Geçen hafta, Elazığ ve Malatya’yı kapsayan bir seyahate çıkmıştım. Malatya’da, dönüş bileti ayırtmak için otobüs firmasını aradığımda, görevli bana otobüsün dolmak üzere olduğunu kesin kararlı isem bilet ayırtmamı söylediğinde oldukça şaşırmıştım. Çünkü kış aylarında yaptığım seyahatlerde genellikle otobüsün yarısı boş oluyordu. Tabi ben görevliye muhakkak geleceğimi ve bileti ayırmasını söyledim.
Hareket saati geldiğinde otogarda otobüsün etrafı gayet kalabalık ve yolcuların tamamına yakını 30-40 yaşlarında ve erkek yolculardı. Neyse tam yanlarına yaklaştığımda, içlerinden biri “o hocam sen ne geziyorsun buralarda” diye yanıma yaklaştı. Derken 10-15 kişilik bir grup olduk. Evet bu arkadaşlar Kilis Tekel Suma Fabrikası’ndan Malatya Sigara Fabrikası’na tayini çıkan işçilerden başkası değillerdi. Devlet Tekel’i özelleştirdiğinde 100 kişiyi aynı maaşla Adana ,Elazığ, Malatya gibi illere tayin çıkarmış, Kilis’te kalan işçilerde tazminatları ödenip, fabrikanın içinde binlerce ton üzümü ile birlikte özel şirkete verilmiştir. 2005 yılında sözleşmeleri bitecek işçilere ise, şirket tazminatları zaten devlet tarafından ödendiği için ya asgari ücrete talim edeceksin yada çekip gideceksin diyeceklerdir.
Malatya’da otobüse beraber bindiğimiz işçi kardeşlerimiz ise hızlı bir tayinle çoluk ve çocuklarını bile alamadan Malatya’ya gelip iş başı yapmışlar, her birinin gözünde ailelerinin hasreti ile bir an önce memlekete gidip 2 günlük izini kutlama heyecanı vardı. Fakat karlı buzlu yollar, uzadıkça uzuyor ve 4 saatlik yolu 7 saatte alıyoruz.
İşçi arkadaşlarla otobüste yaptığım sohbetlerde bir dokunuyorum bin ah işitiyorum. Bir tanesi diyor, “Ben genel seçimde bu hükümete işçiyi, memuru ezdirmeyeceğim dediği için destek vermiştim. Şimdi ise çalıştığım fabrika satıldı .Malatya’daki sigara fabrikası da özelleştirilecekmiş sonumuz ne olacak belli değil” diyor.
Peki diyeceksiniz ki, şimdiye kadar ki yazdıklarınızın yazının başlığı ile hiç ilgisi yok. Onu da izah edeyim. Prof Dr Haydar Baş beyin bir sözü var “Vücuttaki kan ne ise piyasadaki para odur” Kilis’ten tayini çıkan 100 işçi ortalama ayda 1 milyar maaş alıyorlardı. Bu toplama ayda 100 milyar para eder, bu para piyasada kan olarak; bakkalın, kasabın manavın ve bilumum tüm esnafın cebine giriyordu. Şimdi bu para Kilis’in piyasasından çıkmıştır.
Sayın Milletvekillerimiz, geçen Ramazan ayında piyasanın sanal biçimde hareketlendiğinden övünüyorlardı. Şimdi Kurban bayramından sonra ise piyasada dal kıpırdamıyor.
Eğer Tekel özelleştirmeden evvel sayın Milletvekillerimiz tedbirini alıp, milletin elindeki binlerce ton üzümü Tekel’e aldırsaydı. Bugün piyasamızda ve çiftçinin elinde 1,5-2 trilyon para bulunacaktı. Kimi düğün yapacak kimisi borcunu ödeyecek ve lakin piyasa hareketlenecekti. Bence, tüm bu tedbirler alınmamış ve Kilis kaderine terk edilmiştir.