlarının ruhu irfanına yapılan ameliye?i cerrahiye ile inleyip sızlamazdı. Şu mahrumiyetimizin memleketimiz seviyye?i irfanı bilinmediğinden ileri geldiğine kani olduğumuz için Vekâletin kuyudatını tevsikini (belgeleme) naçiz bir hizmet olmak üzre işte bir idadi bile çok görülen memleketimizin azide vasıl olduğu mertebe?i kemalı ve bu günkü mevcudiyeti:
Mazideki devrin ehemmiyeti: Kasabanın vüsatıyla mütenasip olmayacak kadar fazıl uleması, kütüphaneleri, müteaddit medreseleri tedrisatının (eğitimin) yüksekliğine mebni (yapılmış, kurulmuş) Anadolu?nun her köşesinden hatta Rumeli?den ikmalı tahsil için akın akın gelen mücaz talebesiyle Darülfununi (Üniversite) hayatı yaşamış olduğunu göstermesiyle müspettir ki medreselerin yerine mekteplerin ikame edilmekte olduğu bin iki yüz yetmiş tarihlerindeki son devrin maarif seviyesi şu idadiyi müeyyit bir Bürhandır (kanıtıtır, delilidir).
1 ? KESİK MİNARE CAMİİ MEDRESESİ:
Bir kütüphane, bir dershane, on iki odası bir mahalle mektebi vardır.
Üstadukül Dokuzluoğlu büyük Abdurahman Efendi ukumu şettayı (medreselerde okutulan bilumum fünunu muhtelifet makamındadır) okuturdu. Asarı adide sahibi meşhur mantıki Hoca Abdullah Efendi münhasıran mantık okuturdu.
Müftü Abdurrahim Efendi: şifayı şerif, tarikatı Muhammediye, dürer okuturdu.
Mütebehhir Ulemadan Tahir Efendi: ulumu şettayı okuturdu.
(Karaali Mahallesindedir. 1620 tarihinde Hacı Satılmış oğlu Hacı Osman tarafından medrese olarak yaptırılmıştır. Altı yıl sonra 1626?da Halil Paşa tarafından buraya bir minare yaptırılarak cami haline getirilmiştir. Minarenin zamanla yıkılması ve bu haliyle bir müddet kalması sebebiyle ?Kesikminare? adı ile şöhret bulmuştur. Cami ve medresenin eski halinden günümüze hiçbir şey kalmamıştır. Yerine betonarme cami yapılmıştır.1)
2 ? SERVİLİ MEDRESE:
Bir dershanesi, altı odası vardı. Kesik Minarede ders gören fazla talebe otururdu.
(Karaali Mahallesindedir. Yapım tarihi ve yaptıranı bilinmemektedir. Medresenin içinde birde mescid vardır. Günümüze ulaşan Servili Medresesi tek bir sahından ibarettir.1)
3 ? AKCURUN CAMİİ MEDRESESİ:
Altı odası, bir mahalle mektebi vardı. Meşhur Mantıkı Ömer Efendi ders okuturdu.
(Hacıilyas Mahallesi, Akcurun Caddesinde bulunmaktadır. Şeyh Hacı Davut tarafından 1773-75 yıllarında yaptırılmıştır. Günümüzde ibadete açıktır.1)
4 - ÇALIK CAMİİ MEDRESESİ:
Bir dershanesi, on odası, bir mahalle mektebi vardır.
Üstat Hacı Hafız Mehmet Efendi, ulumu şettayı okuturdu. Felakiyat okuturken ?göğün kapısı olsaydı sizi bir bir gezdirirdim? dermiş.
Oylumluoğlu Mehmet Efendi: Fara?iz (miras hukuku) , nettin okuturdu.
Hacı Yusuf Hoca: sarf, nahiv (morfoloji, cümle bilgisi) okuturdu. Hacı Ahmet Efendi: tefsir (yorumlama), hadis, fıkıh (İslam hukuku kuralları bilimi) okuturdu.
