Kuva-i Milliye sevdalısı Mahmut YORAT ağabeyimiz 13 Haziran Pazar günü ani bir beyin kanaması sonucu hakkın rahmetine kavuştu.
İnsan vardır ömrünü heva ve hevesinin peşinden gitmekle geçirir, insan vardır dünyayı imtihan yeri olarak bilip ve bütün ömrünü rabbini memnun edecek ibadet ve taatle geçirir.
İşte Mahmut ağabeyimizde ömrü boyunca sohbet meclislerinin değişmez insanı Kuva-i Milliye nin hizmetkarı, Bağısız Türkiyenin sevdalısı olmuştur.
Mahmut abi 58 yaşında olmasına rağmen gençlere taş çıkartacak bir gayretle hizmet ederdi.
Prof. Dr. Haydar BAŞ hocanın insan kendini hissettiği yaştadır. Sözü çok hoşuna gider, ben kendimi 25 yaşında hissediyorum derdi.
Mahmut ağabeyle tanışmamız İlmi Araştırmalar Vakfının sosyal ve kültürel çalışmalarında olmuştur. O bu çalışmalardan büyük bir haz alır, maddi ve manevi desteğini esirgemezdi.
Bundan 8 10 sene evvel Milletle Devletin arasına 28 Şubat fitnesi sokulmadan önce İlmi Araştırmalar Vakfı olarak Kiliste 150 ye yakın çocuğu giydirip sünnet ettiriyoruz. Tabi ki Mahmut abi canla başla çalışıyor bir oraya bir buraya koşturuyor. Bir tarafta hocalar mevlüt okuyor, öbür tarafta pastalar, şuruplar dağıtılıyor. Aynı gün Kilis te Mercidabık Meydan Savaşının yıl dönümü töreni var. O günkü Kilis Valisi Güner ÖZMEN bey haber gönderdi bizde programınıza iştirak edeceğiz diye, çok geçmeden Çalışma Bakanımız, eski Genel Kurmay Başkanımız Doğan Güreş Paşa, Kilis millet vekillerimiz ve Belediye Başkanımız programa iştirak ettiler. Çocuklarımıza Belediye Başkanı birer kol saati, diğer misafirlerde çeşitli hediyeler taktılar. O an Devlet, Millet, Asker kaynaşmasını en üst düzeyde yaşatan rabbim o birlikteliği yine bu millete nasip etsin.
İnsan yakınından birinin hakka irtihalini görünce dünyanın bir oyun ve aldatmaca olduğunu ne zaman biteceği belli olmayan ömrüne güvenmemesini ve can bedende iken bunu fırsat bilip vatan ve millet için çalışmak gerektiğini anlıyor.
Mahmut ağabeyinin en büyük özelliklerinden biride Prof. Dr. Haydar BAŞ hocama ve davasına gönülden bağlı idi. İsterseniz oğlundan dinleyelim son nasihatının ne olduğunu;
O hayatta doktor nedir bilmezdi, gripin hapından başka bir ilaç kullanmazdı. Bir oğlu olan Muratı 1 ay evvel nişanlamıştı, 40 gün sonra da düğünü olacak birkaç gün evvel Mahmut Abi oğlunu yanına oturtuyor ve diyor ki oğlum ben belki düğününü göremeyebilirim unutma ki ben ölürsem senin baban Haydar BAŞ hocamdır. Onun dava arkadaşları da senin kardeşlerindir. Onlar seni yalnız bırakmazlar diyor.
Ne diyelim Mahmut abi sen hakka yürüdün hem de Celal MISIR hocamızın seneyi devriyesinde biz de sözümüzü Celal Hocamızın değişiyle bitirelim.
Allah encamımızı hayr etsin.