12 Mayıs 20005 tarihinde AİHMnin aldığı kararla bölücübaşı Abdullah Öcalanın yeniden yargılanma süreci başladı. Türkiyenin gündemine bomba gibi düşen bu haber hükümeti telaşlandırdı. Aslında bu bomba AK Partisi hükümetinin eliyle düştü. Ama hükümet, topu devlete atarak adeta bunu ben yapmadım psikolojisi ile sorumluluktan kurtulmaya çalışmaktadır.
AK Partisi hükümeti 2004 yılında Anayasada yaptıkları değişiklikle, Avrupa hukukunu T.C Devletinin hukukunun üstünde bir üst hukuk olarak kabul etmiştir. Bu çerçevede AİHMnin Abdullah ÖCALAN ilgili aldığı yeniden yargılanma kararı T.C Devletini bağlar niteliktedir. Dışişleri Bakanımız Sayın Abdullah GÜL mesuliyetten kurtulmak için topu devlete atmaktadır.
Gelin şimdi devlet yönetiminin işleme şeklini inceleyelim. Devletin Yasama, Yürütme ve Yargı sistemi ile kuvvetler ayrılığı esasına dayanan üniter bir yapısı vardır. Yasama: AK partisinin 370 milletvekili ile temsil edildiği Türkiye Büyük Millet Meclisidir ki, Anayasayı değiştirecek çoğunluktur. Yürütme hükümettir, yani Bakanlar Kuruludur. Şu anda hükümet ve bakanlar AK Partisindedir. Yargıya gelince Adalet Bakanlığına bağlıdır. Kısaca şunu söylemek istiyorum: Devletin yönetimi şu andaki AK Partisi hükümetinin kontrolündedir. Acaba devlet bakanlarının işlevleri, devletin yönetimi ile ilgili değil midir?
Bu mantıkla Ak Partisi hükümeti Apo bombasını bir elinden diğerine atmaktadır. Ve bu Apo davasının tek sorumlusu Sayın Başbakan Recep Tayip Erdoğan ve onun bakanları ve de milletvekilleridir. Kimseyi kandırmasınlar.
Ben buradan sesleniyorum: 35 bin kişinin katili Abdullah Öcalanı yeniden yargılayıp, milletvekili olarak meclise mi sokmak istiyorlar? Abdullah Öcalan milletvekili olarak meclise girmek isterse başka bir parti aramasına gerek yoktur. Çünkü o da nasılsa diyet borcunu ödemiş olur.
Şimdi gelelim asıl sorumuza. 1984 yılından bu yana bu millet terörle mücadele ile 35 bin evladını şehit vermiştir. Eğer bu mücadele yanlış ise (yanlış değildir!), 35 bin vatan evladının mücadele edip şehit olmasında karar mekanizması olan siyasetçi, bürokrat, bilim adamları, sivil toplum örgütleri v.b. tüm yetkili ve etkili kişilerin sorgulanması gerekir. Yok eğer bu mücadele doğru ise (ki doğrudur!), Abdullah Öcalanı yeniden yargılayıp siyasallaştıran iradeyi sorgulamak gerekir. Eğer bunlar yapılmazsa derim ki, bu aziz Türk Milletinin canı bu kadar değersiz midir? Gerçi terörle mücadele de hiçbir siyasinin, bürokratın, bilim adamlarının aydınların evlatları şehit olmadı ki! Onlar evlat acısının nasıl olduğunu nereden bilsinler. Bizde bir söz vardır; Birinin canı diğerine ucuzdur. Siz bu milletle dalga mı geçiyorsunuz? Biz kimseye hain demiyoruz ama bunun hesabını soruyoruz. Unutmayın ki, çok yakında bir Molla Kasım gelir, sizi sığaya çeker. O günler çok yakındır. Kalın sağlıcakla.
Mehmet İnekçialioğulları