(Aşıt mahallesinde, Kütüphanenin karşısındadır. 1682 tarihinde Hacı Ali Bin Çalık Mehmet Ağa tarafından yaptırılmıştır. 1911 yılında tamir edilmiş ve 1960 yılında doğuya doğru genişletilmiştir. Medrese caminin avlusunun üç tarafını çevreleyen odalardan oluşmuştur.1)
5 ? İNCE BAYRAKTAR MEHMET PAŞA CAMİİ MEDRESESİ:
Bir dershane, on beş oda, iki mahalle mektebi vardı. Hacı Osman Hoca; sarf ve nahiv (morfoloji, cümle bilgisi) okutur, kıraat talim ederdi. Karadağlıoğlu Mehmet Efendi; sarf, nahiv (morfoloji, cümle bilgisi), me?ani.
Alaattin Zâde Hacı İbrahim Efendi (Hacı İbiş Hoca); dürer, fıkıh (İslam hukuku kuralları bilimi), fera?iz, heyali, aka?it (İnanç esasları) okuturdu.
(Bu cami ve medresenin diğer adı İbrahim Efendi Câmii ve Medresesidir. Vaiz mahallesi ile Mehmet Paşa Sokağındadır. Bu cami ve medresenin zamanla harap olduğundan 1831 tarihinde Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa?nın Halep Valisi olan oğlu Mehmet Paşa tarafından 1831 yılında yeniden ihya edildiğini arşiv kayıtlarından öğrenmekteyiz.1)
6 ? ŞEYH CAMİİ:
Dört odası bir mahalle mektebi vardır. Hafız Mehmet Efendi; sarf, nahiv (morfoloji, cümle bilgisi) okutur, kıraat talim ederdi.
Abdurrahim Efendi; nahiv (morfoloji, cümle bilgisi) ve fıkıh (İslam hukuku kuralları bilimi) okuturdu.
(Tırıklı Mahallesindedir. 1569 tarihinde Hacı Bulgar oğlu Hacı Baki Murad yaptırmıştır. Eserin günümüze sadece minaresi kalmıştır.1)
7 ? HACI DERVİŞ CAMİİ MEDRESESİ:
Üç odası, bir mahalle mektebi vardır.
Bedrizâde meşhur Müftü Haki Efendi; farisi, mantık, maani, adap, eş?a hayali, şerhiakait (ibadet kuralı kitabı), kadibeyzavi elhâsıl şettayı okuturdu.
(Büyükkütah mahallesinde, Cumhuriyet Caddesi üzerindedir. 1551 tarihinde Abdullah oğlu Hacı Mustafa tarafından yaptırılmış ve 1678 tarihinde Davut Ağa, 1909?da da Osman Usta tarafından tamir ettirilmiştir. 1947 yılında vakıflar idaresince satılmıştır. Günümüzde restorasyon çalışmaları yapılmaktadır.1)
8 ? KARAKADI CAMİİ MEDRESESİ:
Bir dershanesi, dört odası, bir muvakkithanesi vardır.
Keçik Zâde Müftü Abdurrahim Efendi; ulumu şettayı gösterirdi. Hocasının mufassasatı câmii vakfından temin edilmek üzre cıvarda bir iptidai mektebi vardı.
(Büyükkütah Mahallesinde, Cumhuriyet Caddesi üzerindedir. Yapılış tarihi tam bilinmemekle beraber, Karakadı ismindeki kişi tarafından Kilis ve çevresinin Osmanlılar tarafından fethi öncesi veya sırasında yapıldığı bilinmektedir. Caminin bir özelliği de avlusunun doğusunda iki katlı bir fetvahanesinin bulunmasıdır. Avlusunun ortasındaki sekizgen şadırvanı bugün yoktur.1)
9 ? DEBBAĞHANE MEDRESESİ:
Bir dershanesi, onbeş odası, üç mahalle mektebi vardır.
Hacı İmam Efendi; sarf ve nahiv (morfoloji, cümle bilgisi, söz dizimi) okuturdu.
Gassali Zâde Hoca Mustafa Efendi; fıkıhta (İslam hukuku kuralları biliminde) yeni tulası vardı. Fıkıh (İslam hukuku kuralları bilimi), meani okuturdu.
(Tabakhane Mahallesindedir. 1743 tarihli bir Osmanlı vesikasından Câmii ve Medresesin Şeyh Gökçe Ferdi tarafından yaptırıldığını öğreniyoruz. Ayrıca 1968 yılında Abdülselam tarafından tamir ettirildiğine dair bir kitabe bulunuyor.1)
10 ? İNCİRLİ TOKATLIOĞLU CAMİİ MEDRESESİ:
Dört hücresi, bir mahalle mektebi vardır.
