Hayat çoğumuz için doğumla ölüm arasında geçen sevincimizi, hüznümüzü, seçimlerimizi ve bu seçimlerimizin sonuçlarını ve daha birçok şeyi yaşadığımız bitiş süresi belli olmayan bir zaman dilimidir.
Bu sınırlı zaman dilimi içinde, iyi kötü çok şey yaşıyoruz. Yeni insanlar tanıyor, okuyor, doğru ve yanlış birçok seçimler yapıyoruz bütün bunları yaparken hayat denen bilmece içinde çabalıyoruz kısaca bu süreç içinde büyüyoruz.
Tüm bunlar olurken kaçınılmaz bir şekilde iyi ve güzel şeyler yanında kötü şeyler de yaşıyoruz. Bazen ümitsizliğe kapılıp pes edip isyan ederek, bazen ise yaşadığımız zorluklar karşısında dik durup mücadele edip bu kötü hadiseleri kendimizce atlatmaya çalışıyoruz.
İnsan, bu tür süreçlerde hangi yolu seçerse seçsin Allah’ın her insanı bir şekilde sınadığını ve dünyanın gelip geçici olduğunu unutmamalıdır. Her durumda şükredip, Allah’tan yardım istemelidir bence. İnsan geçmişte yaşayıp canını çok yakan bir olaya yıllar sonra baktığında bu olayı atlatabilip bu güne geldiğini görünce, bu fâni dünyadaki her şeyin geçici olduğunu görüyor sonra da asıl gerçek olan ölümü farkına varmadan bekliyor ve bir gün an sızın o gün geliyor. Sevinçler, kavuşmalar, mutluluklar; hüzünler, ayrılıklar, ayrılıklar, ayrılıklar… Her şeyden, dünyadan…
Aslında divan şairi Mahmut Abdulbâkî, her şeyi çok güzel şekilde özetlemiş. “Ey Bâkî! Görmüş olduğun bu dünya hayal ve rüyadan ibarettir. Sakın aldanma, dünyanın zevki de cefası da birdir.”
Fatıma Zehra Kepekçi
Özel Meltem Koleji
8. Sınıf Öğrencisi