Çanakkale Zaferi, Türkün kuvvetini dünyaya ilan ve ispat etmesi bakımından tarihimizin en büyük şeref levhalarından biridir. , Çanakkale ruhunun Müslüman Türkün manevi direncini, vatana ve millete bağlılığını ve mukaddesatı uğruna nasıl ölümü tebessümle karşıladığının sarsılamaz gücünü vurgulayan büyük bir mana olduğunu unutulmamalıdır.
Çanakkale, Yüce milletimizin kültür ve inancındaki sadakatı, azim ve kararlılığı, Türkün Kuvvet ve satvetini dünyaya ilan ve ispat etmesi bakımından tarihimizin en büyük şeref levhalarından biridir . Çanakkale ruhunun Müslüman Türkün manevi direncini, vatana ve millete bağlılığını ve mukaddesatı uğruna nasıl ölümü tebessümle karşıladığının sarsılamaz gücünü vurgulayan büyük bir mana olduğunu, bugün bu ruhun boğulmak suretiyle Türk milletinin direncinin kırılmak istendiğini bilinmeli ve ona göre birlik ve beraberlik sağlanmalıdır.
Genel anlamda kültür emperyalizmi, özel adıyla dinler ve medeniyetlerarası diyalog faaliyetleri, manevi bir kurt mesabesinde Çanakkale ruhunu kemirmektedir.
Her biri cinayet olan şu kabullere bakınız:
1 Dost ve düşman kuvvetlerin verdiği kayıpların tamamı şehit olarak nitelenmektedir.
2 Tabiatıyla her iki tarafın bağlı olduğu inanç sistemi de haklı ve makul görülmekte, bir nevi hilalle haç eşitlenmektedir.
3 Buradan hareketle Çanakkale dinlerin barışını (!) ifade eden uluslararası bir park olarak farklı bir statüye alınmak istenmektedir. Dahası bu mesele bu girişime onay vermeyen Orman Bakanlığının yetkisinden alınıp Dışişleri Bakanlığının tasarrufuna bırakılmıştır.
4 Yabancılara mülk satışı legal hale getirilerek her zerresi şehit kanı ile yoğrulmuş mukaddes toprakların, müstevlilerin bugünkü torunlarına iadesinin önü açılmıştır. Bütün bu girişimler Çanakkale ruhunu boğmaya yönelik tehlikeli cüretkarlıktadır mevcut Çanakkale kutlamalarının büyük çelişkiyi, çifte standardı ve tribünlere oynamayı ifade etmekten başka bir anlam ifade etmediğini bilmek gerekmektedir.
Ama dost ve düşman bilsin ki; Çanakkale ruhu ebediyyen yaşatılacaktır ve bu ruhtan yoksun olanların, Çanakkale ruhunu inkar edenlerin bu milletin sesi olmaya,bu milleti temsil etmeye hakkı yoktur. Biz Türk milleti olarak gücümüzü ve asaletimizi maneviyatımızdan alıyoruz. Üzülerek okuyoruz ki bazı kendini bilmezler, maneviyat yoksulluğundan olsa gerek, maneviyatsız, ruhsuz bir Türk milli oluşumu için mücadele etmekte ve Türkün asaletinin ve gücünün kaynağı olan maneviyatı görememekte israr etmektedirler. Bu arkadaşlara tek söyleyeceğim şudur;SAKIN FAZİLET ELBİSESİNİ ÜZERİNDEN ÇIKARMA, OZAMAN EN KÜÇÜK MAHLUK BİLE SENİ EZMEYE ELİR VE EZER.Bu millet bu elbiseyi giydi ve gücü,onuru asaleti bu şekilde buldu. Çanakkaleyi bu ruhla kazandı, Milli mücadeleyi bu ruhla kazandı, 1974 Kıbrıs barış harekatını bu ruhla kazandı, beşparmak dağlarına TANKI BU RUHLA ÇIKARDI..Başkalarının piyonu olmaktan, başka seneristlerin seneryosunu oynamaktan vaz geçsinler, AB ruhuna karşı olduğumuz gibi Çin ruhunada karşıyız.Bu millet artık aslına dönmeli ve bu oyunları bozmalıdır.....