Tokatlı Hoca; sarf, nahiv (morfoloji, cümle bilgisi) okuturdu.
(Yeni Mahallede, Şeyh Muhammed Ensârî Türbesi?nin kuzeyinde yer almaktadır. Câmii ve Medrese ilgisizlik ve bakımsızlık sebebiyle 1928 yılında tamamen yıkılmış olup arsası park haline getirilmiştir. Eserin yaptıranı ve yapılış tarihi belli değildir. Tokatlı Hacı Hafız Ali burada imamlık yapmasından dolayı câmii ve medrese bu adı almıştır.1)
11 ? ZEYTİNLİ CAMİİ MEDRESESİ:
Talebe okutur, mahalle mektebi vardır.
(Yenimahalle, Ömerağa Sokaktadır. Zeytinli Camisinin yapım tarihi ve yaptıranı bilinmemektedir. Günümüzde ibadete açık değildir.1)
12 ? ÇEKMECELİ CAMİİ MEDRESESİ:
Bir dersene, altı oda, bir kütüphane, bir mahalle mektebi vardır.
Tarikatı Nakşiyye Halifesinden Şir Şeyh Hacı Abdullah Efendi; fıkıh (İslam hukuku kuralları bilimi), meani, farisi okuturdu.
Şatır Zâde Hacı Ahmet Efendi; fıkıh (İslam hukuku kuralları bilimi) okuturdu.
(Bölük Mahallesinde Şeyh Efendi Tekkesinin doğusundadır. 1757 tarihinde Çekmeceli Zâde Hacı Mustafa Efendi tarafından yaptırılmıştır. Câmii 1909, 1910, 1950 ve 1959 tarihlerinde tamirler geçirmiş ve günümüze eski camiden hiçbir şey kalmamıştır.1)
13 ? CAMİİ KEBİR (ULU CAMİİ) MEDRESESİ:
Bir dersene, beş oda, bir mahalle mektebi vardır.
Şair Meşhur Baki Efendi Hoca; ulumu şettada yedi tulası vardı. Fıkıh (İslam hukuku kuralları bilimi), meani, farisi okuturdu.
(Hacı Gümüş Mahallesindedir. Ulu camini yapım tarihi ve yaptıranı bilinmemektedir. Eser 1388 yılında Abdullah oğlu Hacı Halil tarafından yenilenmiştir. Ulu Câmii 1912 yılında Hacı Mustafa (Beşe) tarafından, Halep?in ünlü muallim mimarlarından Hacı Ahmet Azizi?ye esaslı şekilde tamir ettirmiştir. Yine Hacı Mustafa Efendi tarafından 1924 yılında caminin örtüsü tamir ettirilmiştir.1)
14 ? TEKYE CAMİİ MEDRESESİ:
Altı oda, bir mahalle mektebi vardır. Muhassasatı vakıftan tesviye edilmek üzre bir iptidai mektebi vardı.
Zıddı Zâde Abdullah Efendi; ulumu şettayı gösterirdi.
(Tekye Mahallesi, Cumhuriyet Meydanı güneyindedir. Külliye şeklinde olup, Câmii, medrese, türbe bir aradadır. Emir Kasım oğlu Canbolat Bey tarafından 1516-17 yıllarında yaptırılmıştır. Medreseden günümüze pek az bir kısmı kalmıştır.1)
15 ? HİNDİOĞLU CAMİİ MEDRESESİ:
Sekiz oda, bir kütüphane, bir mahalle mektebi vardır.
Hamit Efendi Zâde Mehmet Efendi; fıkıh (İslam hukuku kuralları bilimi), sarf, nahiv (morfoloji, cümle bilgisi) gösterirdi.
(Hindioğlu Mahallesinde, Dedeağa sokaktadır. Caminin kimin tarafından v hangi tarihte yapıldığı bilinmemekle birlikte Kadri Timurtaş, Kör Hüseyin Ağa tarafından esaslı bir tamirden geçirildiği anlatılmaktadır.1)
16 ? ŞEM?UN NEBİ MEDRESESİ:
Dört oda vardır.
