Kilis’in merkezinde yaklaşık 1 yıl önce nüfus 84 bin civarındayken şimdi 30 bin mültecinin gelmesiyle bu rakam 114 bin civarına yükseldi. Yani Kilis’te her 11 kişi’den 3’ü mülteci. Bu mültecileri Kilis’in bütün sokaklarında, mahallelerinde ve pazarlarında görmek Kilis halkı için artık alışıldık bir durum. Burada hayat şimdi öncekinden çok farklı...
Fabrikalarda, atölyelerde hatta markette fırında konfeksiyoncuda bile çalışıyorlar. İşverenin onları işe alması için öngördüğü tek bir koşul var; Türkçe bilmeleri. Öylesine halleri perişan ki günlük 10 TL’yi kabul edip çalışmaya koyuluyorlar.
Kilis’teki en yıkık çökük harabe denecek evlere bile yerleşmişler.2 odalı evlerde yaklaşık 20 kişi kalıyor. Özellikle çocuk sayıları çok fazla. Bunun yanı sıra maddi durumu çok iyi olanlar da var. Yani her Kilislinin farklı dilden farklı kültürden en az bir komşusu var. Dolayısıyla onlarla iletişim kurmak kaçınılmaz.
Ben de birkaç mülteci komşumuzla iletişim kurdum. Onlara “nasılsınız?”diye hallerini sordum. Fakat onlar o kadar içlenmişler ki neler neler anlattılar. —Dediler ki: burada hayat çok zor ekmek pahalı elektrik pahalı su bile parayla. Ev kiralarına güç yetmiyor, iş olanağı yok halimiz perişan. —Dedim ki Suriye’de nasıldı ki? –Onlar: Suriye’de yok denecek kadar az fatura ödenir. Ekmek gibi temel gıda maddeleri çok ucuz su parasız. Ortalama, herkesin oturduğu ev kendi malıdır. Kiralık ev sayısı çok azdır. İş istihdamı yüksek benzin mazot gibi akaryakıtlar buradaki fiyatın 8’de biri kadardır. –Dedim ki peki neden buradasınız? —Onlar: Biz demokrasi istedik, bu konuda hırslandırıldık. İsyan ettik ve Kilis’e sığındık. Buraya gelirken demokrasinin sıcak yüzüyle karşılaşacağımızı sanıyorduk. Fakat zamanla analdık ki, bizde sadece ismen var olamayan, ama hep bizim menfaatimize yaralı olan, adının ne olduğunu bilmediğimiz o sıcak yüzlü yönetimi Suriye’de bıraktık. Şimdi çok pişmanız!
Böyle düşünen binlerce kişiyle karşılaşıyoruz. Hele de şimdi kış mevsiminin zorlu şartları altında durum daha da kötüleşecek. Aslında birazda tedirginiz. Çünkü insanların çocukları eşleri aç kaldığında hırsızlık gasp gibi birçok suç’a yöneleceklerdir. İçlerinde ne olduğu belli olmayan birçok ajan da mevcut olabilir. Yani Kilis’in huzuru giderek bozuluyor. Ben eminim ki bu durum bütün sınır illerinde aynıdır. Biz Suriye’deki mültecilere destek verdikçe Türk halkını huzuru giderek bozulacak.
Tarihte hiçbir ülke başka bir ülkenin içişlerine bu kadar karışmamıştır. Hem de aynı inancı paylaştığı halde.
Umudumuz odur ki, bu insanlara hayat güvencesi vaat ederek Türkiye’ye alanlar bu soruna bir çözüm bulur.
BEHİYE İNEKÇİOĞLU