Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) merhum Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, 31 Mart yerel seçimlerinden önce Bayrampaşa'da yapılan mitingde "Bundan sonra dolar, ata binmiş süvari gibi olacak, sürekli artacak, sakın dövizle borçlanmayın" diye uyarmıştı. (24 Mart 2019)
Bugün bu at artık dört nala koşuyor.
Hatırlarsanız, ekonomiden sorumlu siyasilerimiz dolar ile alakalı olarak, "Bizim için önemli değil, biz oraya bakmıyoruz" şeklinde garip bir açıklama yapmışlardı.
BTP'nin yeni Genel Başkanı Hüseyin Baş, dolar kurunun son günlerde rekorlar kırarak artması ve 7,94 lirayı geçmesi üzerine, sosyal medya hesabından, "Yavaş yavaş Dolar'a baksak iyi olacak. Bakmadıkça yükseliyor..." mesajını paylaştı.
Dolar kurunun sürekli rekorlar tazeleyerek artması, Türkiye gibi her konuda dolara bağımlı ülkelerde her sahayı etkiliyor.
Aldığımız dolar borçla ekonomiyi döndürmeye çalışıyoruz. Hammaddeyi, enerjiyi dolarla ithal ediyoruz. TL'mizi, Prof. Dr. Baş'ın ifade ettiği gibi doların tercümesi olarak, yani aldığımız borç doların karşılığı basıyoruz. Faturalar, kiralar, köprü ve yol geçişleri, masraflar, harcamalar hep dolara göre belirleniyor.
Dolar kurunun artması; maliyetlerde artış, faizlerde artış, borçlarda artış, tavizlerde artış, gelir adaletsizliğinde, açlıkta, yoksullukta, boşanmalarda, intiharlarda artış vs. anlamına geliyor. Dolar kurunun artmasına neden olan o kadar sebep var ki…
Temsilciler Meclisi Sözcüsü Nancy Pelosi ve ABD Hazine Bakanı Steve Mnuchin ABD vatandaşlarına nakdi ödemeleri de içeren yeni yardım paketi için 40 dakikalık bir görüşme gerçekleştirdi. Uzmanların ifadesine göre, bu bir etken…
ABD Hazine Bakanlığı tarafından 18 İran bankasına yaptırım uygulama kararı alınması bir etken…
Yaklaşan ABD seçimlerinde Türkiye'ye karşı pek de dostane tutum takınmayan Joe Biden'ın seçilme ihtimali bir etken…
Azerbaycan-Ermenistan arasındaki gerilim bir etken…
Türkiye'nin Rusya'dan aldığı füze savunma sistemi S-400'leri test edeceğine ilişkin haberlere ABD'den tepki gelmesi, ABD'li senatörlerin Türkiye'ye yaptırım uygulanması için çağrıda bulunması bir etken…
Ege ve Doğu Akdeniz'de yaşanan gerilimler bir etken…
Türkiye'de doların yükselişi ile mücadele edilecek yeterli rezerv kalmaması, ekonominin yapısal sorunları önemli etkenler... Ve daha niceleri…
Şu bir gerçek ki, dolara o kadar bağımlıyız ki, dünyadaki ve ülkemizdeki gelişmelerin tamamı dolar kurunu olumsuz olarak etkileyebiliyor.
Dünyada biri hapşırsa, biz finansal anlamda zatürre oluyoruz.
Her ne kadar ekonomi yönetimi "dolara bakmıyoruz" dese de pratikte dolar kurunun artmaması için birçok bedel ödenmeye devam ediliyor.
Merkez Bankası (MB), daha geçtiğimiz günlerde toplanmıştı ve politika faizini 200 baz puan artırarak 8,25 TL'den, 10,25 TL'ye yükseltmişti. Dün MB'den yeni bir hamle geldi; döviz karşılığı TL swap piyasasında faiz oranını yüzde 10,25'ten yüzde 11,75'e yükseltti.
Ama ne var ki, ne ilk hamleden, ne de ikinci hamleden sonra dolar kurunda bir iyileşme yaşanmadı. Çok kısa bir süre sonra tırmanmaya devam etti.
Hatırlarsanız, bize dolar satan küresel tefecilerin sözcülüğünü yapan ABD'li ekonomist Prof. Dr. Steve Hanke, TÜİK yıllık enflasyon rakamını yüzde 11,75 olarak açıkladığında, Türkiye'deki gerçek enflasyonun yüzde 37,87 olduğunu belirtmişti.
Yani yabancıların Türkiye'den bekledikleri faiz oranı yüzde 40'lar seviyesinde…
Esasen biz faiz oranlarını yüzde 11,75'te tutsak bile bu kadar faiz ödemesini dolaylı olarak yapmış oluyoruz. Nasıl mı? Yılbaşından bugüne, dolar kurundaki artış yüzde 25 seviyesinde… Yüzde 11,75 faizi buna ilave et, bize paranın maliyeti yaklaşık yüzde 37 oluyor. Faiz oranlarını artırmadığınız zaman bile, yabancılar kur farkıyla istedikleri kazancı elde ediyorlar. Esasen bu durum, herhalde siyasilerimizin de işine geliyor.
Faizi yabancıların istedikleri şekilde artırmayarak,
dolar kurunu da serbest piyasaya bırakarak iç siyasette topu taca atmış
oluyorlar. Ama görüntüde böyle gözükse de neticede ekonomide genel anlamda
yaşanan tüm problemlerin temel sorumlusu siyasi iradedir.
Netice olarak şunu diyebiliriz; finansal olarak dolara ya da başka yabancı para birimlerine bağımlı olmaya devam edersek, sürekli devletiyle, milletiyle kaybetmeye devam edeceğiz. Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nde geniş olarak, formülüne varıncaya kadar anlattığı finansal sisteme geçmediğimiz müddetçe dolar üzerinden sömürülmeye devam edeceğiz. Artık emek ve üretim karşılığı senyorajla kendi Milli Paramızı devreye koymalıyız, dolar kuru oyunlarının bizleri daha fazla sömürmesine müsaade etmemeliyiz.
Murat Çabas
Yeni Mesaj Gazetesi