Meşhur Hacı Fadıl Efendi; meani, mantık, hikmet ve farisi okuturdu. Hattat Molla Hasan Efendi; felekiyat tedris (eğitim) ederdi. Bu günkü müterakki sanatın bütün incelikleriyle ancak meydana gelebilen gayet san?atkarane irtifa tantalatları ve küre?i musanna yapardı.
(Bugün Nurettin mahallesi olarak bilinen Sibat mahallesindedir. Yaptıranın ve yapılış tarihi bilinmemekle birlikte Hurufat Defteri?ndeki kayıtlarda 1922 bu camiye görevli atandığı belirtilmektedir.1)
17 ? ÖZBEK MEDRESESİ:
Üç oda vardır.
Özbek Hoca Hacı Mehmet Efendi; sarf nahiv (morfoloji, cümle bilgisi) okuturdu.
(Muhali Mahallesindedir. İ. Hakkı Konyalı?nın zikrettiği 1677 tarihli kitabesinden Şeyh Süveydan camisini Kilis zabıtı Abaza Mehmet Ağa?nın katibi, Valide Sultan?ın Kethudası Mustafa Efendinin adamlarından Yusuf Efendi tarafından yenilendiğini öğrenmekteyiz. Daha önceki yıllara ait durumu belli değildir.1)
18 ? KÖR HÜSEYİNOĞLU MEDRESESİ:
Bir mükemmel kütüphane, on yedi oda, üç mektep vardır.
Müftü Hacı Abdülselam Efendi; hadis fıkıh (İslam hukuku kuralları bilimi) okuturdu.
19 ? PİRLİOĞLU CAMİİ MEDRESESİ:
Yedi Oda vardır.
Hasan Ali Zâde Hafız Ahmet Efendi; sarf ve nahiv (morfoloji, cümle bilgisi) okuturdu.
(Aslan Mahallesinde, Nahaslı Çeşme sokaktadır. Yapım tarihi ve yaptıran hakkında bir bilgi mevcut değildir. 1953 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından tamir ettirilmiştir.1)
20 ? KÜRTLER CAMİİ MEDRESESİ:
Altta hücre vardır.
Hassa Müftüsü Dağlı Hacı Halil Efendi; fıkıh (İslam hukuku kuralları bilimi), sarf nahiv (morfoloji, cümle bilgisi) gösterirdi.
(Bölük Mahallesinde, Küçük Çarşı sokağındadır. Eserin Molla Halil ve Emine Hatun adlı kişilerin eyvan yaptırdıklarına dair 1705 yılına ait kitabesinden başka inşa kitabesi bulunmamaktadır. Ancak Osmanlı arşivlerinde 1759 tarihli bir vesikada Kürt Hüseyin Ağa tarafında yapıldığına dair bir kayıt bulunmaktadır.1)
21 -- ŞIHLAR CAMİİ MEDRESESİ:
Üç oda vardır.
Keşkek Zâde İsmail Efendi; ama olduğu halde sarf ve nahiv (morfoloji, cümle bilgisi)okuturdu. İlmi hücumda mütehassıstı.
22 ? MURTAZA AĞA CAMİİ MEDRESESİ:
Bir mahalle mektebi vardır.
(Şeyh Abdullah mahallesinde ve Murtaza Ağa Caddesi üzerindedir. 1661 tarihinde Kilis Voyvodası olan Murtaza Ağa tarafından yaptırılmıştır. Caminin 1948-49 yıllarına ait tamir kitabeleri bulunmaktadır.1)
23 ? CÜNEYNE CAMİİ MEDRESESİ:
Dört hücre vardır.
Behisnili Osman Efendi; Nahiv sarf okuturdu.
(Eski adı ile Meşetlik, bugünkü adı ile Abidinoymağı Mahallesinde, Odun Pazarı mevkiindedir. 1865 ve 1959 tamir edilen caminin 1626 tarihinde de mevcut olduğu bilinmektedir. Ancak yaptıran kişi hakkında bilgi mevcut değildir.1)
24 ? İNNAPLI CAMİİ MEDRESESİ:
Altı oda vardır.
Yavaşça Zâde İbrahim Efendi; fıkıh (İslam hukuku kuralları bilimi), hadis, sarf ve nahiv (morfoloji, cümle bilgisi) okuturdu.
