14 yaşında lise 1 öğrencisi iken İslam’ı anlama ve yaşama gayretine girdim. Yoldaşım dualar ve kitaplar oldu. Neden sonra okuduğum yazıda Hz. Ebu Talibin iman etmeden öldüğünü öğrendim.
Dünyalar başıma yıkıldı. Çocuk kalbime ve beynime bunu kabul ettiremedim. Peygamberimizin çok değerli amcasına kabir azabını cehennem narını yakıştıramadım. Benim için hüzün yılları başladı.
Artık her duamda her namazımda Ebu Talip vardı. Allah’ım ne olur sen af edicisin ne olur Hz. Ebu Talibi de affeyle. O senin sevgilini korudu kol kanat gerdi senin nebini hiç yalnız bırakmadı. Sen cehennem azabı gösterme diye başlayan dualarım.
Ebu Talip annem ve babama ettiğim bütün dualarımda vardı. Sonra inşallah yalandır diye kendimi avutmaya çalıştığım tesellilerim.
Hz. Adını her duyduğumda burnumun direği sızlardı. Prof. Dr. Haydar Baş Bey bir TV programında Ebu Talip Müslümandır ve iman ehlidir deyiverdi. Yaşadığım bu mutluluğu sevinci size tarif edemem.
Ve ben yine ağladım. Kaybettiğini bulan bir çocuk gibi. Sevdiğine kavuşan maşuk gibi ağlıyorum bu yazıyı yazarken de ağlıyorum.
Ebu talip Hz. Ali’nin değerli babası sizleri sevmek bir ayrıcalıkmış. Değerli hocam Allah senden razı olsun. Ne kadar bilgisiz ve cahilmişim yürüdüğüm hayat yolunda ışık oldun meşale oldun Ebu Talibe hakkını verdin.
Hz. Aliye ve onun Ehlibeytine hakkını verdin. Bizlere tanıttın sevdirdin. Yolun açık olsun. Ya Ebu Talip ya Ehlibeyt şefaatinize talibiz.
Fatıma Hançer