Tanrım o ne duygulu bir okumaydı.O ne güzel İstiklal Marşı söylemeydi.Hala bilgisayarımın başında ona uygun bir sıfat ve ona uygun bir kelime arıyorum.Dört yaşında olacaksın ve İstiklal Marşımızın on kıtasını da hiç takılmadan ve yanılmadan heyecanla,duyguyla ve sevgiyle okuyacaksın.
Salonda bulunanların göz yaşına hakim olamadığı bir ortamda,dört yaşındaki bir kız çocuğunun İstiklal Marşı?ndaki bütün kıtaları coşkuyla ve heyecanla eğer izlemediniz ise,mutlaka büyük bir gösteriyi kaçırdınız demektir.Bu şiiri yazan Mehmet Akif Ersoy bile,zannediyorum ki,bu mısraları kaleme alırken bu kadar heyecanlanmamış ve duygulanmamıştır.
Korkma,sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak,
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak;
Diye başlayan ve sonunda elleriyle,kollarıyla mikrofona sarılarak;
Dalgalan sende şafaklar gibi ey şanlı hilal,
Olsun artık dökülen kanlarımızın hepsi helal,
Ebediyen sana yok,ırkıma yok izmihlal,
Hakkıdır,hür yaşamış bayrağımın hürriyet,
Hakkıdır,Hakk?a tapan milletimin istiklal,
Diyerek,on kıtayı da ezbere ezbere okuyup tamamlayan dört yaşındaki bu kız çocuğunun ,o muhteşem gösterisi;Türk ulusunun kazandığı zaferlerin bir gösterisi olarak tezahür etmekte.İnsanın içinde kıpır kıpır kıpırdayan bu vatan ve bayrak sevgisi karşısında insanın bazı duyarsızlara karşı nefretin çoğalması beklide bu sebeplerden olmalıdır.
Bütün Türk çocuklarının severek ve duyarak şu İstiklal Marşımızı okuması ve hatta ilkokula başlayan her çocuğa bu mısraların bir aşı halinde sunulması,işte vatan ve bayrak sevgisinin en güzel tezahürüdür.Bu bakımdan sevgili öğretmenlerimize büyük görevler düşmektedir.Bu kızımız mutlaka aile ortamından aldığı bir güzel duygularla bu güzel mısraları duyarak okumuştur.Yarın okul sıralarında ona okul sevgisi ile birlikte Bayrak,Vatan ve Atatürk sevgisini de aşılarsak,işte Türk çocuğu gelecek nesillere bırakacağımız,en büyük mirası olur.
Bu bakımdan ekranlarda izlerken göz yaşlarımı sildiğim bu duygulu anı,ömrümün en güzel resmi olarak muhafaza etmeye çalışacağım.Bir Türk çocuğunun yaşadığı güzellik daima hafızalardan sevginin ve güzelliğin en büyük örneği olarak saklı kalmasına vesile olacaktır.
İleriki yıllarda bu güzel çocuğu izleyiniz,mutlaka ve mutlaka erişilmesi güç bir vatan sevgisi ile dolu bir hanımefendi olarak;ATATÜRK NESLİNİN UNSURLARI İÇİNDE YER ALMAYA NAMZET BİR ŞAHSİYET OLDUĞUNU GÖRECEKSİNİZ.
Bana sevginin en güzelini ve mutlu bir göz yaşını yansıttığın için,seni kutluyor ve öpüyorum güzel çocuk.Tanrı seni korusun ve ailene bağışlasın.Seninle ne kadar övünsek azdır diye düşünüyorum.Zira o el,kol hareketlerinle donattığın İstiklal Marşımız daki ifadelerin hala gözlerimin önünde.Vatanımızın bölünmez bütünlüğünü çağrıştırmaktadır.Acaba bazı duyarsız çevreler ,senin dört yaşında verdiğin mesajından,biraz ders aldılar mı,dersin!
Nejat Taşkın