(Kızılca Mahallesinin Kütahoğlu oymağındaydı. Bu camide hatiplik yapan Esseyid Molla Ahmet Halife?nin ölümü üzerine yerine (1791 tarihinde Esseyid Molla Osman Halife atanmıştır. Cami daha sonraki yıllarda İnnaplıkütah Câmii olarak adlandırılmıştır. Kütahoğlu Câmii ve medresesi 1937 yılında satılmıştır. Şimdi yeri arsa olarak bulunmaktadır.1)
25 ? MUALLAK FEVKANİ CAMİİ MEDRESESİ:
Mektep bulunurdu.
(Meşetlik Mahallesi, Odun Pazarı Caddesi üzerindedir. 1725 tarihinde Tanrıverdioğlu Hasan bey tarafından yaptırılmıştır. Câmii 1965-66 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından güney ve batı cephe duvarları yeniden yaptırılmıştır.1.)
26 ? KÜÇÜK İMAM CAMİİ MEDRESESİ:
Beş hücre vardır.
Saçlı Salih Efendi; ulumu şetta okuturdu. Mumaileyh (sözü edilen kişi) bilahare Halep?e alınarak müderris (medresede veya camide öğretmen) olmuştur.
Diyarbakırlı Hacı Muhammet Efendi; sarf nahiv (morfoloji, cümle bilgisi)okuturdu.
(Demirciler Mahallesinde iken Vakıflar Genel Müdürlüğünce satılmıştır. Yaptıranı ve yapım tarihi bilinmemektedir.1)
27 ? BESTANİYYE CAMİİ MEDRESESİ:
Üç hücre vardır.
Ulemadan Ali Efendi ulumu muhtelife gösterirdi.
(Nurettin Mahallesindedir. Yapılış tarihi bilinmemekle birlikte yaptıran Abdulcelil Ağa?dır. 1922 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğünce satılmıştır.1 )
28 ? HASAN ATTAR CAMİİ MEDRESESİ:
Mahalle mektebi vardır.
(Deveciler Mahallesindedir. 1802 tarihinde Attar Hasan tarafından yaptırılmıştır. Harap olan mescidi ise Çavuşzâde Hacı Mehmet Ağa tamir ettirmiştir.1)
Muntazam bir program dairesinde muayyen saatlerde serbestte verilen bu medreselerde Kesik Minare, Çalık Câmii, Şemun Nebî Medresesi, Câmii Kebir, Debbeğhane, Hacı Derviş Câmii medreseleri darülfunun makamında idi. Diğer medreseleri bitirenler ve hariçten gelen talebe bu medreselerde ikmalı tahsil ederlerdi. Diğerleri mekatibi taliyye makamında idi. Tali de iki kısımdı, bir kısmı ihzari ki yalnız sarfnahiv (morfoloji, cümle bilgisi)tecvit gibi dersler okunurdu. Diğerlerinde aliyye yakın dersler mükaddimatı ulumu gösterilirdi. Şu halde beş mektebi ali yirmi üç tali yani idadi, her medresede bir, bazılarında iki, hatta üç mahalle mektebi olduğuna göre de otuzu mütecaviz (aşan, geçen) iptidai mahalle mektebi bulunuyordu. Medrese talebesi mevcudu beş yüzden az olmadığı gibi mahalle mektebi talebesi de beş yüzden aşağı olmadığına nazaran bine yakın talebe bulunuyordu.
Daha evvelleri icrayi tedrisat (eğitim) etmiş mütebahhir (derin bilgisi olan) ulemayı meşhur eden bahsetmeyerek hulaseten (özet olarak) işaret ettiğimiz yalnız bir devrin derece?i tedrisata (eğitime) Kilis?in mazideki maarif hayatının ne kadar parlak olduğunu göstermeye kâfidir. Medreseyi istihlaf eden (takip eden) bu günkü mektep hayatı da o kadar parlaktır. Bu gün altı dershaneli Turan Mektebi olan mektebi rüşdiye memlekete yüzlerce okuryazar efendi yetiştirmiş, Halep İdadi ve Sultaniyelerine en kıymetli bir makraç olmuş mekatibi aliyeye hayli talebe yollamıştı. Üç yüz yirmi tarihlerinde memleket müteşebbislerinin himmetiyle teşekkül eden Maarifi mahalliye?i İslamiyye cemiyeti bilumum muhassasatı cemiyete ait olmak üzre biri zükur (erkekler) diğeri ünas (halk) mükemmel iki iptidai mektebi vücuda getirmişti. Meşrutiyeti müteakip (takiben) daha birçok mektepler açılmış seferberlik ve işgal arızalarında biraz sendeledikten sonra istikrar kespettiği şekil budur.