UNUTULMAMALIKİ;
AKIL SONRADAN AH ÇEKMEK İÇİN DEĞİL, ÖNCEDEN DÜŞÜNÜP TEDBİR ALMAK İÇİNDİR.
Muhteşem bir tarihin manevi güzelliğini küçük görmek, o muhteşem maziyi de küçük görmek, kendisini bu milletten saymamaktır.
Hem ATATÜRKÇÜ olacaksınız hemde bu milletin dini anlayışını kabul etmeyeceksiniz.Burada iki şık var ya hainliklerinden yada ATATÜRKÜ iyi tanımadıklarından bu düşüncelerin içerisine girmektedirler. Bakın GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ne diyor;
Türk Milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır, demek istiyorum. Dinime bizzat hakikate nasıl inanıyorsam, buna da öyle inanıyorum. Şuura muhalif, terakkiye engel hiçbir şey ihtiva etmiyor.
Görüldüğü gibi, Atatürk tüm yönleriyle olduğu gibi dindarlığıyla ve manevi değerlere verdiği önemle de milletine mükemmel bir örnek olmuştur. Nitekim Atamızın, vefatından çok kısa süre önce halkına ilettiği sözleri de vatansever insanların dinlerine bağlı olmaları gerektiğini bir kez daha vurgulamaktadır:
Bütün dünyanın Müslümanları Allah'ın son peygamberi Hz. Muhammed (sav)'in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli. Tüm Müslümanlar Hz. Muhammed (sav)'i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli; İslamiyet'in hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli. Zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilirler.
Efendiler, biz bize benzeriz. Büyük devletler kuran atalarımız büyük ve kapsamlı medeniyetlere de sahip olmuşlardı. Bunu aramak, incelemek, Türklüğe ve dünyaya bildirmek bizler için bir borçtur. Türk çocuğu atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.
Atatürk devlete bağlılığın üzerinde önemle durmuştur. Çünkü bir milletin varlığı ve bekası için, güçlü bir devlete sahip olması zorunludur. Ve Türkiye Cumhuriyeti, Türk Milleti'nin yararını gözeten, milletin refahının, güvenliğinin ve geleceğinin yegane temeli olan bir devlettir. Devletimizin korunması, her Türk vatandaşının birinci görevidir. Vatansever ve milliyetçi insanlar, devletin kurumlarına zarar verecek, bu kurumların işleyişini aksatacak ya da devletin değerlerini yıpratacak bir faaliyet içine kesinlikle girmeyecekleri gibi, buna yeltenenlerin de her zaman karşısında olacaktır..
Evet sevgili arkadaşlar;Atatürk devlete bağlılığın üzerinde önemle durmuştur. Çünkü bir milletin varlığı ve bekası için, güçlü bir evlete sahip olması zorunludur. Ve Türkiye Cumhuriyeti, Türk Milleti'nin yararını gözeten, milletin refahının, güvenliğinin ve geleceğinin yegane temeli olan bir devlettir. Devletimizin korunması, her Türk vatandaşının birinci görevidir. Vatansever ve milliyetçi insanlar, devletin kurumlarına zarar verecek, bu kurumların işleyişini aksatacak ya da devletin değerlerini yıpratacak bir faaliyet içine kesinlikle girmeyecekleri gibi, maneviyatıylada oynamaya kalkanların, buna yeltenenlerin de her zaman karşısında olacaktır O, eşsiz komutan millî ruhtan bir parçadır ve Türk ırkı yaşadıkça milli kimliğiyle dimdik ayakta duracaktır
MURAT YEŞİLGÜL