Bir medrese?i ilmiye, bir idadi, Turan, Hilal, Şemsil maarif, numune?i terakki, Gülşeni terakki, Fevzi Hürriyet zükur iptidalileri, Hadika İttihat, Tealii nisvan, Nilüfer ünas iptidaileri, ana mektebi, yüksek seviyeli İstanbul?da tahsil görmüş bir hanım tarafından sureti hususiyyede fenni esasata istinaden gayet mükemmel bir surette idare edilen şehri beş mecidi madeni ücretle alındığı halde elli talebeye malik olan biçki ve musiki yurtları ki nefsi kasabada yirmi sekiz medreseye mukabil bu gün de zükur (erkekler) ve ünas (halk) on beş maktep vardır.
--------------------------------------------------------------------------------
(1) A. Dündar, Kilis?te Osmanlı Devri Mimari Eserleri.
Nasıl evvelce medreselerin bilumum müderrisleri (medresede veya camide öğretmen) Kilis?in yetiştirdiği fazıl ulema idiyse, bu gün de bu irfan müesseselerinin bilumum muallim ve muallimleri kâmilen Kilis?in yetiştirdiği münevverlerdir.. İptida?i ve Ali darülmuallimin ve darülmualimattan yetişmiş genç hanım efendilerdir. Memleketimiz mekteplerini idare ettikten başka Gaziantep?in kısmen, Rumkale?nin (Nizip) hemen hemen tamamen muallim ve muallimleri de Kilislidir.
Doksan kadar ihtiyat zabiti çıkartan kazamız gençliği yetişmiş mütecaviz (aşan, geçen) talebesiyle Halep Sultanisinin takriben ilmiyen, altmışı mütecaviz (aşan, geçen) talebesiyle darülmuallimin sülsanını, on beşi mütecaviz (aşan, geçen) talebesiyle Darülmuallimatın (Kız Öğretmen Okulunun, ilk olarak 1869?da İstanbul?da açıldı) ehemmiyetli bir kısmını teşkil etmiş, mekatibi aliyede yüksek derece muhafaza etmişlerdi ve etmektedirler. Elhaleti hasihi mekatibi âliye ve darülfununun muhtelif şuabatına devam eden birçok efendilerden bu sene hukuk ve mülkiyedeki, Halkalı Ziraat Mektebinden bir, darülmualimi aliyeden bir, tıbbıyeden bir kişi beş efendi neşet (ileri gelme) ediyor. Buna karşı mütaheyi?i hareket on beş efendiden dördü evvelsi gün İstanbul?a müteveccihen (bir yere doğru gitmek üzere, bir şeyi yapmaya yönelmiş olarak) hareket etmiş bulunuyorlar. Kunduracı ve ilim sınıflarına kadar idadi mezunlarımızın yayılması Kesik Minare, Kör Hüseyin, Hindioğlu, Çekmeceli, Tekye kütüphaneleri memleketimizin göysünü iftiharla kabartan yüksek şahsiyetlerden bahsetmeksizin yalnız kazamız irfanının darece?i vüs?at ve şümulunu (kapsamını) ispat edecek misalleri İlmiyen ve idadiyi layık gösteren makamatın ilmiyeni müsbet ve müsmir neticeler beklediğimiz encümeni ilmiyenin nazarı insafına ve ittia?ına arz etmekle müteselli (avunan) oluyoruz.?
Lahika (Not):
Medrese hayatına dair topladığım malumatta büyük yardımlarını gördüğüm ulemayı hazıradan Hattat Zâde Abdullah, Koltuk Ali Zâde Hacı Mustafa, Accuri Zâde Ali ve Hacı Hafız Zâde Mes?ut Efendilere arzı teşekkür ederim.
Fikret Mes?ut
Halep İdadisini bitiren Kilisli gençler ya Kilis'teki medreselere ya da İstanbul'daki medrese veya Darül Fünun'a devam ederlerdi. İstanbul?da Medrese veya Darül Fünun'da tahsil gören Kilisli gençlerin anılarından bir bölümü Kilisli Dr. Mehmet Derviş Kuntman, ?Bir Tabur Tabibinin Harp Hatıraları? isimli eserinde bizlere şöyle aktarmaktadır;
?Medresedeki fakirane hayatımız yalnız cuma günleri şenlenirdi. Her hafta sonu, her biri bir mektepten hemşeriler (bunların arasında Kilisli Rıfatlar, Antepli Said ve Taha Beyler dikkati çekerlerdi) ziyaretimize gelir, ilmî, edebî sohbetler yapar, bir de Kilis yemeği pişirip yedikten sonra her fasıldan şarkılar söyleyerek sevinç içinde eğlenirlerdi. Böyle günlerde kasvetli odamız neş?eli bir toplantı yeri hâlini alır; Ağabeyim Abdurrahman Hulusi de bütün becerisiyle münakaşalara iştirak ederek kıvrak zekâsı, düzgün konuşması, birçok fıkra ve nükteleriyle mecliste bulunanları kendinden geçirirdi.
1315 (1897) senesinin sonbaharında Soğukçeşme Askerî Rüştiyesi?nin son sınıfına yazılmıştım. Hesap hocamız İbrahim Bey İstanbul?un en meşhur matematikçisi idi. Coğrafya Muallimi Binbaşı Remzi, Fransızca Muallimi Ahmet, Arabî Hocası Haşim ve Tarih Muallimi Teğmen Ahmet Refik Beyler de çok kıymet verdiğimiz hocalarımızdı. Sınıf arkadaşlarımız arasında da Cemil Kartal, Baha Kantarcılar, Rüştü Kapanıdadik, Daver Sultan Ahmet en sivrilmiş olanlardı. Ama bir de bizden birkaç sınıf önde olup o sıralar İdadî?yi bitirip Şahane?ye geçmiş bulunan Kilisli Kara Rıfat (Kardam) vardı ki, o tam bir benzeri az bulunur yaratılıştaydı. Hocalar arasında bıraktığı hayrete şayan zekâ ve kavrayış menkıbeleri dilden dile dolaşmaya devam ediyor, beni de çalışmaya sevk ediyordu. Kilisli olduğumu duyan her hoca Kara Rıfat?ı tanıyıp tanımadığımı sorar, onun gibi çalışkan olmamı tavsiye ederdi. Ben de bütün gücümle çalışır dururdum.
Lâkin Kara Rıfat?ın yerini doldurmaya imkân var mıydı? Hangi ders olursa olsun hocanın ağzından çıkanı fotoğraf makinesi gibi alır, bize aynen tekrar ederdi. (Kara Rıfat, Tıbbiye?yi bitirir bitirmez mektebe muallim muavini olarak tayin edilmiş, kısa bir süre sonra da bir müsabakayı kazanarak karantina tabipliğine verilmiştir. Karantina Tababeti, Hariciye Nezareti?ne (Bakanlığına) bağlı uluslararası bir sağlık kuruluşu olup resmî dili Fransızcadır, üyelerinin çoğu ecnebîdir. Dr. Rıfat bunların arasında parlayarak başkanlık makamına kadar yükselmiş, uzun seneler bu yerde kalmış, yazdığı ve tercüme ettiği eserlerle Karantina?ya büyük hizmetlerde bulunmuştur. Hayırseverliği ve bilhassa tahsil için İstanbul'a gelen Kilisli gençleri teşvik ve himayede yaptığı yardımlar takdirlere şayandır.)
Ağabeyim Abdurrahman Hulusi ve Dr. Kara Rıfat?tan başka, Kilis?ten gelip İstanbul?da tahsil gördükten sonra kendini kabul ettirerek nam salmış bir de Kilisli Muallim Rıf?at (Bilge) vardır. (Muallim Rıf?at, üç dilin (Arapça, Türkçe, Farsça) bütün inceliklerine vâkıf olmuş, uzun süre muallimlik yaparak birçok talebe yetiştirmiş, birçok eserler vermiş, bu meyanda Bostan ve Gülistan?ı da tercüme etmiş, Cumhuriyet?ten sonra da Dil Kurumu?nda vazife almıştır.) Muallim Rıfat medresedeki cuma sohbetlerine de katılır, kendi yazdığı şiirleri okurdu.?
Mart. 2012
Ecz. İbrahim Beşe